Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birol Güven’in yazıp Hasan Tolga Pulat’la birlikte yönettiği, Tamer Karadağlı gibi ünlü isimlerin kendilerini canlandırdığı “Pamuk Prens”, dizi sektörüyle dalga geçen farklı bir komedi

        “PAMUK Prens”, sinemamızda pek rastlanmayan türde özel bir film. Filmde Tamer Karadağlı, Arzu Balkan, Birol Güven gibi ünlü isimler, kendilerini oynuyorlar. Öykü gerçeklerden yola çıksa da tümüyle hayal ürünü... Başta Karadağlı olmak üzere herkesin kendi imajıyla dalga geçtiği bir film de denilebilir. Ama asıl amaç, imajları karikatürleştirmekten ziyade, imajlar üzerinden bir öykü anlatmak...

        Filmin iki ana “karakter”i var. İlki çapkınlığı bırakıp eski eşi Arzu Balkan’a dönmek ve artık aile babası olmak isteyen Tamer Karadağlı... İkincisi ise Karadağlı’yı bir dizinin başrolünde oynatmak için neredeyse herkese karşı tek başına mücadele eden yapımcı Birol Güven... Karadağlı, erkeklik içgüdülerine karşı savaşıyor. Birol Güven ise önyargılara karşı... Karadağlı savaşı kendi içinde veriyor. Güven ise belagatin yetmediği durumlarda yapımcı olmanın avantajlarını kullanıyor.

        GENÇ YAZARLAR VE PİYASANIN GERÇEKLERİ

        “İki senaryo yazarı ve iki oyuncu adayından oluşan genç sinemacılar grubu”nun filmde en az Güven ve Karadağlı kadar önemli bir işlevi olduğunu gecikmeden belirtelim. Hatta filmin asıl merkezinin bu dört genç olduğu dahi söylenebilir. Kaldı ki, Güven tecrübeli bir yazar olarak, seyircinin ünlü ve varlıklı iki ana karakterle özdeşleşmeyeceğini, onların sorunlarını çok da hayati bulmayacağını şüphesiz biliyor.

        Kendi yaş gruplarının hikâyesini anlattıkları “Kara Prens” adlı dizi senaryolarıyla piyasaya girmek isteyen bu dört gencin samimiyeti ve tutkusu, filmi sürükleyen en önemli unsur. Dolayısıyla, öyküdeki en güçlü ve masum arzular onlara ait. Aslında bütün filmin, onların yaşadığı hayal kırıklığı ve şaşkınlık üzerine kurulu olduğu dahi öne sürülebilir... Bu gençlerin cephesinden baktığımızda Güven ve Karadağlı, biraz “kötü adam” gibi duruyorlar. Her ikisi de iyi ve düzgün bir iş yapmak isteyen gençlere karşı piyasanın gerçeklerini temsil ediyorlar.

        KARADAĞLI İMAJIYLA DALGA GEÇİYOR

        “Pamuk Prens” her koşulda son sözü hep paranın söylediğini ve içgüdülerle cinsel zaafların öyle kolay kolay yok edilemeyeceğini vurguluyor... Bu yönüyle alaycılığını hiç kaybetmeyen realist bir mizah anlayışına sahip. Özellikle Güven’in bir yapımcı olarak yazarları yönlendirdiği sahnelerde filmin zekâ seviyesi yükseliyor; dizi sektörüyle ince ince dalga geçiliyor. Ama filmin bütününde aynı mizah seviyesine rastlamak zor. Tamer Karadağlı’nın kendi imajıyla dalga geçmesi çok hoş ve bizde pek rastlanmayan cesaretli bir tavır. Ama “kaş” muhabbeti başta olmak üzere Karadağlı’nın sahnelerinin tekrara girdiği ve çoğunlukla uzadığı söylenebilir. Ayrıca Venedik’teki fotoğrafçı bölümü gibi filmin öyküsüne ve temasına hiç hizmet etmeyen, tempoyu düşüren birçok sahne var.

        EĞLENCELİ VE HOŞ BİR DENEME

        Yönetmen ve yazar Birol Güven, sade tarzıyla filmin en çok güldüren oyuncularından biri. Ama yönetmen olarak nedense ekibine tam aksine abartılı bir komedi oyunculuğunu uygulatmışa benziyor... Oysa durum komedisini hedefleyen bir filmde doğal oyunculuk en iyi tarz değil midir? “Pamuk Prens” eğlenceli ve hoş bir deneme. Ama aynı zamanda kaçırılmış bir fırsat.

        Diğer Yazılar