Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MECLİS’teki odasının bulunduğu koridorda 200’e yakın insan bekliyor.

        Hemen hepsinin talebi, genel başkan yardımcıları da dahil toplam 39 kontenjan adaylığından birini kapabilmek.

        Tek istekleri, bu amaçla kendisiyle iki dakika da olsa konuşmak.

        Arkadaşım Ruşen Çakır ile bu kalabalığın arasından Grup Basın Müşaviri İsmet Demirdöğen’in desteğiyle sıyrılıp CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun odasına girebiliyoruz.

        Kılıçdaroğlu, partiye olan yüksek teveccühten ve önseçim sonucundan mutlu.

        Doğrudan sorulara giriyoruz:

        Seçimde bazı önemli isimlerin liste gerisine düşmesi sizin için de sürpriz oldu mu?

        - Bence taban yenilenmek, değişim istiyor. Bu gerçekleşti büyük ölçüde. Değişim talebi güçlü olarak geliyor. İlk tüzük değişikliğinde kontenjan hakkını bir daha kullanmayacağım. Kontenjan aslında partiler için değil, dışarıdan gelenler için olmalı. Partili değil ama bilgisi, deneyimi olanı almak için. Mesela Aykut Erdoğdu partili değildi, bir bürokrattı. Ama geldi çalıştı, girdi önseçime ve kazanıp geldi.

        ERKEK EGEMEN

        Kadınlar öne çıktı, bu sizin için yeterli mi?

        - Önseçime kadının girip mücadele etmesi zaten başlı başına büyük bir olay. Erkek egemen bir siyasal yapıdan kadının birinci çıkması ise başlı başına büyük olay. Listeleri delip geldiler. Bu kadınlara cesaret getirecek. “Demek ki mücadele edersek biz de seçilebiliriz” diyecekler. Tabii kadınların biraz daha fazla sayıda üye olmaları lazım.

        Kontenjan sıralamasına da teşkilatın mesajının yansımasını görülecek mi?

        - Evet... Birinci sıralar kesin kadın olacak, ama mesela üçüncü sıra da kadın olabilir.

        KİM YAPTIRDI?

        Savcının odasının basılmasına ne diyorsunuz?

        - DHKP-C’nin ne olduğunu herkes biliyor. “Sezgin Tanrıkulu da gelsin” falan diyorlarmış; gitmeyecek. Biz kesinlikle o işlerde olmayacağız. Savcının göz göre göre rehin alınmasını izleyen hükümet ve istihbarata sormak istiyorum; bayrak, flama, silah, plastik kelepçe gibi eylem araçlarıyla adliyeye nasıl girildi? Bu malzemelerin adliyeye sokulmasında yaşanan elektrik kesintisi etkili mi olmuştur? Yoksa elektrik bu iş için kasıtlı mı kesilmiştir? Adliyenin var olan jeneratörü devredeyse bu malzemelerin içeri sokulmasında kimler yardım etmiştir? Hükümetin kesinti sonrası terör saldırısı olabilir açıklaması, rehin alma olayında parmağı olduğunun göstergesi midir? Ülke güvenliğini ve bütünlüğünü sağlamak, görev tanımınızda var mıdır? Bir ülkenin MİT’i vazifesi olmayan işlerle uğraşırsa cumhuriyetin savcılarının odası da davulla zurnayla basılır. Bakın bu olayla elektrik kesintisi, emeklilere iki maaş, önseçim geride kaldı. Biz bunlara hazırlıklıyız, tahmin ettiğimiz gibi gidiyor. Seçime kadar benzer olayların devam etmesinden kaygı duyuyorum.

        Melda Onur sıralamada geriye düştü, kontenjanla ön sıradan yer verir misiniz?

        - Önseçime girene tüzük, kontenjan hakkı tanınmasına izin vermiyor. Ama eğer seçilemezse parti yönetiminde aktif olarak çalışır. Bizim o insanlardan vazgeçme hakkımız yok.

        Diğer Yazılar