Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        YURTDIŞI oylar, Cumhurbaşkanlığı seçiminin ardından bu kez milletvekili genel seçiminde belirleyici olacak.

        2 milyon 867 bin 658 kayıtlı seçmenin 54 ülkede 112 sandıkta kullanacağı oyları Cumhurbaşkanlığı’ndan ayıran tarafı ise oy dağılımında uygulanacak katsayı yöntemi.

        Çünkü, YSK’nın yeni karara bağladığı yöntem, yurtdışı oyların sadece partilerin baraj kaderini değil, aynı zamanda her bir seçim çevresinde milletvekili kazanma sırasını da etkileyecek.

        Dikkat çeken en önemli nokta ise yurtdışı ile gümrük kapılarında verilen oyların bağımsız adaylara herhangi bir getiri sağlamayacak olması.

        Bir diğer önemli ayrıntı da oyların her seçim çevresinde partilere, yurtdışında alınan oyların, yurtiçinde alınan oylara bölünmesiyle bulunan katsayıyla dağıtılması.

        YURT DÜZEYİ

        YSK, kararında yasal bir engeli aşarak işe başlamış.

        Yurtiçi, yurtdışı ve gümrük kapılarında alınan oyların toplamına “yurt düzeyi oy” tanımı getirmiş.

        Böylece Milletvekili Seçim Kanunu’nda şart koşulan “ülke genelinde alınan oyların % 10’u” yerine “yurt düzeyindeki oyların % 10’u” tanımını yapmış.

        Bir partinin barajı aşıp aşmadığının kriterini de bu iki oyun toplamına, yani “yurt düzeyi” oyuna bağlamış.

        Oyların seçim çevrelerine hangi oranda yansıtılacağını da biraz karmaşık olmakla birlikte matematiksel mantığı sağlam yöntemle tayin etmiş.

        NASIL YANSIYACAK?

        YSK, kararında uygulamayı birkaç örnekle de anlatmış.

        Örneğin, yurtdışında kullanılan oyu 1 milyon, Türkiye genelinde kullanılan oyu da 40 milyon olarak varsaymış.

        1 milyonu 40 milyona bölerek, seçim çevresine yansıtılacak oy hesabında kullanılacak katsayıyı 0.025 olarak hesaplamış.

        Diyelim ki X seçim çevresinde 1.500.000 oy kullanıldı, bu seçim çevresine yurtdışından ilave edilecek oy oranı 0.025 katsayıyla çarpım sonucu bulunan 37.500 olur...

        Böylece X seçim çevresinin oyu 1.537.500’e ulaşır.

        Ardından partilerin alacağı oya geçilir.

        Örneğin, P1 partisi yurtdışından 300.000 oy aldıysa, toplam kullanılan 1 milyon oyun bu partiye düşen katsayısı (300.000/1.000.000) 0.30 olur.

        Dolayısıyla X seçim çevresinde P1 partisine eklenecek oy, 375.000x0.30= 11.250 bulunur.

        Eğer P1 partisi X seçim çevresinde 250.000 oy almış ise 11 bin 250 eklemeyle 261 bin 250 oya ulaşır..

        Diyelim ki aynı çevrede ikinci parti P2’nin yurtdışı oy oranı % 45 olsun ve X seçim çevresinde de 245.000 oy alsın.

        P2’nin X seçim çevresine düşen oydan alacağı pay (37.500x0.45) 16.875 olur.

        O seçim çevresindeki toplam oyu da 261.875’e yükselir.

        Yani X seçim çevresinde P1 birinci çıkmış olmasına karşın, yurtdışı oyların oransal yansıması nedeniyle ikinciliğe geriler.

        Bu da oyların 1, 2, 3... 9’a bölünmesine dayalı d’Hondt sistemi nedeniyle de milletvekilli dağılımı bir anda tersine döner.

        Örneğin, X seçim çevresi 3 milletvekili çıkarıyorsa, yurtdışı dağılım olmadan P1 2, P2 ise 1 milletvekilini alırken, dağılım sonrası P2’ye 2 milletvekili kazandırır.

        Bütün bunlar da liderlerin neden ilk seçim gezilerini yurtdışına yaptıklarını anlatmaya yeter.

        Diğer Yazılar