Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “mega proje” olarak dün açıkladığı “Merkez Türkiye”nin adı, örgütün durumunu anlatmak için de uygun.

        Çünkü “Sandık Yollarında” dizisi için dolaştığım bölgelerin ağırlıklı bölümünde CHP teşkilatı için şunu söyleyebilirim ki “merkez odaklı” politika üreten bir yapı var.

        Teşkilatın bu durumuna karşın CHP seçmenine, önseçim nedeniyle farklı bir dinamizm gelmiş.

        Eskiden olduğu gibi kulüpte, kahvehanede, meyhanede ahkâm kesen partili gitmiş, tercihiyle listeye yerleştirdiği milletvekilinin kazanması için sahada çalışan CHP’li gelmiş.

        Gönüllü olduğu için etkinliği de yüksek gücü koordine edip hedefe yönlendiren, kitle yerine toplumsala dönüştüren yapı kurulamamış; kısacası voltran oluşturulamamış...

        Böyle olunca da Kılıçdaroğlu’nun çabasını topluma taşımakta eksik kalmış.

        İSTİSNALARI VAR

        Ancak sayısı az da olsa bazı yerlerde çok daha etkin teşkilat yapıları çıkmış.

        Örneğin, Adana İl Başkanı, partiyi köhne binadan çıkarıp rakiplerinin imrendiği merkezdeki binaya taşımış; milletvekili adaylarıyla koordineli yapı kurmuş.

        Benzer durum Şanlıurfa’da da oluşmuş; aday ile il başkanı bütünleşmiş; geçmişte ANAP, DYP’ye oy veren seçmenin bir bölümünü CHP’ye çekmiş.

        Doktor, eczacı, öğretim üyesi gibi toplumun sözüne itibar ettiği entelektüel kesimi kentsoylu güce dönüştürmüş, yerel politika üretimini başarmış.

        Yerelde üretilen bu politika CHP için tramplen oluşturmuş.

        Sosyo-ekonomik seçim beyannamesi ile dikkat çeken, “Merkez Türkiye” projesiyle de “Biz de Türkiye’nin sanayileşmesi ve kalkınması için proje üretiriz” imajını oturtan CHP Lideri Kılıçdaroğlu’nun projelerine destek sağlamış. Diğerlerinin bunu niye başaramadığını bilmem olası değil...

        Ancak şunu söyleyebilirim ki, en temel neden düşünsel ardıllarından atamadıkları geçmiş yükleri ve politik demagojinin hafifliğiyle siyaset üretmeleri.

        AİDİYET PATLAMASI

        Alanda en dinamik parti ise HDP...

        AK Parti ve CHP’nin merkezindeki dinamizm, HDP’nin herkesinde var...

        En önemli avantajı ise her evden bir kişinin HDP’ye oy verme kararı ve aidiyet...

        Yani seçmende Kürt kimliğinin baskın bir şekilde ortaya çıkması ve kitlelerin bunun peşinde var gücüyle çalışması.

        En önemli göstergesi de Demirtaş’ın Mersin mitinginde görüldü, aynı alanda izlediğim Davutoğlu ve Bahçeli’nin iki katı kalabalık topladı; üstelik hepsi kendi olanağıyla gelmişti.

        HDP’yi dinamik kılan, kitlelerin ilgisini çeken bir diğer unsur ise Demirtaş’ın kendisi.

        Miting kalabalığının neredeyse yarısı kadarı çevreden izliyor ve ne diyeceğini merak ediyor; sanki bir stand-up izler gibi ön sırada yer bulmak için çabalıyor.

        Bu kesimde dikkatimi çeken, Demirtaş’ın Cumhurbaşkanı’na yönelik esprili sert eleştirilerini coşkulu alkışlaması...

        Neden geldikleri sorulduğunda genelde yanıtları aynı oluyor.

        “AK Parti’nin Anayasa’yı değiştirecek kadar milletvekili çıkarmasının ve başkanlık sisteminin önüne geçilmesinin tek engelini HDP’nin barajı aşması olarak gördüklerini” söylüyorlar.

        Bu da HDP’yi daha güvende bırakıyor...

        Diğer Yazılar