Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SANDIK Yollarında dizisi için bir ayı aşkın süredir Anadolu’yu geziyorum.

        Eskişehir, Bozüyük, Bursa ile başlayan yolculuğum, Ege ile devam etti.

        Güneydoğu, Akdeniz, İç ve Orta ile Doğu Anadolu ile noktalandı.

        Bu süre içinde gezdiğim 42 ilden 21’inde en az bir gün geçirdim.

        Tam bir ay boyunca da izlenimlerimi aktardım, şehirlerde seçmenin siyasi nabzını yansıtmaya çalıştım.

        Bugün ise bunların ötesindeki ortak kaygılar, beklentiler, sıkıntılar ve geleceğe ilişkin umutlar üzerinde duracağım.

        Doğusundan batısına, şunu belirtmeliyim ki gelişen iletişim araçları sayesinde bilginin anında paylaşımı sonucu herkes her şeyi biliyor, anında takip ediyor.

        Kim ne vaat ediyor, nerede hangi cümleyi kullanmış, ona karşılık diğeri ne demiş hepsinden haberdar; hatta biz gazetecilerin ne zaman ne yazdıklarına, hangi kanalda ne söylediklerine kadar her şeyi de anımsıyor.

        Her gün de arkadaşlarıyla kahvehanede, parkta toplanıp tartışıyor.

        Gelişmelerden bu kadar haberdar olmasına karşın susuyor, tek kelime etmiyor.

        İsminin yazılmaması kaydıyla baş başa kaldığınızda ise her şeyi söylüyor.

        İlginç olan bunu sadece muhalefet taraftarları değil, iktidar yanlıları da yapıyor; gerekçesini de “Bakarsın yarın ne olur ne olmaz” cümlesiyle açıklıyor.

        PROJE YORGUNU

        Ortak noktalardan bir diğeri ise seçmenin proje yorgunu olması.

        Kentine yeni bir yatırım yapılacağı veya yeni bir teknolojik gelişmeye imza atılacağına ilişkin ne kadar vaat varsa kulağını tıkıyor ya da dinliyormuş gibi yapıyor.

        Bunun en güzel örneği de Şanlıurfa...

        İl plakasındaki rakama uygun olsun diye önce 6 bölgede 3 dev projeyle vaatler başlamış, bir sonraki bunu 63’e çıkarmış; bankaların 7 gün çalışmasından esinlenmiş olacaklar ki bugün de 763’e ulaşmış; seçmen de aldırmamaya başlamış.

        İŞSİZLİK SORUNU

        Anadolu’daki ortak sıkıntı ise genç işsiz...

        Özellikle İç, Orta ve Doğu Anadolu’yu kavuruyor; Güneydoğu’da ise sosyolojik probleme dönüşmüş.

        Nedeni de Suriyeli ucuz işçi.

        Durumu en iyi anlatan ise Adana’da karşılaştığım işsiz kalmış birinin şu sözü:

        “Günlüğü 50 liraya çalışıyordum. Beni işten çıkarıp yerime günlüğü 20 liraya bir Suriyeliyi aldılar. Yetkili kim varsa söyledim, ‘O Suriyelinin 20 lirasını her gün ben vereyim. Hiç değilse günde 30 lira bana kalır, sigortam devam eder.”

        EKONOMİK KAYGI

        Bir diğeri ise borç ve gelecek kaygısı.

        Üzerine de bu yıl üst üste gelen felaketler binmiş.

        Örneğin, Menderes Ovası’nda nehir taşmış, ürünü önüne katıp götürmüş.

        Malatya’da kayısıyı bu yıl da % 30-40 oranında don vurmuş.

        Güneydoğu’da da elektrik çarpmış.

        Birileri borcunu ödemedi diye DEDAŞ tüm çiftçiyi cezalandırır gibi günde 18 saate varan elektrik kesintileri yapmış.

        Bakanların da devreye girmesiyle kesinti süreci aşağı indirilmiş.

        Kredi kartı borcu ise her bölgede ciddi problem olmuş, şirket iflasları ile senet ve çek protestoları yükselmiş.

        Bütün bunlara karşın, bağırtısız, kavgasız, çatışmasız, huzur içinde hayatını sürdürmek vazgeçemeyeceği yaşam biçimine dönüşmüş.

        Diğer Yazılar