Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ŞİFAHİ görüşmelerini dün tamamlayan AK Parti ile CHP arasındaki koalisyonun kaderi liderlere kaldı.

        Bunun nedeni, yapılan beş görüşmeye hâkim olan psikoloji...

        İki taraf da koalisyon partisi kurmayıp iki farklı toplumsal tabana hitap eden partilerin ortak zeminini aradıklarını söylese de dış etken koalisyonun ruhunu etkiledi.

        Cumhurbaşkanı’nın “Koalisyonlardan sonuç çıkmaz”, “Azınlık hükümetiyle seçime gidilir” yaklaşımının da bunda etkisi yüksek oldu.

        Parti içinde CHP ile koalisyona sıcak yaklaşanlar olmakla birlikte sesleri yeterince çıkmadı.

        Dolayısıyla AK Parti ile CHP arasındaki koalisyonun kaderi liderlere kaldı...

        Onların muhtemel ki bu hafta içinde görüşmesiyle ya görüşmelere devam edilecek ya da başka bir yol denenecek...

        Aslında geriye de fazla yol kalmış değil.

        Çünkü HDP ile gelinen nokta ortada...

        MHP Lideri Bahçeli de seçimin ilk günü ortaya koyduğu duruşunu iki gün önce bir daha yineledi, AK Parti ile koalisyon kurmayacağını açıkladı.

        Zorunluluk durumunda açıkladığı 5 ilkenin kabulü halinde hükümete razı olabileceğinin de altını çizdi.

        AZINLIK MI?

        Geriye iki yol kalıyor.

        İlki AK Parti “azınlık”, diğeri de her partinin Meclis’teki sandalye sayısı oranında katılacağı “seçim” hükümeti.

        Birkaç gündür aktardığım gibi, MHP bir azınlık hükümetine destek vermeme konusunda kararlı.

        Nitekim dün bir kez daha konuştuğum MHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Semih Yalçın, bu kararlarını bir daha yineledi.

        Bu durumda geriye tek çıkış yolu kalıyor: MHP’nin veya 32 milletvekilinin salona girmeyerek AK Parti azınlık hükümetinin güvenoyu alması...

        Çünkü güvenoylamasında iktidarın değil, muhalefetin 276’yı bulması gerekiyor; yoksa güvenoyu için salonda bulunanların salt çoğunluğu yetiyor.

        MHP yetkilileri salona girmeyerek AK Parti’ye azınlık hükümeti kurma şansını da tanımayacaklarını bildirdi.

        VETO EDEBİLİR Mİ?

        Bu durumda seçim hükümetinden başka alternatif bulunmuyor.

        Buradaki tartışma ise seçim hükümetinin Cumhurbaşkanı’nın onayına ihtiyacı olup olmadığı...

        Çünkü Anayasa 114’e göre seçim hükümeti, güvenoyuna gerek duymuyor.

        Bu durumda Cumhurbaşkanı’nın onayına gerek var mı?

        Cumhurbaşkanı, partilerin önerdiği bakan isimlerini veto edebilir mi?

        Çünkü normal yolla hükümet kurulurken Cumhurbaşkanı, Anayasa’dan gelen haklarını gösterip itiraz ederek yerlerine yeni isimler istiyordu.

        Yani HDP’li isimlere itiraz edip bunların yerine bağımsızların atanmasını isteyebilir mi?

        Anayasa 114, bu konuda net bir hüküm ortaya koymuyor, tam tersine tercih hakkını seçim hükümetine katılacak partilere bırakıyor.

        Katılmamaları halinde yerlerine bağımsızların atanacağına hükmediyor.

        Bir grup hukukçu bu maddeden yola çıkarak ülkeyi seçime götüren hükümetin, Cumhurbaşkanı’nın onayına ihtiyaç duymayacağını ileri sürüyor.

        Bir başka grup ise Cumhurbaşkanı’nın Bakanlar Kurulu’nu onaylaması hakkına vurgu yapıp “Şifahi de olsa onayı gerekir” iddiasında bulunuyor.

        Daha biri bitmeden bir başka tartışmanın kapısı aralanıyor.

        Aslında bu bile büyük koalisyonun ne kadar gerekli olduğunu göstermeye yetiyor.

        Diğer Yazılar