Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “Tanıtım toplantıları bizim için davanın köşe taşlarıdır...”

        AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, dün milletvekili tanıtım toplantısında bu cümleyi kurduktan sonra nedenini de sıraladı.

        Partinin kurulduğu ve ilk seçime girdiği 2002’de genel başkanının yasaklı olduğunu, 2007’de 27 Nisan e-muhtırası gördüklerini, 2011’de parti kapatmayla karşılaştıklarını, 2015’e girerken de “Gezi ve 17/25 Aralık provokasyonlarıyla yüz yüze kaldıklarını” söyledi.

        Bütün bunların üstesinden, milletvekillerinin sağlam ve erdemli duruşu sonucu geldiklerini belirtti; “Bizi durduramadılar” dedi.

        Davutoğlu bunları söylerken, hepsinde bulunduğum aday tanıtım toplantıları hafızamdan aktı.

        Söylediğinde haklıydı, AK Parti engelleri, milletvekillerinin birlikte erdemli duruşu sayesinde aşmayı başardı.

        TABAN GENİŞLETTİ

        Ancak bir nokta daha vardı ki belki de AK Parti’nin “durdurulamamasındaki” en önemli faktördü.

        O da partinin, toplumun daha geniş tabana hitap edebilen isimler ve siyaseti üretmesiydi.

        Çünkü 2001 Ağustos’unda Milli Görüş çizgisinin siyasal yapısı içinden bir grubun ayrılmasıyla AK Parti süreci başladı.

        “Milli Görüş gömleğimizi çıkarıp attık” söylemiyle o hareketten farklılaşıp geniş toplumsal tabanlara yöneldi.

        Bir yandan AB sürecine hız verirken, diğer yandan Kürt sorununun demokrasi içinde kalarak, gerektiğinde çatışmadan da kaçınmayarak çözülmesi politikasını benimsedi.

        Bu arada ekonomi yönetiminde rakiplerinin de beğenisini kazandı; ekonomi politikalarında yalpalamadı.

        Uzun yıllar öteki alanda siyaset yapanların da beğenisini topladı.

        Davutoğlu’nun “27 Nisan e-muhtırası ile karşılaştık” dediği 2007’deki aday tanıtımtoplantısında, diğer partilerin kendilerinde olmasını arzu ettikleri isimler yan yana duruyordu.

        Daha önce de vurguladığım gibi Ertuğrul Günay, Mahmut Esat Güven, Reha Çamuroğlu’nun da arasında bulunduğu sol görüşteki isimleri bünyesine aldı.

        Merkez sağın sevilen isimleri Yaşar Eryılmaz, Ülkü Güney, Murat Başesgioğlu, Vahit Erdem’i kadrosuna kattı.

        Sadece isimlerini almakla kalmadı, onların dayandığı toplumsal tabanın beklentilerini karşılayan siyaseti de üretti.

        KİMLİKLİ TABAN

        Nitekim 2009’da başlayan demokratik açılım süreci, geniş tabana ulaşmanın bir parçası oldu.

        Yelpazesine eklediği yeni yapraklarla daha geniş toplumsal tabanı serinletti; karşılığını da aldı.

        Özetle grup hareketi olarak başlayıp önder partisine dönüşen AK Parti, toplumsal hareketlenmenin 2011’de % 49’a çıkan zirvesine 2007’deki isimler sayesinde ulaştı.

        AK Parti’nin % 15-17 bandında aldığı “kimlikli tabanını % 40’ın üzerine çıkarması” da ötekine; farklı siyasi görüşlere dokunması sayesinde olabildi.

        Davutoğlu’nun da altını çizdiği e-muhtıra ve parti kapatma süreçlerini de o gün kadrosuna kattığı isimler ve siyaset sayesinde durdurdu.

        Eğer, engeller aşılmakla birlikte 2010 referandumunda başarı sağlandıysa, yerel seçim rahat kazanıldıysa ve 2011 seçiminde de % 49’a ulaşıldıysa o gün yelpazeyi genişleten isimler sayesindeydi.

        Dikkat çeken bugün öze, klasik köke dönüşten söz ediliyor; % 15-17 bandındaki kimlikli taban yeterli görülüyor.

        Peki yeter mi?

        Diğer Yazılar