Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        MERSİN

        ÖNCESİNE tanıklık etmedim...

        Başlangıçta görüp duyduğumu aktaracağım, ardından olayın öncesini yaşayanların söylediklerini paylaşacağım.

        Sandık Yolunda dizisi için geldiğim Mersin’de, dostum ressam Ahmet Yeşil ile sohbet ettikten sonra sanatın yüklediği huzur içinde arkadaşım Beycan Üçkardeş ile Tarsus’a doğru yola çıktım.

        Silifke Caddesi’ne geldiğimizde trafik tıkandı, hareketlilik başladı.

        Beycan, meslektaşlarının ileride çekim yaptığını görünce, cevval bir tavırla fotoğraf makinesini kaptığı gibi araçtan fırladı; ardından da ben...

        Siyah gömlekli bir genç ileri gitmek için hamle yapıyor, polis ise izin vermiyordu.

        NEDENSİZ, GEREKSİZ

        Eski bakan, AK Parti Mersin 1. sıra adayı Lütfi Elvan’ın eşiyle birlikte esnaf gezisinde olduğunu belirttiler.

        Polisle tartışan gencin Elvan’a sorununu aktarmak istediğini, polisin izin vermediğini söylediler.

        Konuşmalarını duymak için yanlarına gittim.

        Adının Samet Uslu olduğunu sonradan öğrendiğim genç, sivil giyimli polise, “Tamam vazgeçtim, gitmeyeceğim, geri dönüyorum” diyor, polis ise “Bırakmam” diye diretiyordu.

        Tartışma biraz ileride sürerken yanımda bir başka genç belirdi.

        Bir sorunu olduğunu, Lütfi Elvan’a aktarmak istediğini söyleyerek sivil bir polisten izin istedi.

        Polis olduğu elindeki telsizden belli sivil giyimli kişi üzerini aradı, genç adam bu davranışı onuruna yedirmediğini yüz ifadesiyle hissettirdi.

        İleri doğru adımını atmıştı ki bu kez sivil polis sert davrandı.

        Bu da var olan gerilimi artırmaya yetti.

        Bir kadın sert davranışının nedenini sordu, sivil polisin yanıtı “Hadi vursana bana da...” oldu.

        Kadın, “Niye vuracağım Allah aşkına?” deyip uzaklaştı.

        Sivil polisler Samet Uslu’yu kargatulumba otomobile iterken, çevredeki esnaf da vermemek için diğer bacağından ve kolundan çekiştiriyordu.

        Bu sırada bir sivil polis de diğer genci götürmeye kalktı.

        Kapısının önünde gelişmeleri izleyen esnaf, “Çocuğun ne suçu var?” tepkisini koydu.

        Onu yan komşusu ve karşı kaldırımdaki esnaf izledi.

        Cadde karıştı, herkes bağırmaya başladı.

        Polise, genç adamı neden gözaltına almak istediğini sordum, “ortamı gerdiğini” söyledi, “Seni de alırım” dedi.

        “Buyurun, emniyete birlikte gidelim” diye yanında yürüdüğümde ise bıraktı.

        LÜTFİ ELVAN’IN SÖZLERİ

        Biraz ileride esnaf gezen Elvan’ın yanına gittiğimde 3 genç kızın tepkisini yaşıyordu.

        AK Partili olduğunu belirten bir esnafın da aynı nedenle tepkisini aktardım.

        Tam bu sırada o esnaf da yanımızda belirdi, “Sayın bakan gereksiz gerdiler” deyip sustu...

        Elvan’ın basın danışmanı Murat Nuhoğlu da zaten her şeye bire bir yanımda tanıklık etmişti.

        Elvan, “Ben ‘Gözaltına almayın’ demedim mi?” dedi, gerginleşen ortamı yumuşatmak için bölgeden uzaklaştı.

        Lütfi Elvan ve eşiyle olay sonrası telefonda konuştum.

        Esnaf gezisi yaparken Halk Evleri’nden olduklarını söyleyen bir grup peşlerine takılıp sözlü tacizde bulunmuş.

        Ortamı provoke etmekle kalmayıp “Seni burada çalıştırmayacağız” diye de tehdit etmiş, buna karşılık her zamanki sakin üslubuyla aldırmayıp yürümüş.

        Polis de bu kişileri engellemek istemiş.

        “Mersinli sandığa ne kadar soğuk, hiç seçim havası yok” dediğim anda, insanların sorgu sual etmeye gerek duymadan patlamaya ne kadar hazır olduğuna tanıklık ettim.

        Açık söyleyeyim, kaygılandım...

        Diğer Yazılar