Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Takviyeli 31 bin askerden oluşan 4 tugay, 40 km kadar içeri girecek...

        Güneydeki saldırıdan kaçan sığınmacıların konuşlanacağı kamplar kurulacak, böylece Türkiye’ye göçün yaşanmasının önüne geçilecek...

        “Yağmur Hattı” veya “Yerinden Edilmiş Kişiler Alanı” olarak isimlendirilen 40 km derinlikteki bu bölgede Türk askeri gerekirse terörle mücadele görevini de yerine getirecekti.

        Ancak olmadı, 1 Mart’ta tezkere geçmeyince plan uygulanamadı.

        Tezkerenin reddinden önce ABD ile müzakereleri yürüten Büyükelçi Deniz Bölükbaşı, “1 Mart Vakası-Irak Tezkeresi ve Sonrası” adını verdiği kitabında süreci tüm açıklığıyla anlatır.

        Bölükbaşı ile dün sohbet ederken, Halep’in bombalanmasının ardından Suriye içinde kurulan kamplar, alınan önlemlerin kendisine 1 Mart Tezkeresi öncesi planlananları anımsattığını söyledi.

        “Herhangi bir veriye sahip değilim” kaydını düşüp ekledi:

        “Halep’in bombalanmasıyla gelenlerin Suriye içinde kurulan kamplara yerleştirilmesi bana o dönemki Yağmur Hattı’nı hatırlattı. Cerablus-Mare hattında istenen tampon bölge böylece gerçekleşecek sanki...”

        ‘BİRDİ, ON OLDU’

        BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin, Türkiye’nin büyük bir mülteci akınından duyduğu endişeyi anlayışla karşıladığını belirtip, “Halep’ten kaçıp gelenlere sınırınızı açın” çağrısı da dikkate alındığında Ankara nasıl bir adım atacak?

        Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile dün Meclis’te bu konuda sohbet ettik.

        Sığınmacıların Cerablus-Mare, Halep ve Rakka olmak üzere üç koldan geldiklerini ve hepsinin de farklı saldırıdan kaçtıklarını belirtti.

        Mare-Cerablus hattındakilerin YPG’den, Rakka’dakilerin DAEŞ’ten, Halep’tekilerin de rejimin bombalarından kaçıp Türkiye sınırına kadar ulaştığını belirtti.

        Bölgede bulunan nüfusun 600 bin civarında olduğunu, böyle devam etmesi halinde bugün 70 bin olan sayının çok daha artacağını belirtti.

        “Sorun birdi, şimdi büyüdü on oldu” dedi.

        ‘HEDEF OLUYOR’

        Geçmişte Irak için planlanan “Yağmur Hattı”na benzer bir tampon bölgenin sığınmacı kamplarıyla oluşturulup oluşturulmayacağını sordum.

        Kurtulmuş’un yanıtı şöyle oldu:

        “Onları Suriye sınırı içinde tutmak zor, çünkü sürekli hedef haline geliyorlar. Kampları korumak için de bir güce ihtiyaç var. Rusya son dönemde 6 bin 200 sorti yapmış. Bunun üçte ikisi Türkmenlerin bulunduğu alana, üçte biri DAEŞ’e yönelik... Bu kampların da riski çok büyük. Sadece havadan değil, topçu atışlarıyla da buraları sıkıntıya sokuyorlar. Çünkü uluslararası bir koruması yok.”

        Bu durumda sınırı açıp açmayacaklarını sordum, “Ne yapacağımıza tam olarak karar vermedik” dedi.

        Herhangi bir yük almadan tüm ağırlığın Türkiye tarafından üstlenilmesini isteyen Batı’nın tutumunu eleştirdi.

        Bölgede son dönem yaşananlara bir an önce çözüm bulunmadığı takdirde, sorunun çözülmesinin çok daha ağır bir noktaya ulaşacağının da altını çizdi.

        Kurtulmuş haksız değil.

        Çünkü yeniler ile ilk göç edenleri ayıran fark, büyük bölümünün çatışmayı bizzat içinde yaşayıp çok daha travmatik bir halde gelmiş olmaları.

        Rusya-İran Şam’ın, Batı da sığınmacıların yerinde korunmasının derdine düşmüş, çatışmaların durdurulmasıyla kimse ilgilenmiyor.

        Diğer Yazılar