Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SOMALİ, Ortadoğu’nun güneye açılan kapılarından biri olması nedeniyle önemli konuma sahip.

        Afrika boynuzunun ucunda Kızıldeniz ile Aden Körfezi’nin Hint Okyanusu’na açıldığı kontrol noktasında.

        Ancak 1991’den beri yaşadığı iç savaşlar nedeniyle ülkenin bütününe hâkim meşru ve otoriter bir devleti yok.

        Çünkü, 1992’de kuzeybatıdaki İsak Aşireti Somaliland devletini oluşturdu; KKTC veya Abhazya gibi uluslararası toplumca tanınmasa da bağımsızlığını ilan etti.

        Kuzeydoğusundaki Puntland ve merkez bölgedeki Galmudug’daki aşiretler de özerk bölge kurdu.

        Somali’deki kavganın gerisinde de hiçbir zaman etnisite, din ve doğal kaynak zenginliği olmadı.

        1980’deki iç savaş devleti çökertti, 1990’ları kabile savaşı ve savaş ağalarına bıraktı; 2000 sonrası da küresel cihada, Eş Şebab’a teslim oldu.

        KARA ŞAHİN DÜŞTÜ

        Türkiye’nin de Somali’ye ilgisi hiçbir zaman eksik olmadı.

        Öyle ki 1800’lerde kapitülasyonlarla boğuşurken, “Derviş Devleti” adıyla örgütlenen Somalili militanlara, Fransız ve İngiliz işgaline karşı savaşmaları için mitralyöz yolladı.

        1992’deki iç savaşta oluşturulan, “Black Hawk Down” filmine konu BM gücü UNOSOM II’nin komutanlığını da Korg. Çevik Bir üstlendi.

        Ama iç savaş bitmedi, 2008’de Cibutu Anlaşması ile Somali Federe Devleti kurulsa da Eş Şebab ile Hizbul İslam çatışması bitmedi; deniz korsanları uluslararası ticareti etkiledi.

        Türkiye yeniden devreye girdi.

        “Yeryüzü Doktorları” örgütünden Cemalettin Kani Torun, Mogadişu’ya ilk büyükelçi olarak atandı; dönemin Başbakanı Erdoğan, Ağustos 2011’de Somali’ye gitti; Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun da önemli ajandası içinde yer aldı.

        Torun’un girişimiyle taraflar arasında barış yeniden tesis edildi ve Somali Federal Meclisi oluşturuldu; ancak Somaliland yapının dışında kaldı.

        Kısa süre önce de Puntland Özerk Bölgesi, seçimleri iptal etti.

        Bursa milletvekili seçilen, eski büyükelçi, TBMM Dışişleri Komisyon Başkan Yardımcısı Kani Torun dört ay içinde iki kez Somali’ye giderek Puntland ile merkezi yönetim arasındaki sorunu çözdü.

        BARIŞ KURUCU

        Bununla da kalmadı, Somaliland ile Somali’nin birleşmesi için girişimde bulundu; önemli mesafe aldı.

        Torun dünkü sohbetimizde 12 Nisan 2013’te İstanbul’da Erdoğan’ın ricası üzerine iki tarafın cumhurbaşkanlarının bir araya gelmesiyle barış sürecinin başladığını açıkladı.

        Torun yapılan görüşmeler sonucunda, geçen hafta Ankara’da Somali tarafından İçişleri Bakanı Abdülrahman Odowa, işadamı Farah Ginde ile Somaliland’dan devlet bakanları Mahmud Hashi ile Saad Shire’nin buluşup gayri resmi birleşme mutabakatını sağladığını açıkladı.

        Kani Torun, tarafların son olarak 31 Mayıs günü yine Ankara’da buluşup birleşme antlaşmasını imzalayacaklarını da bildirdi.

        Torun, bu süreçte kendisine sosyal medya üzerinden yöneltilen “Eş Şebab liderleriyle görüştü; silah satışına aracılık etti” suçlamalarına da tepki gösterip ekledi:

        “Bunların gerisinde on yıllardır sağlanamayan barışı, bir başka ülkenin gözlemci veya arabuluculuğu olmadan Türkiye’nin tek başına sağlaması yatıyor...”

        Eğer 31 Mayıs’ta Ankara Antlaşması imzalanırsa Türkiye barışa katkının yanında uluslararası arenada önemli bir zemin de kazanmış olacak.

        Yıllar sonra adı tekrar sorun çözücü, barış kurucu ülkeler listesine eklenecek.

        Diğer Yazılar