Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “12 Temmuz saat 22.00’de bağlı olduğum ‘abi’nin mesajıyla belirttiği eve gittim, darbe yapacağımızı söyledi...”

        Bu sözle başlıyor ifadesine, darbe girişimine katılıp gözaltına alınan Yarbay F.E....

        Gittiği eve, kapı önündeki ayakkabı kalabalığından diğer odalarda da birilerinin bulunduğunu anladığına kadar detay veriyor.

        “Abi” diye tanımladığı kişinin adını kendisinin örneğin “Osman” diye bildiğini belirtiyor...

        İlginçtir, sorguda bir başka subay da “Abi” dediği aynı kişiden söz ederken “adını Selim diye bildiğini” belirtiyor.

        “Abi”lerin kendisine bağlı her kişiye adını farklı bildirdiği anlaşılıyor.

        GÖREV YERİ

        Yarbay F.E. 12 Temmuz saat 22.00’de gittiği evde olanları anlatmayı sürdürüyor:

        “Diğer odalarda başkalarının olduğunu kapıların önündeki ayakkabı kalabalığından anladım. Abi bana Silahlı Kuvvetler’in içinde Cemaat’e karşı büyük bir operasyon olacağını, bizleri kökten bitireceklerini söyledi. Bunu engellemek için 15 Temmuz’u 16 Temmuz’a bağlayan cuma gece yarısı 03.00’te Cemaat’in darbesiyle askerin yönetime el koyacağının talimatının geldiğini söyledi...”

        “Abi” diye tanımladığı kişinin, “darbenin Ankara’da Genelkurmay’da başlatılacağını, Batı illerinden de başkente destek güçlerinin geleceğini” aktardığını belirtiyor.

        Savcılık ifadesinde de önemli detaylar anlatıyor:

        “Bana illerde sıkıyönetim komutanlığının kurulacağını da söyledi. Benim (...) Birliği’nde, (...) sayıda askerle, (...) saatinde görev almamı söyledi. Ben de belirtilen yerde ve saatte bana olmam gerektiği söylenen yerde bulundum...”

        Darbe girişiminde bulunan başka kişiler de ifadelerinde benzer tarih ve saati veriyor.

        Bunlardan biri, darbe girişimi başladıktan sonra Akıncı Üssü’nde bir albayın, pilotları “Bu, Cemaat’in darbesi” diye bağırıp cesaretlendirdiğini anlatıyor.

        “ABLA” ÖNERDİ

        Bir diğeri eşi ile nasıl tanıştırılıp evlendiğine kadar yaşamından kesitler sunuyor:

        “Abi, bana ‘abla’lardan birini tanıştırdı, o da bana üniversite bitirmiş, iyi bir yerde çalışan kız önerdi, tanıştırıldık ve evlendik” diyor.

        Bekârken maaşının yüzde 10’unu, evlendikten sonra da eşi ve kendisinin maaşlarının yüzde 5’ini “himmet” olarak verdiklerini söylüyor.

        MESAJ SİSTEMİ

        Örgütsel mesajlaşma sistemiyle ilgili de önemli detaylar aktarılıyor.

        Talimatların bu sistem üzerinden geldiğini ve mesajı 24 saatte silen yazılımların da bilgisayarlarda yüklü olduğunu açıklıyor.

        Mesaj sistemine üye olabilmek için de kayıtlı en az 2 kişinin onayına ihtiyaç olduğunu, yoksa sisteme dahil olunamadığını belirtiyor.

        Mesajlaşma sistemini kendilerine ait olanlar yerine çocuklarının, anne-babalarının veya yakınlarının bilgisayarına veya tabletlerine yüklediklerini de söylüyor.

        Hepsine bir kod adı veriliyor ve onun üzerinden mesaj teması sağlanıyor.

        Kod adı her biri tarafından farklı bilinen “abi”ye bağlı olan yaklaşık 10 isim de birbirini tanımıyor; ne iş yaptıklarını bilmiyor.

        Talimat aldıkları “abiler” de bir üst “abi”ye bağlı çalışıyor.

        Aktarıldığına göre TSK’daki en dış halkadaki “abi”ler belirlenmiş, bir sonraki halkada olanlara ulaşılması yakınmış.

        İfadeler bana casus romanı okuyormuş hissi verdi...

        Diğer Yazılar