Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ile PYD’ye bağlı Suriye Demokratik Güçleri (SDG)/YPG arasında Menbiç’te yaşanmayan, El Bab açıklarında sonunda gerçekleşti.

        Aslında bölgede bazı mezralarda küçük çatışmalarla karşılaşılıyor ancak önemsenmiyordu.

        Veya Türkiye’nin öncelikleri nedeniyle sükûnetle yatıştırma yönünde bir etki yaparak hal yoluna konulmaya çalışılıyordu.

        Ne zaman ki Türkiye ve desteğindeki ÖSO Dabık’ı alıp El Bab’a doğru ilerlemeye başladı, batıdaki Afrin bölgesinden doğuya doğru küçük adımlarla ilerleyen SDG/YPG de hızını artırdı.

        DOĞUYA HAREKÂT

        ÖSO’nun El Bab yolunu kesercesine ve Kobani kantonuyla birleşme hedefiyle DEAŞ kontrolündeki Um Hoş, Al Hasiyah, Urum Al Kurah, Tel Madik, Cebal Nayif, Kulsuruç, Vardiye, Vasıtiye mezraları ile Şahba Barajı’nı ele geçirdi.

        Buraların Kürt köyleri olduğunu da yaptığı açıklamalarla kayıt altına alma gayretini gösterdi.

        Bu noktada kalmadı, doğudaki Tel Malid ve Hasiyah ile Sahahba bölgelerinde ilerleyen ÖSO’nun önünü keserek, “İlan ettik duymadınız mı? Buralar Kürt köyleri, çıkın” uyarısında bulundu.

        Bu da çatışmayı tetiklemeye yetti.

        ÖSO, hafif silah ve bombalarla saldırdığı SDG/YPG güçlerini batıdaki Hasiyah bölgesine çekilmek zorunda bıraktı.

        TEL RİFAT BANDI

        Hatta ABD yönetimi ile görüşmelerde bulunulup PYD’nin “cesaretlendirilmemesi” istendi.

        Eşzamanlı olarak, SDG/YPG güçlerine Fırat Kalkanı harekâtını yürüten bölgedeki Türk birliklerinden şu mesaj iletildi:

        “Tel Rifat ÖSO için askeri sınırdır, o sınırın doğusuna kesinlikle geçmeyin. Tel Rifat’ı 48 saat içinde terk edin...”

        Sözü edilen belde, bir zamanlar Türkiye’nin çatışmasız bölge olarak ilan ettiği hattın ucundaki Mare’nin hemen altında kalan yerleşim.

        Kilis’ten güneye doğru cetvelle bir doğru çizildiğinde sınırın 25 kilometre aşağısında bulunan belde...

        Aslında bu çağrı çok önemliydi; çünkü Türkiye doğuda kalan PYD kantonu Afrin için sınırın neresi olduğunu da bu çağrısıyla bir anlamda belirlemiş oldu.

        Oysa bugüne kadar, doğudaki Kobani için Fırat Nehri’ni sınır olarak kabul ederken ve buradan batıya geçmesini müdahale gerekçesi olarak gösterirken, Hatay’ın doğusunda kalan Afrin kantonu için bir sınır çekmemişti.

        İlk kez Afrin için daha önce Azez sınırı olarak belirlenen ve uzun süredir de çatışmasız bir şekilde tarafların saflarını koruduğu Afrin bölgesinin, güney ucu Tel Rifat olarak kesinleşti.

        SDG/YPG güçleri bölgeyi terk etmeyince Maarrat Umm Hawsh bölgesi de dahil olmak üzere alanı jetler ve uzun menzilli toplarla dövmeye başladı, 200 kadar kayıp verdirdi.

        SDG/YPG’nin bölgeden geriye çekildiği ancak dün akşam saatlerine kadar yer yer çatışmaların sürdüğü biliniyor.

        Çatışma bu noktada kalır mı, şu an kimse yanıt veremiyor.

        Özellikle Afrin bölgesinden dün Hatay’a 5 havan mermisinin düşmesi sonrasındaki gelişmeler de soruya verilecek yanıtı zorlaştırıyor.

        Daha önemlisi SDG/YPG’nin batıya doğru çekilmesi sonrası, yaklaşık 5 kilometre ileride ÖSO’nun Şam güçleriyle karşılaşması kaçınılmaz.

        El Bab’ı kimin alacağı sorusuyla birlikte değerlendirildiğinde bölge daha karmaşık bir hal alıyor.

        Musul’dan çok daha önemli bir sürecin kapısı da aralanmış bulunuyor.

        Diğer Yazılar