Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meclis’te dün ikisi liderleri olmak üzere dört partinin yöneticileriyle konuşmamdan çıkardığım şu ki, başkanlık için Anayasa değişikliği de idamın yeniden getirilmesi de zor...

        Nedeni de MHP Lideri Devlet Bahçeli eskiden beri gelen tavrını sürdürüp desteğini açıklamasına karşın, AK Parti’den “Karşıyız” seslerinin fısıltıyla da olsa geliyor olması...

        Bir de Türkiye’nin karşılaşacağı zorluklar.

        Nitekim MHP Lideri Devlet Bahçeli de Meclis’teki odasında sohbet ederken, devleti de öne koyarak konuya yaklaştı.

        Önce idam meselesinin siyasetin gündemine nasıl getirildiğini anımsattı:

        “Madem ‘Halk istiyor’ diyorsun, ‘AKP’nin Meclis’e getireceğini, çıkması halinde hemen onaylayacağını’ söylüyorsun, buyur getir...”

        ECEVİT İLE KONUŞTUK

        Bu aşamada durakladı, parmaklarını masanın üzerinde birbirine geçirip devam etti:

        “Unutulmasın ki olayın bir de uluslararası boyutu var. Altına imza konulmuş 6 ve 13 No’lu protokollerden dolayı Avrupa Konseyi, bir de AB var. Madem idam cezasını getireceğini söylüyorsun bunları da senin halletmen lazım.”

        İdam cezasına ilişkin düzenlemenin yapıldığı, içinde bulundukları koalisyon hükümeti döneminde yaşadıklarını da anlattı:

        “Koalisyon hükümeti dönemimizde 7 saat 23 dakika konuştuk. 52 idam dosyasının 21’i PKK ile ilgiliydi. Rahmetli Başbakan Ecevit, ‘Meclis’e dosyaları gönderirsek sonuç doğurur, nasıl asacağız hepsini birden?’ dedi. Birine uygulayıp diğerine uygulamasak olmazdı. Bunun üzerine bir ara formül bulundu, o yarım sayfalık metni hazırladık.”

        “Bugün de aynı sorunlar yaşanmayacak mı?” dedik, Bahçeli aynı kararlılıkta yanıtladı:

        “Biz işin yasa kısmıyla ilgiliyiz. Uluslararası boyutunu halletmek onlara, hükümete düşer. Anayasa’nın 90. maddesiyle ilgili boyutu da var o da unutulmamalı; uluslararası sözleşmeler iç hukukun üstündedir. Cumhurbaşkanı her gün çıkıp söylüyorsa Türkiye’nin demek ki meselelerini bilerek söylüyor.”

        ‘METNİ GÖRELİM’

        Anayasa değişikliği konusundaki duruşlarının ne olacağını sorduğumuzda şu yanıtı verdi:

        “Önce bir metni görüp söyleriz. Her gün bir bakan çıkıp bizim desteğimizi arayacaklarını söylüyor ama ortada metin yok...”

        Grup çıkışında, “Anayasa değişiklik metninin Meclis’e tesliminin kendileri için geçerli olacağını” söylediğini anımsattık, sonrasındaki sohbetimiz şöyle devam etti:

        - AK Parti size metni daha önceden getirirse onun üzerinden de kararınızı söyler misiniz?

        - Metne bakarız inceleriz, onun üzerinden de kabul edip etmeyeceğimizi söyleriz. Anayasa’nın 112 maddesi fiilen ihlal ediliyor. Bu ihlalin ortadan kalkması, hukuki bir zemine gelmesi lazım. Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve Baş- bakan’ın görevini yapıyor. Bunun ortadan kalkıp hukuki zemine gelmesi lazım.

        - Şu an uygulanan fiili durum Anayasa değişiklik metniyle hukuki hale getirilmek istenirse siz ona onay verir misiniz?

        - Hayır kesinlikle kabul edemeyiz. Çünkü bir kurala oturtulmalı. Anayasa’nın maddeleri ortada, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa 101’den başlayan yetkileri ne olacak, hükümetle ilgili yetkiler var, onlar ne olacak? Eğer 330’un altında kalırsa Cumhurbaşkanı, Anayasa’nın 104, 105, 112. maddesindeki sınırlarına çekilecek. Hukuki yol çalış- mış olacak, bugünkü fiili durum da ortadan kalkacak.

        KILIÇDAROĞLU: ORTADOĞU DEĞİL

        Bahçeli’nin ardından parti grubunda CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledim, ardından odasında sohbet ettik.

        Cumhuriyet Gazetesi yönetici ve yazarlarının gözaltına alınmasına tepkiliydi.

        Tepkisi Başbakan Yıldırım’a idi:

        “Yönetici Binali (Yıldırım) Bey değil saraydaki. Başbakanlık’taki ise taşeron görevini üstlenen pozisyonda.

        Beni üzen, Binali Bey’in kendi yerine müdahaleye direnmemesi, Cumhurbaşkanı’nın kendi görev alanına çekilmesi gerektiğini söyleyememesi.”

        İdam konusuna bakışı da şöyle oldu:

        “Böyle bir tartışmayı başlatmak, ‘Fethullah Gülen’i iade etmeyin’ anlamındadır. Hem Gülen’i isteyecek hem de idamı getireceksiniz, üstelik bir de geriye yürümediğini söyleyeceksiniz. İdamı kendileri kaldırmadı mı? Şimdi tam tersini yapıyor. Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesi haline dönüştürmek kimsenin haddi değil. Biz buna karşı çıkarız.”

        '30 MADDEDEN AŞAĞISI OLMAZ'

        Kulis’te ise AK Parti milletvekili, Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop ile karşılaştım.

        “Biri 17, diğeri daha çok maddeli iki alternatifli Anayasa metni mi sunacaksınız?” dedim, yanıtı şöyle oldu:

        “Başkanlık sistemi getirecek Anayasa değişikliği 30 maddeden aşağı olamaz. Çünkü Cumhurbaş- kanı kelimesi 89 madde 2 başlık, Bakanlar Kurulu 30 kadar maddede yer alıyor. Tek maddeyle hepsini kaldırıp yerine başka bir ifade koyabilirsiniz. Ama Genelkurmay Başkanı, MİT Müsteşarı gibi atamalar ne olacak? Sözü edilen 17-18 maddelik paket partili cumhurbaş- kanı ile ilgili hazırladığımız metindi, o bitti.”

        Meclis’in dün itibarıyla özeti böyle...

        Diğer Yazılar