Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Meselenin bu noktaya varacağı geliş şeklinden belliydi.

        Bundan sonrasının nasıl şekilleneceğine ise Meclis Genel Kurulu’nda milletvekillerinin vicdanı karar verecek.

        Çünkü dün hem hükümet, hem de AK Parti’den gelen açıklamalar, cinsel suç ve istismara ilişkin son dakika düzenlemesinde değişiklik yapılmayacağı yönündeydi.

        AK Parti Grubu da dün CHP’yi arayarak varsa bir önerileri bunu da görüşmeye hazır olduklarını bildirdi.

        CHP duruşundan geri adım atmadı ve AK Parti’den önerisini geri çekmesini istedi, MHP de önergeden rahatsızlığını dile getirdi.

        VİCDANİ SORUN

        Şu noktanın altını çizmem gerekir ki...

        Ortaya çıkan durumdan ne 2005’te Türk Ceza Kanunu reformunun gerçekleşmesine destek veren hukukçular, ne de AK Parti’deki hukukçu milletvekillerinin vicdanı rahat.

        Öncelikle, meselenin Genel Kurul gündemine Adalet Komisyonu’nda dahi görüşülmeden, hatta bırakın muhalefeti Komisyon’un AK Partili üyelerinin dahi bilgisi olmadan getirilmiş olması anlamlandırılamıyor.

        Yakın geçmişte muhalefetle yapılan görüşmelerde bir uzlaşı zemini doğmuş iken, AK Parti’ye yakın kadın derneklerinin de sert eleştirisini alan teklifin getirilmesinin gerisindeki amaç sorgulanıyor.

        Bir de teklifle ilgili eleştirilere verilen cevapların ağırlığından duyulan rahatsızlığın altı çiziliyor.

        Bütün bu gelişmeler kapsamında şunu söyleyebilirim ki bu teklif bu haliyle devam eder ve değişikliğe uğramazsa AK Parti açısından sıkıntı yaratır.

        Nedeni de yakın geçmişte toplum vicdanında hâlâ yerini koruyan yaşanmış olaylar.

        Bunun en iyi örneği, dün Prof. Dr. Adem Sözüer’in de sohbetimizde anımsattığı Mardin’de büyük travma yaratan 13 yaşındaki kız çocuğu N.Ç.’ye aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 25 kişinin tecavüzü.

        Sözüer, “Eğer bu düzenleme o tarihte geçmiş olsaydı, 25 kişinin içinden birinin N.Ç. ile imam nikâhı kıyması yargı karşı- sında hepsini kurtaracaktı” dedi.

        Yargı, -her ne kadar kanunlar “15 yaşın altındaki çocuğun rızasının söz konusu olamayacağı” hükmünü taşıyor olsa da “13 yaşındaki çocuğa kendi rızası ile tecavüze uğradığı” gibi akıl dışı bir yaklaşımı gösterince toplum vicdanını yaraladı.

        N.Ç. de belki bu yaşadığı hukuksuzlukları gidermek amacıyla, üniversite sınavına girip hukuk fakültesini kazandı...

        İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

        Dolayısıyla, benzer olaylar toplumun vicdanında tazeliğini koruyor.

        Ayrıca ne Bafra Ağır Ceza Mahkemesi, ne de onun başvurusuyla kanun maddesini iptal eden Anayasa Mahkemesi kararlarındaki beklenti bu yönde.

        Yeni düzenlemenin bir başka maddesinde AYM’nin beklentileri kısmen karşılanıyor olsa da getirilen düzenleme yeni bir sorunu ortaya koyuyor.

        Nitekim Sözüer’in de altını çizdiği şu nokta önemli:

        “Kabul edilen teklif yaş ile ilgili bir düzenleme yapmıyor; tam tersine 50 yaşındaki birinin tecavüzünü, 13 yaşındaki çocuk ile imam nikâhı varsa meşrulaştırıyor...”

        Daha önemlisi, kadına şiddet ve cinsel istismara karşı mücadele döneminde çıkarılan uluslararası İstanbul Sözleşmesi’ne de aykırılık taşıyor.

        Bütün bu nedenlerle Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün gece yarısı yaptığı “Sorunun mutabakat içinde çözülmesinde fayda var. Hükümet eleştirileri ve önerileri dikkate almalı” çağrısı önem arz ediyor.

        Diğer Yazılar