Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anayasa değişikliğine ilişkin süreçte peşrev aşaması tamamlandı, aslında her şey yeni başladı.

        AK Parti Genel Başkanı, Başbakan Yıldırım ile MHP Lideri Bahçeli arasında dün gerçekleşen görüşme ise 12 madde üzerinde nerelerde uzlaşmanın tam sağlandığının, hangi konularda ise görüş ayrılığının devam ettiğinin tespitinden ibaretti.

        Nitekim hem Yıldırım hem de Bahçeli açıklamalarında “mutabakata vardıklarını” bildirmedi.

        “Belirli bir olgunluğa erişildiği” belirtilmekle yetinildi.

        Zaten, tam mutabakat sağlanmış olsaydı Başbakan’ın 2 gün önce açıkladığı gibi bu hafta içinde teklif Anayasa komisyonuna sunulacaktı.

        Görünen o ki, MHP tarafının “Pürüz 4.5 maddede sürüyor” diye açıkladığı maddeler üzerinde taraflar bir değerlendirmede daha bulunacak.

        “Partisi ile ilişkisinin devam etmesinden yanayım” açıklamasında bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da görüşü alınacak.

        Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda parti genel başkanlığını da yürütmesine dönük kararlılığından AK Parti’nin ne kadar esneyebileceğine bakılacak.

        Çünkü Başbakan dün gazeteci arkadaşlarımın “Genel başkan olarak devam edecek mi?” ısrarlı sorusuna, “Partiyle ilişkisi devam edecek” yanıtını vermekle yetindi.

        Nitekim taslak metinde mevcut Anayasa’daki “Cumhurbaşkanı’nın varsa partisiyle ilişkisi kesilir” ibaresi çıkarılmıştı; MHP’nin itirazı da bunaydı.

        Nitekim dünkü açıklamada Bahçeli’nin bu konuda görüş bildirmemesi de dikkat çekiciydi.

        ÖZAL ÖRNEĞİ

        Ancak Bahçeli’nin konuya nasıl baktığını MHP yönetimi biliyor.

        Nitekim MHP Başkanlık Divanı toplantısında merhum Turgut Özal’ın, eşini ANAP İstanbul İl Başkanı seçtirme sürecini anımsatması ve eleştirilerini dile getirmesi, Cumhurbaşkanı’nın aynı zamanda genel başkan olmasına dönük itirazını sürdürdüğünü gösteriyor.

        Bir diğer konu ise Cumhurbaşkanı’nın kararname çıkarma ve kanunları veto etmesi halinde, Meclis’in hangi oranda iadesini gerçekleştirebileceğine ilişkin oranlar.

        Bir de Cumhurbaşkanı’nın sadece vatana ihanetten yargılanabilmesi amacıyla Yüce Divan’a gönderilmesi için gerekli oranlara MHP olumsuz yaklaşıyor.

        MHP, Yüce Divan’a sevk için 330 milletvekilinin önerilmesi, 367’yle kabulü ve 413’le de Yüce Divan’a sevkini getiren oranları yüksek buluyor.

        Yürütmeyle ilgili yetkileri oranında oranların düzenlenmesi gerektiğini savunuyor.

        Cumhurbaşkanı’nın görevinin sona ermesi halinde Meclis’in de fesholmuş sayılacağına ilişkin maddeye de soğuk bakıyor.

        Bütün bu nedenlerden, Yıldırım teklifin AK Partili milletvekillerinin imzasıyla sunulacağını açıkladı, MHP’nin de altında imzası olacağını söylemedi.

        ŞİMDİ NE OLACAK?

        Anlaşılan o ki AK Parti, MHP ile bu konuları bir daha müzakere edecek; ardından taslağını Anayasa komisyonuna tek başına sunacak.

        Asıl maraton da teklifin teslim edildiği tarihten sonra başlayacak.

        Eğer getirilen taslağa kamuoyundan da olumlu destek gelir ve Meclis de bu baskıyla harekete geçirilebilirse referandum yapılır ve sistem değişikliğinin adımı atılır.

        Ama olmaz, 330’un altında kalınırsa, Cumhurbaşkanı’nın çevresinden de yansıyan hava ilkbaharda seçime gidileceği yönünde.

        Özetle yöntem belirlendi, pürüzlü uzlaşı sağlandı; maraton henüz başlamadı...

        Diğer Yazılar