Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        AK Parti ile MHP arasında bir ayı aşkın süredir devam eden görüşmelerde sona gelindi.

        Liderlerin TBMM’de gerçekleşen görüşmesinden sonra iki tarafın görevlendirdiği milletvekilleri dün tekrar buluştu ve pürüzlü maddeler üzerindeki müzakerelerini sürdürdü.

        Baştan belirteyim, sonuncusu dün gerçekleşende de “uzlaşı” noktasına ulaşılmadı, ama mesafe alındı.

        Henüz aşılamamış pürüzlü maddelerin giderilmesi için de çalışmaların bir iki gün içinde sonlandırılması kararına varıldı.

        Bu aşamada, “O takdirde Bahçeli neden, ‘Pürüz yok zaten’ dedi” sorusu yöneltilebilir.

        Benzer soruma MHP’nin etkin bir ismi de “Bizim açımızdan pürüz yok anlamında kullanıldı o cümle” vurgusu yaptı.

        “Anayasa değişiklik teklifi bu hafta Meclis’e verilecek mi?” sorusuna Bahçeli’nin verdiği, “Onlar bilir onu. Bilemiyorum onların alanı, bizim değil” yanıtıyla mutabakatın sağlanmadığına işaret ettiğini belirtti.

        Nitekim AK Parti’den Abdülhamit Gül, MHP’den de Mehmet Parsak’ın dünkü görüşmesinde de üzerinde pürüz bulunan maddeler tekrar ele alınmış.

        PÜRÜZLER NELER?

        Daha önce de bu sütunda belirttiğim gibi, 38 maddelik paketin 12 maddesi üzerinde yapılan müzakerede “4.5 maddedeki pürüzün” bir kısmı MHP’nin yumuşaması, bazıları da AK Parti’nin esnemesi sonucu aşılmış.

        Örneğin, Cumhurbaşkanı’nın partiyle ilişkisi konusunda AK Parti ısrarını sürdürüyor.

        Mevcut Anayasa’daki, “Cumhurbaşkanı’nın varsa partisiyle ilişkisi kesilir” cümlesini çıkarıyor.

        AK Parti, Cumhurbaşkanı’nın, Meclis’te edeceği “tarafsızlık yemininin” yeterli olacağına vurgu yapıyor.

        MHP ise bunu yeterli bulmuyor, “Cumhurbaşkanı’nın bir partinin yönetim katmanlarında görev alamayacağına” ilişkin bir ibarenin de metne eklenmesini istiyor.

        Anlaşılan o ki, bu noktada da mesafe kat edilmiş, ancak henüz tam bir uzlaşıya varılamamış.

        MESAFE ALINDI

        Benzer şekilde Cumhurbaşkanı’nın Yüce Divan’a ancak vatana ihanet nedeniyle gönderilebileceğine ilişkin düzenlemedeki oranlara da MHP itiraz etmişti.

        AK Parti ilk aşamada 330 milletvekilinin önerisi ve 367 milletvekilinin oyuyla soruşturmanın açılması, 413 milletvekilinin onayıyla da Yüce Divan’a sevkini önermişti.

        Bu oranlarda da MHP’nin itirazı doğrultusunda yakınlaşma olmuş, makul seviyeye çekilmiş.

        Cumhurbaşkanı’nın kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi ise sadece yürütme alanıyla sınırlandırılmış; geniş kapsamdan uzaklaştırılmış.

        MHP yedek milletvekilliğinin, “Ancak ölümü veya milletvekilinin düşmesi halinde” devreye girmesini istiyordu; bu konuda da bir yere gelinmiş.

        Benzer şekilde, Cumhurbaşkanı’nın bir kanunu vetosu halinde Meclis’in ancak 330 milletvekilinin oyuyla tekrar çıkarabileceğine hükmediliyordu; oranda belirli bir aşamaya varılmış.

        Bütün bunlara bakarak tam uzlaşıya varıldığı söylenebilir mi?

        MHP’den gelen yaklaşım, “Geçmişe göre çok daha yakınız” yönünde.

        Sonuç olarak şu söylenebilir ki, müzakere henüz her şeyin tamam olduğu noktada değil.

        Belki bir kısmı da Anayasa Komisyonu’na bırakılıp orada tartışılmaya açılacak boyutta.

        Zaten her şey maddeler açıklandığında ortaya çıkacak, sonrası milletvekillerine kalacak.

        Diğer Yazılar