Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TBMM Anayasa Komisyonu’nda bir tarafta AK Parti, karşısında ise CHP...

        HDP zaman zaman söze giriyor; MHP ise neredeyse yok denecek derecede sessiz; tartışmaları izliyor.

        Şunu baştan belirteyim ki, Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan başta olmak üzere CHP paket üzerinde çok iyi hazırlanmış.

        Anayasa’nın ruhu, devletin temeli, sistem açısından yaratacağı etkilerini çok iyi incelemiş.

        Daha önemlisi, ötekini etkileyecek yaklaşımları iyi geliştirmiş.

        Tezcan’ın önceki gün ve dünkü konuşmaları sırasında iktidar ve MHP milletvekillerinin tavırlarını izledim.

        Birkaç MHP milletvekilinin sıkıntılı yüz haliyle salondan ayrıldığına tanıklık ettim.

        Buna karşın Anayasa paketi komisyondan geçer.

        Farklı kesimlerde kritik eşikte olduğu söylense de bazı maddeleri hariç genel kurulda da kabul edilir.

        Çünkü AK Parti ve MHP’nin, oy vermeyecekler çıktığında 350 milletvekili bulunuyor; referandum içinse 330 yetiyor.

        Dolayısıyla iki partiden en az 20 milletvekili firenin verilmesi imkânsız görünüyor.

        Bütün buna karşın hiç fire olmayaca- ğını söylemek de bir o kadar zor...

        Hatta olmaması ihtimali neredeyse çok düşük; hele ki CHP bu söylemini iyi bir iletişim zeminine oturtursa sayının artması ihtimali de yüksek.

        İÇERİDEN ELEŞTİRİLER

        Çünkü MHP’lileri etkiliyor.

        AK Parti içinde de Anayasa paketine sıcak bakmayanlar bu düşüncelerini açıktan söylemekten kaçınmıyor.

        Nitekim dün Genel Başkan ve Başbakan Yıldırım’ın Anayasa paketi üzerine AK Parti’de verdiği kahvaltıda söz alan bazı milletvekilleri de eleştirilerini açıktan dile getirmekten kaçınmamış.

        İzmir Milletvekili İbrahim Turhan, eleştirisini sert ve bir o kadar da açık dille söylemiş, “Yasama ile yürütme arasında kriz çözücü değil, krizi alevlendiren sorun doğurur” demiş.

        Malatya Milletvekili Nurettin Yaşar ise çok kısa ama bir o denli ağır eleştiri getirmiş.

        "Bu paket, egemenliğin halk adına TBMM eliyle değil, tamamen Cumhurbaşkanı eliyle kullanılmasını getiriyor”demiş.

        Adıyaman Milletvekili Salih Fırat ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nın seçilmeden atamayla gelmesine dikkat çekip eklemiş:

        “Seçilmeyen bir kişi, seçilmiş Cumhurbaşkanı’na nasıl vekâlet edecek?”

        Başkanlık sisteminin anayasal meşruiyetinin sağlanabilmesi için başkana vekâlet edecek kişinin de seçilerek gelmesi gerektiğine işaret etmiş.

        Başbakan ise “Bu paketi MHP ile uzlaşarak yapmak zorunda kaldık, MHP olmasaydı farklı olurdu” demiş, 330’un üzerinde oyun sağlanması için çaba istemiş.

        KRİTİK 2 MADDE

        Bütün bunlarla birlikte söz alan 20’yi aşkın milletvekili, seçilme yaşının 18’e inmesi ve yedek milletvekilliği sisteminin gelmesine tepki göstermiş, her ikisinin de yaratacağı olumsuzluğa dikkat çekmiş.

        “Daha ergenlik yaşında seçilip gelmesi, yasama organının ciddiyeti açısından sıkıntı yaratır. Yedek milletvekilliği de cinayetleri artırır.”

        Bugüne kadar kritik yasalarda yaşananlardan yola çıkarak şunu söyleyebilirim ki, paketin bu 2 maddesi sorunlu.

        Nasıl ki 2010 Anayasa referandumunda siyasi parti kapatmayı TBMM iznine bağlayan 8. madde 330’un altında kalarak madde dışında kaldıysa, bu 2 madde de o denli kritik bir özellik taşıyor.

        Diğer Yazılar