Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Anayasa değişikliği paketi üzerinde CHP ve MHP liderlerinin dünkü görüşmesinden birkaç detay aktararak başlayayım.

        İki tarafın anlattığına göre eski sınıf arkadaşı da olan liderlerin görüşmesi ölçülü, samimiyet içinde geçmiş.

        Birbirlerine isimleri yerine “Sayın genel başkan” diye hitap etmişler.

        Mezun oldukları Gazi Üniversitesi üzerine sohbet etmişler, fakülteden mezun olanların bugün hangi pozisyonda olduklarına ilişkin yürütülen çalışma üzerinde de konuşmuşlar.

        Ancak ağırlıklı olarak Anayasa değişikliğindeki pozisyonlarını birbirlerine tekrarlamışlar.

        MHP Lideri, “Birkaç kez sizi de davet ettim, keşke Anayasa değişikliği hazırlığında siz de olsaydınız” demiş.

        Kılıçdaroğlu ise karşı oldukları başkanlık sistemini getiren düzenlemeye katılmalarının olanaksızlığını anlatmış.

        Bahçeli de değişikliğin olmaması halinde, tıkanan sistemin işlemesinin daha da zorlaşacağını söylemiş.

        Bir de CHP’ye dönük eleştirilerini sıraladığı son tweet’ini CHP milletvekillerinin kendisine yönelik sert eleştirilerine yanıt olarak yazdığını bildirmiş.

        ‘OY RENGİNİ DEĞİŞTİRME GÖRÜŞMESİ DEĞİLDİ’

        CHP Lideri Kılıçdaroğlu ile odasındaki görüşmemizde kulisten topladığımız bilgileri sıraladığımızda eliyle dudaklarına fermuar çekme hareketi yaptı, “İki kişi arasındaki konu, konuşmam” dedi ve ekledi:

        “Anayasa değişikliğinden duyduğum bütün kaygılarımı paylaştım. Bu, oyunuzu ya da renginizi değiştirin görüşmesi değildir. Görüşlerimizin ne olduğu da biliniyor.”

        CHP içinde dile getirilen, “Sonucu belli görüşmeye neden gitti?” eleştirilerini anımsattım; “CHP olarak tarihe karşı sorumluluklarımız var” yanıtını verdi ve devam etti:

        “Çocuklarımıza karşı sorumluluklarımız var. Her ortamda ve her tarafla konuşma ve aktarma sorumluluğumuz var. Ben Sayın Bahçeli’ye de bu sorumluluk duygusuyla gittim. Türkiye’de rejim değişiyor, kurumlar değişiyor, milli irade değişiyor. Meclis’in iradesi tek kişiye teslim ediliyor. Bir parti devletine gidiyoruz. Ben o kaygılarımızı iletmek istedim. Bunları uyarmak benim de sorumluluğumdur.”

        GERİLİMİN KAYNAĞI, GİZLİ OYUN İHLALİ

        “İkinci turda da gerilim bekliyor musunuz?” dedik, milletvekillerine Anayasa’nın emrettiği gizli oy kuralına uygun davranmaları çağrısında bulundu.

        “Gerilimi artıran temel nokta da burada ortaya çıkıyor” deyip uyarısını sürdürdü:

        “Anayasa değişikliği gizli oylamayla yapılır, milletvekillerine takdir yetkisi vermiyor. Öbür türlüsü ise milletvekillerinin takip edilişi, kişiliğine hakarettir, ona güvenmemektir... Kendi milletvekillerine güvenmiyorsan o zaman niye partide tutuyorsun? Herkes içerisini görecek, oyunu atacaksa, bunun anlamı ‘Güvenmiyorum’ demektir. Milletvekili de oyunu gösteriyorsa arkadaşlarına bir baskı yaratmaktır.”

        ‘HERKESİN SORUMLULUĞU’

        Kampanyanın nasıl yürütüleceği konusunda ise, “Bu, CHP’nin olayı değil tek başına” deyip ekledi:

        “Parlamenter demokratik sistemi savunan, milliyetçi, ülkücü, solcu, mütedeyyin, dindar herkesin sorumluluğu... Buna halk izin vermeyecektir. Türkiye’de herhangi bir sorunu olan vatandaş, valiyle, belediye başkanı, kaymakam, hatta muhtarla işini çözemezse TBMM’ye geliyor, çözümü burada arı- yor. Şimdi gelemeyecek, çünkü gelmesinin bir anlamı yok. Eskiden milletvekilinin odasına gider, sorununu anlatır, çayını kahvesini içer, yemeğini yer, sorununa çözüm bulamasa bile TBMM’ye gelip bunları yaşadığı için huzur içinde dönerdi. Meclis en ufak bir sorunu çözmek için bile yetkisiz.”

        Başbakan Yıldırım’ın referandumdan % 70 oy beklediği sözünü ilettik; “Dilin kemiği yok. Bu konuda en az konuşması gereken Sayın Başbakan’dır” karşılığını verdi.

        Cumhurbaşkanı’nın kampanyaya katılması halinde YSK’nın müdahale edemeyeceğini geçmişte açıkladığını anımsattık; “Hele bir o noktaya gelsin. Allah kerim” dedi.

        MHP’den gelen “CHP de paket üzerindeki çalışmaya katılsaydı” yaklaşımına ise “Karşı olduğumuz başkanlık sistemine neden katılalım?” sorusuyla karşılık verdi.

        Görüşme, liderlerin pozisyonundan çok referanduma yönelik duruşun gösterisi niteliğindeydi.

        Diğer Yazılar