Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Çok değil 5 yıl önceydi...

        Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü taşıyan uçak Nisan 2012’de Hollanda hava sahasına girdiği andan itibaren en üst karşılama protokolünün uygulanacağının mesajı havada verildi.

        Hollanda Kraliyet Gücü’ne ait iki F-16 uçağı Gül’ü hava sahasında karşıladı, inene kadar da eşlik etti.

        Gül, uçağın penceresinden çektiği o anı sosyal medyada yayınlayıp, altına da şu notu düştü:

        “Hollanda hava sahasında bizi iki F-16 karşıladı ve inene kadar da bizimle uçtular. Ortaya bu güzel görüntü çıktı...”

        Gazeteciler için de etkileyiciydi.

        Bir pencereden diğerine koşup, pilotların el sallayan görüntülerini yakalayabilmek için epey çaba gösterdik.

        Bütün bunları anımsamamın nedeni ise bir süredir devam eden ve dün de Dışişleri ve Aile bakanlarının ülkeye girişlerini engellemeye kadar tırmanan diplomatik gerilim.

        KİTLELER PSİKOLOJİSİ

        Şurası bir gerçek ki diplomasi popülizm kaldırmaz.

        Böyle olmakla birlikte Avrupa’da aşırı sağ hareketlerin yayılan etkisi, istemese bile ötekine de bulaşıyor.

        Onun davranışlarını da olumsuzlaştırıyor.

        Kitleler psikolojisinin tüm kuralları işliyor, herkesi aynı saldırganlık içinde hareket eşitliyor.

        Özetle, entelektüel düzeyleri taban tabana zıt olanlar dahi kitleler psikolojisi içinde aynı davranışı sergiliyor.

        Avrupa’da bugün yaşananlar da bunun yansıması.

        Çünkü Hollanda’da da 15 Mart günü, yani 3 gün sonra parlamento yenileme seçimi var.

        Anketlerde aşırı sağcı Özgürlük Partisi (PVV) yükselişte görünüyor.

        Bu da iktidardaki Özgürlük ve Eşitlik İçin Halk Partisi (VVD) lideri Başbakan Rutte’nin politikalarını etkiliyor.

        Çünkü karşısındaki PVV, camilerin ibadete kapatılmasından tutun da Kuran’ın yasaklanmasına, mülteci barınma merkezlerini kapatacağı vaadine kadar uzayan irrasyonel vaatlerle oy topluyor.

        Türkiye ile gerilim işine yarıyor...

        Hollanda’daki 13 milyon seçmenin, % 17’sinin yabancılardan, bunun da % 2’sinin Türk kökenlilerden oluşmasına rağmen, güç birliği içinde hareket edemedikleri için anlam ifade etmiyor.

        ‘RUTTE’NİN ‘FETÖ’LERİ’

        Peki AK Parti yönetimi, son dönem Almanya’da başlayıp Hollanda ile yükselen Avrupa geriliminden hoşnut mu?

        Hiç sanmıyorum, hatta rahatsızlar... ‘

        “Bu konu fazla uzatılmadan bir an önce suhuletle konuşulmalı, diplomasi içinde çözüm üretilmeli” cümlesi üstüne basılarak söyleniyor.

        Gerekçeleri de açık...

        İddia ediyorlar ki iktidardaki Rutte’nin çevresindeki Türklerin “ağırlıklı bölümü FETÖ yanlısı...”

        Bununla birlikte PKK’ya sempati ile bakan isimler de var.

        Hem onların olumsuz etkisi, hem de aşırı milliyetçilik üzerinde yükselen Hollanda seçimlerinin gerilim üzerinde yükselen propaganda süreci ilişkileri geriyor.

        O nedenle, “mahalle ağzı ile yapılan dış politikanın Türkiye imajına zarar vereceğinin” altı çiziliyor, “içine çekilen o zemine adım atılmaması gerektiğine” vurgu yapılıyor.

        Ayrıca, Avrupa ile yaşanan gerilim belki ilk aşamada kararsız olan veya “Hayır’dan ‘Evet’e dönmeye” meyilli milliyetçi kesimde belki bir getiri sağlıyordu.

        Ama saha da gösteriyor ki gerilimin bu zeminde devamı terse çalışıyor.

        Diğer Yazılar