Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Suriye iç savaşının başladığı dönemde Suriye’nin kuzeyinde varlıklarını gösterdiler.

        IKBY Başkanı Barzani’ye yakınlıkları ile tanınıyorlardı.

        Zaten bu nedenle de Rojava’yı hâkimiyetine geçirmeden önce PYD ile zorlu bir çatışma içine girdiler.

        PYD güçleri, o dönem PKK’nın Türkiye’den giden savaşmayı bilen silahlı güçlerinin de desteğiyle Cezire bölgesinden hepsini kovmayı başardı.

        Hatta bir süre de karşılıklı adam kaçırma olaylarına tanıklık edildi; sonunda hepsi ailelerini de alıp Irak’a doğru çekilirken, bu duruma öfkelenen Barzani de Rojava ile arasına derin hendekler kazdı.

        Kobani çatışmasına desteğini verene kadar da ilişkilerini hep askıda tuttu.

        10 BİNLİK GÜÇ

        Bununla kalmadı Barzani, bir gün ihtiyaç olacağının altını çizerek Suriye’den gelen bu güçleri yanına alıp eğitti ve bir askeri güç haline dönüştürdü.

        Adına da Rojava’dan geldiklerini belirlemek için “Roj peşmergeleri” denildi; sayıları da 10 bin askere ulaştı.

        Bölgeyi çok iyi bilen arkadaşım Doç. Dr. Vahap Coşkun, dün sohbet ederken ABD basınına da dayanarak önemli bir bilgiyi paylaştı.

        Buna göre Rakka operasyonunda Roj peşmergelerinin de kullanılmasının planlandığını belirtti.

        Yazılanlara göre, Roj peşmergelerinin Rakka’nın doğu bölümünü kontrol altına alması planlanmış.

        Zaten bir süredir ABD’den yansıyan haberlerde de Rakka’nın çevre kontrolünün PYD’ye bağlı güçler, kent içerisinin de bunların arasından seçilen güçler tarafından kontrol altına alınacağının altı çiziliyordu.

        Bir süredir Fırat üzerinden YPG güçleriyle birlikte ABD’nin ağır silah ve mühimmat taşımasından da anlaşılacağı gibi Rakka operasyonunu, adı Suriye Demokratik Güçleri olsa da PYD ile yapacağı açıktı.

        Görünen o ki operasyon iki koldan yürüyecek ve Türkiye’nin sunduğu plan şu aşamada geçerliliğini korumayacak.

        UZLAŞI FIRSATI

        Doç. Dr. Coşkun da Roj peşmergelerinin de operasyona katılacak olmasının Türkiye açısından bir fırsata dönüştürülebileceğine dikkat çekti.

        Uzun süredir YPG ile yaşanan gerilimi yumuşatmanın fırsatı haline getirilebileceğinin altını çizip ekledi:

        “Türkiye, bugün YPG’ye olan tavrını yakın geçmişte hatta çok daha ağır ifadelerle Barzani ve Talabani için kullanıyordu. Bugün ise ilişkilerimiz çok iyi durumda. Dolayısıyla başkalarının da hafızası var ve Türkiye’yi bu kapsamda okuyorlar. Türkiye bunu bir fırsata dönüştürebilir. PKK’nın tamamen silah bırakması karşılığı ilişkilerini yeniden düzenleyebilir.”

        Doç. Dr. Coşkun, Suriye’nin kuzeyinde yaşayanların, Irak’ın kuzeyinde yaşayan halka göre Türkiye ile akrabalık ve sosyolojik ilişkisinin çok daha yüksek olduğunu belirtti.

        Türkiye böyle bir yola girebilir mi?

        Bu aşamada çok olası gözükmüyor.

        Ancak şu da bir gerçek ki Türkiye’nin yakın geçmişte uyguladığı politika ile bugün gelinen noktadaki diplomasisi arasında da fark var.

        El Bab operasyonu sonrası Fırat Kalkanı Harekâtı’nın bitmesi ve Münbiç meselesinin ötelenmesi de bunun bir yansıması.

        Şurası da bir gerçek ki Türkiye Fırat Kalkanı ile önemli bir mevzi kazandı ve bugün elini güçlendirdi.

        Fırsatlarını artırdı...

        Diğer Yazılar