Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Son yaşananlar da gösteriyor ki yeni sisteme adapte olana kadar siyaset kaosuna sıklıkla tanıklık edilecek.

        Buna parti Meclis gruplarında görülme olasılığı yüksek seçmen tepkileri de dahil...

        Bütün bunları öngörmeme neden de birkaç gündür hemen her partinin toplumsal tabanında tanıklık ettiğim yaşanmışlıklar.

        Selin Sayek Böke’nin dün Sözcülük ve Genel Başkan Yardımcılığı görevlerinden istifa ettiği CHP’den başlarsam...

        Önceki akşam Melih Kapsız ile evlenen arkadaşım Nagehan Saraçoğlu’nun düğününde nikâhı kıyan CHP’li Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen ile aynı masada oturduk.

        Kısa sürede garsonların istisnasız yarısı geldi, nezaketlerini bozmadan alçak ses tonuyla Taşdelen’e “CHP’deki durumu izlediklerini” söyledi.

        Taşdelen, “Ne görüyorsunuz?” sorusunu yönelttiğinde verdikleri yanıtın özeti şöyleydi:

        “Referandumdan çıkan sonucu hayal dahi edemeyeceklerin yarattığı parti içi çekişmeyi kınıyoruz. Ya siz durdurursunuz ya da biz ortaya çıkar tepkimizi sert koyarız...”

        Deniz Baykal’a yönelik ağır sözleri de Taşdelen, babadan gelen siyasetçi üslup birikimiyle kibarca savuşturdu; söz söyletmedi.

        Taşdelen gittikten sonra masadaki siyasetçilerden öğrendim ki benzer tepkilerle CHP’de başka yöneticiler de karşılaşmış.

        EL DEĞİŞTİRDİ

        İkinci gözlemim AK Parti’ye dönük...

        11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül cuma namazı çıkışı açıklamasını yeni tamamlamıştı...

        AK Parti’ye yakınlığını bildiğim kişi, Gül’ün açıklaması sonrası memleketi Kayseri’ye gittiğini aktardı.

        Gül’e parti içinden yöneltilen sözlere tepki gösterdi, “Onları siyasete kazandıran Gül idi...” anımsatmasında bulundu.

        Sözü referanduma getirip devam etti:

        “Ben AK Partili olarak ‘Evet’ verdim. Ama evde eşime ve çocuklarıma verdiremedim. Bir yakınım da kayınvalidesi ve eşine ‘Evet’ verdirememiş. Bugüne kadar AK Parti’ye istisnasız oy veren bu insanların neden böyle davrandıklarını araştıracaklarına Gül’le uğraşıyorlar...”

        ESKİDE KALDI

        İki olayı siyasetin sosyolojisinin değişmeye başladığını anlatabilmek için aktardım.

        Çünkü referandumdan çıkan sonuç siyasete inisiyatif kaybettirdi; dinamizmini topluma kaptırdı.

        Siyasetin yeni sosyolojisi ortaya çıktı.

        Bu sosyolojiyi iyi okuyamayan siyasetçiler, toplumsal tepkimeyle karşılaşmaya hazır olsun.

        Çünkü siyaset kitle davranışından çıktı; atomlaştı...

        Taraftar hareketini terk edip bireysel karar alıcılar sürecine girildi.

        Kendisini sorgusuz parti siyasetiyle özdeşleştiren “yoğun destekçiler” dönemi bitti.

        Suskun kalmış, kritik anlarda ortaya çıkıp siyasete dahil olmaya çalışmış “yaygın destekçiler” dönemi başladı.

        Onların hangi olay karşısında nasıl davranacaklarını kestirmek bundan böyle kolay olmayacak.

        Ayrıca siyasetin dinamik aktörleri kadar, destekçileri de yeni yapılanma içinde kendini konuşlandıracak yer arayışında.

        Zaten yeni sistem de siyaset sınıfı dışında politikanın üretilmesini mecbur kılıyor.

        Çünkü milletvekili, siyasi parti yöneticileri veya milletvekilliğinin siyasal ağırlığı eski sistemde kaldı; yenisinde ancak seçimden seçime ihtiyaç olacak.

        Böke’nin istifası da toplumsal tabanında bundan sonra böyle buna göre okunacak.

        Diğer Yazılar