Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SOSYAL medyanın bazen bütün gerçekleri ortaya dökmek gibi huyu vardır.

        Suriyeliler krizinin nerelerde ve nasıl yükseldiğini görmek için de Yrd. Doç. Dr. Akın Ünver’in sosyal medya üzerinden yaptığı çalışması önemli bir veri oluşturmuş.

        Ünver, Ankara Demetevler’de yaşanan son gerilimin ardından “#Suriyeliler evlerine dönsün... #Suriyelilersınırdışıedilsin... #ülkemdesuriyeliistemiyorum” hashtag’i ile açılan başlıklar altında gönderilen iletilerin hangi illerden yollandığına bakmış...

        Gönderiler İstanbul, Ankara, Kayseri, Mersin, İzmir, Muğla, Samsun, Antalya ve Bursa’da yoğunlaşıyor.

        Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki illerin ağırlıklı bölümünde ise neredeyse yok.

        FARKLI KÜLTÜR

        Uzun süredir Batı illerinde yaşayan Suriyelilere karşı bu tepki neden hortladı?

        Soruyu bu konuda emek harcayan Doç. Dr. Murat Erdoğan ve Sığınmacı ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği Koordinatörü İbrahim Vurgun Kavlak’a yönettim.

        Her ikisi de nedeni konusunda aynı yere dikkat çekti:

        “Bu noktaya geleceğini 3-4 yıldır görüyorduk. Krizin yazla birlikte görünürlüğü arttı...”

        Yani, Batı’ya göç eden Suriye veya Iraklılar, yaz sıcaklarıyla birlikte ülkelerindeki yaşam biçimine uygun olarak gece sokakta yaşar oldu.

        Kavlak, bir de örnek verdi:

        “Aydın, Muğla, İzmir civarında 15-20 yıldır ekilmeyen araziler, Suriyelilerin gitmesiyle ekilir tarlalara dönüştü. Oralarda sorun yok. Ancak Samsun, Kocaeli, Ankara, İstanbul gibi sanayiye dayalı kentlerde kriz oluyor. Örneğin gece yarısı kordonda kalabalık şekilde gezip gürültü yapan Suriyelilerden Samsunlu hoşlanmıyor, tepki gösteriyor. İstanbul’da hafta sonu kalabalık şekilde plaja gelmeleri de tepkiye yol açıyor. Sığınmacının denize girme, neşelenmeye hakkı yokmuş gibi davranılıyor.”

        Kavlak, benzer yaşam kültürüne sahip olmaları nedeniyle Doğu ve Güneydoğu’da görülmeyen birçok davranışın Batı’da krize yol açtığının da altını çizdi.

        BATAKLIK VİCDAN

        Mülteciler üzerine çok iyi çalışmalar yapan Doç. Dr. Murat Erdoğan’ın tespiti ise çok daha önemli:

        “Nasıl olsa gidecekler diye yardımda bulunduğu insanlar kalıcı hale gelmeye ve onlarla ilgili asılsız haberler de çıkmaya başlayınca Türk insanının tepkisi arttı. 3 yıldır yükseliyordu, 15 Temmuz darbe girişimi öteledi. Örneğin, AB’nin 680 bin kişiye yolladığı kişi başı 100 TL yardımı insanımız kendi hükümeti veriyor sanıyor; tepki koyuyor. Geç saatlere kadar yüksek sesle sokakta konuşmalarına da öfkeleniyor.”

        İçişleri Bakanlığı’nın dünkü verileri Suriyelilerin karıştığı suç oranının ne kadar az olduğunu sergiledi.

        Ancak Suriye’de çatışmanın hâlâ devam ediyor olması ve buna ilişkin algı, krizi körüklüyor.

        Şanlıurfa’da birkaç ay önce yanlış bir bilginin nasıl tehlikeli bir sokak hareketine dönüştüğü hafızalarda taze duruyor.

        Gaziantep, Adana, İstanbul’da Suriyelilerin de yurttaşını savunmak için bir anda nasıl toplandıklarına da tanıklık edildi.

        Dolayısıyla olayların artması için çaba gösterenler elbette vardır; ama bunun etkisini yok edecek politikaların varlığı çok daha önemlidir.

        Yoksa bataklığa dönüşmüş vicdanlar, her zaman toplumsal sıtmayı yaymaya müsaittir.

        Diğer Yazılar