Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SICAĞIN altında çevreden gelen sloganlara el sallayıp alkışla karşılık vererek tempolu yürürken CHP Lideri’nin yanına yaklaştım.

        Ankara’dan yola çıktığından bu yana daha sporcu bir görünüm aldığını söylediğimde güldü...

        “Bunun karşılığı size bir kahve ısmarlarım” dedi...

        Mitingle bugün sona erecek “Adalet Yürüyüşü”nden oldukça memnundu.

        Adalet eyleminin mitingle sonuçlanmayacağını belirtip ekledi:

        “Mitingle her şey bitmeyecek. Sokak ve Meclis’in birlikte hareketine tanıklık edeceğiniz yeni bir siyaset hâkim olacak. Çünkü halk bunu destekliyor.”

        Yol boyunca karşılaştığı ilginin de bunu gösterdiğini vurguladı ve devam etti:

        “Ankara-İstanbul arasındaki yol güzergâhına AK Parti hâkim. Ama inanın yol boyunca destek verdiler. Bazı yerlerde protesto edenler de vardı. Ama onların yanında bizim yürüyüşümüze destek verenler, bize evini, sofrasını açanlar, yerlerini tahsis edenlerin desteğini gördük. Bu da bize yeni bir umut verdi.”

        Yürüyüşe CHP’den katılmayanların olduğunu anımsattım, “Bütün arkadaşlarımın desteği var” dedi.

        Eski İstanbul Baro Başkanı Ümit Kocasakal’ın sözlerini örnekledim, tek kelime söyledi:

        “Aldırmıyorum...”

        Adalet Yürüyüşü’nün CHP’nin bundan sonraki politikalarının yeniden şekillenmesine de aracılık ettiğini belirtti.

        KARAVAN SİYASETİ

        Güneş tepeye tırmanınca mola için planlanan park alanına ulaştık.

        Önceden yerini almış karavanlara yöneldik.

        Yürüyüşün yol boyunca planlamasını yapan, lojistik ve eylemsel yükünü taşıyan genel başkan yardımcıları ile bir karavanda sohbete başladık.

        “Kusura bakmayın” cümleleri arasında spor ayakkabılar çıkarıldı, en az bir kez düşmüş tırnakları morluk içindeydi.

        Ayakların su toplamış bölümlerinin merhemleri yenilendi, bacaklar havaya kalkmış şekilde sohbet başladı.

        GECE ALINAN AYAKKABI

        Kılıçdaroğlu, spor ayakkabısını yürümeye karar verdiği akşam satın almış.

        Genel başkan yardımcılarından bazıları da evdeki ayakkabıyla idare edeceklerini sanmış, ikinci gün ayaklar su toplayınca ayakkabının önemi anlaşılmış.

        Ayakkabı sayısı 4’e çıkarılmış.

        Görev bölümü de yolda yapılmış; Tekin Bingöl hükümetle teması, Veli Ağbaba kortej düzenini, Bülent Tezcan basın ve kamuoyunu, Seyit Torun ise lojistik işleri üstlenmiş.

        Grup Başkanvekili Özgür Özel otobüsten anons görevini alırken, milletvekilleri de kortejin güvenlik ve düzen içinde yol almasıyla ilgilenmiş.

        SANATÇI KARAVANI

        Torun, “Yola çıktığımızda 2 günlük planımız vardı, kervan yolda düzüldü” dedi; bazen hüzünlendi, bazen güldü, yaşadıklarını aktardı:

        “İlk gün rahat geçti. Ama ikinci gün konaklama yerine varınca anladık ki tuvalete, çöp toplama aracına, karavana ihtiyaç var. Hemen 3 tane karavan kiraladık, ama gele gele makyaj masalı sanatçı karavanı geldi. Sonra yataklı olanını bulduk. Bir de su, tuvalet ve onların boşaltımını sağlayacak araç ihtiyacı çıktı. Arkadaşlar zekâlarıyla su meselesini halletti; TIR tuvalet ile foseptik toplayan vidanjörleri kiraladık. Yol bize çok şey öğretti.”

        En zorlandığı etabın neresi olduğunu sorduğumda, hüzünlü bir ses tonuyla söyledi: “Gerede...”

        “Gerede Belediyesi bize bir bardak su dahi vermedi. ‘Paramızla alalım’ dedik, ona bile müsaade etmedi, bir de bize destek olanlara baskı yaptı. Hiç unutamam” dedi.

        AK Partili bazı belediyelerin de desteğini gördüklerini, ummadıkları orandaki desteklerinden memnun kaldıklarının altını çizip devam etti:

        “Anında kamp alanı kurma ve acilen ihtiyaçları organize etmede uzmanlaştık. Çöp toplamadan tişört ve şapkaya, su dağıtım aracından yemek karavanına, duş alınan tuvalet TIR’ına kadar her şeyi öğrendik...”

        Bu aşamada sözü Ağbaba aldı, “Bir de düzenli eylemi öğrendik” dedi.

        Yan tarafındaki megafonu, kulağındaki aralarında iletişimi sağlayan telsiz sistemini bir kenara bırakıp anlattı:

        “Bizde düzenli eylem çok olmazdı. İnanın ‘4’lü sıra’ dedik, bir tek kişi oynamadı. Bu arada yeni insanlar, dostlar, partililer tanıdık. Eylem yapmayı yeniden keşfettik.”

        Bingöl ise İçişleri Bakanı ile polis ve jandarmaya teşekkür etti, “Yardımları çok oldu” dedi.

        GİDEN KİLO 150 TON

        Toplamda ne kadar kilo verdiklerini sordum, Ağbaba ortalamasının 5 kilo olduğunu bildirdi.

        Ortalama yürüyen sayısının da 30 bin civarında olduğunu vurguladı.

        “Bu durumda toplamda 150 ton kilo verdiniz” deyince kahkaha koptu.

        Şurası açık ki CHP, “Adalet Yürüyüşü”nde siyasetinin 3 yenisini de oluşturdu.

        1- YOLDAŞLIK YOLU: Gerçek yoldaşlarını yolda kol kola yürüyünce tanıdı.

        2- EYLEM YOLU: Hafızalarda “Eylemlerinde polisle çatışırlar” algısı bulunan CHP, Türkiye’nin en barışçıl eylemiyle bu algıyı sildi. Küfredenlere, öfkelenmeden alkışla karşılık verilebileceğini öğretti. Protesto eden ile destekleyenin yan yana durabileceğini sergiledi.

        3- SİYASET YOLU: Bugüne kadar hep taban yerine orta ve üst sınıf kesimin sorunlarına yönelik politikalar üreten, propagandasını çevre, sosyal yaşam, kadın, etnik ve cinsel tercih hakları üzerine oturtan CHP, sosyal demokrat partinin olması gereken politikasına döndü. Bu da toplumsal tabanını bir anda genişletti. Öteki kesimden de destek görmesine neden oldu.

        Büyük bir mitingle eylemini bugüne kadar getirdiği şekilde noktalayacak.

        Kılıçdaroğlu’nun da dün vurguladığı gibi, gerisi de gelecek.

        Diğer Yazılar