Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        “TBMM kanun fabrikası gibi çalışmamalı...”

        AK Parti’nin önceki Genel Başkanı ve Başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun yakın geçmişteki yakınması mealen bu temel üzerine oturuyordu.

        Kamuoyunda “torba kanun” adını alan çok maddeli tasarıları Meclis’e getirmeme kararı aldıklarını belirtirken, gerekçesini de “kanunların uzun çalışmalar ve tartışmalar sonucunda çıkması gerektiğine” dayandırıyordu.

        Davutoğlu’nun 2014 Eylül’ünde savunduğu, sivil toplumun da katkı verdiği üzerinde yeterince tartışılan kanun yapma tekniğine geçilemedi.

        Bakanlar Kurulu kararıyla “Bir daha olmayacak” denilen torba kanundan vazgeçilemedi.

        Şimdi, “ülkenin sorunlarını süratle çözüm yolunda arzulanan hızda çalışmadığı” gerekçesiyle Meclis’in anayasası diye nitelenen içtüzük değişikliğiyle yeni bir aşamaya geçiliyor.

        Danışma Kurulu’nun oybirliğiyle karar alamadığı; özetle iktidarın karşı çıktığı parti gruplarının önerilerinin görüşülme süresi kısıtlanıyor.

        Buna göre grup sözcüsü 5 dakika, o konuda görüş bildirecek her partiden birer milletvekili de 3’er dakika konuşacak; 8 dakikada bir siyasi parti grubu meramını anlatmış olacak.

        Verdiği teklif gündeme alınmayan milletvekilinin konuşması da yine 5 dakikayla sınırlanacak.

        SOKAĞA İTİLİNCE

        Bütün bunları anlatmamın nedeni, AK Parti temsilcilerinin CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Adalet Yürüyüşü’ne başlaması sonrası ve önceki günkü mitingin ardından geliştirdikleri şu söylemle ilgili:

        “Adaleti sokakta arayacağınıza gelin sorunların çözüm yeri Meclis’te arayın...”

        Ancak unutulmamalı ki “araçlar sonuçları şekillendirir”...

        Kitleler, politik tercihlerini seçtiği vekiller aracılığıyla seslendirip taleplerinin kamu kurallarına bağlanmasını bekledikleri yerde seslerinin yeterince söylenemediğini fark ettiği anda kendisi konuşur.

        Bu da sokaktır...

        Dolayısıyla sokağın etkisini azaltmanın yolu, zaten yeni sistemde önemsiz hale gelen Meclis Genel Kurulu’nda milletvekilinin sesini kısmak yerine, çoğaltmak olmalıdır.

        Çünkü dışarıda ortaya çıkan politik sıkışmanın rahatlanma alanıdır parlamentolar.

        Dışarıda sıkışmış politik havaya yer açarak rahatlatmak yerine, Meclis’teki de dışarı itilirse sokağın hareketi çok daha yükselir.

        Bu da iktidarlar açısından hiç de arzu edilmeyen süreçleri doğurur.

        RÖVANŞ OLMAMALI

        Hele ki önceki günkü mitingiyle kendi dışındaki siyasi kesimlerin de buluştuğu muhalefet odağı haline gelen CHP’yi bu yöne sevk etmek sokağı daha da hareketlendirir.

        Yürüyüşte ve mitingde buluşan milyonu aşkın insanlar da gösterdi ki CHP Lideri Kılıçdaroğlu önemli bir sosyal zemini yakaladı.

        Dolayısıyla bu kadar insanı bir araya toplayan soruna odaklanmak yerine, karşı harekete girmek sorunu da büyütür.

        Sorunu çözücü yaklaşımlar yerine mütekabiliyetçi yaklaşımla, rövanş içinde karşı eylem geliştirmek uzlaşı zeminini tüketir.

        Daha önemlisi, orada toplanan bir milyonu aşkın insanı da karşısına alır.

        Belki bir fabrikanın daha fazla üretim yapmasına benzer tarzda kanunlar çok daha hızlı çıkar.

        Ama bu da gözden kaçan ürünün tüketicide yarattığı etkiye benzer şekilde firmayı sıkıntıya sokar.

        Diğer Yazılar