Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ÖNCE, AK Parti’nin gördüğü en temel özelliğini tanımladı.

        “Türkiye’yi bugüne kadar hiç kendi iç meselesiyle meşgul etmemişti” dedi.

        Devamını da getirdi:

        “ANAP’ın son zamanlarındaki en temel sıkıntısı neydi; insanlar Türkiye’yi değil ANAP’ın iç meselesini konuşmaya başlamıştı...”

        Bu sözlerin dile getirildiği sohbet ortamının lezzeti de sonrasındaki konserin keyfi de muhteşemdi.

        Çünkü bir grup gazeteci, Limak Filarmoni Orkestrası’nın muhteşem konserini izlemeye gitmeden önce, AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, Teşkilat Başkanı Mustafa Ataş, Şehircilik Başkanı Çiğdem Karaaslan ve Kadın ile Aile Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya ile eski Bakan Taner Yıldız’ın davetlisi olarak mantıcı restoranında buluştuk.

        Konser öncesi “happy hour” tarzındaki mantıcı buluşmasının lezzetinin üzerine, Murat Karahan’ın Zeki Müren şarkılarını seslendirdiği, Rengim Gökmen’in şefliğini yaptığı Limak Filarmoni Orkestrası’nın harika müzik ziyafeti eklendi.

        Ankara, sanata yönelik girişimlere susamış olmalı ki, 3 bin kişinin doldurduğu salonda dakikalarca süren alkışla gelen 3 “bis” de bunun göstergesiydi.

        KARŞILIĞI VAR

        Mantıcıdaki lezzetli sohbete dönersem...

        Mahir Ünal sabah Habertürk’teki yayınında Ali Can Türkoğlu’na da benzer cümleleri söylemişti.

        Yemek sohbetimiz sırasında daha net cümleler kurdu.

        “Partinin AK Partililer de dahil hiçbir belediye başkanına kefillik garantisinin bulunmadığını” vurguladı.

        Parti içine dönük sorunları daha fazla tartışmaya mahal vermeden sonlandırmaları gerektiğinin altını birkaç kez çizdi.

        Bu yazının girişindeki sözleri sıraladı.

        Teşkilat Başkanı Ataş da benzer bir tavırdaydı; önce bazı veriler aktardı.

        Mayısta göreve geldiği güne kadar 18 il başkanının değiştiğini anımsattı; son dönem buna 22 ilin eklendiğini, 5-6 değişiklikle sürecin kapanacağını söyledi.

        Görünen o ki Davutoğlu, ardından Arınç ile başlayan ve 2 yıldır devam eden AK Parti’nin iç meselesinin Türkiye gündemi haline dönüştüğü durumdan parti yönetimi de bir an önce çıkma arzusunda.

        Bununla birlikte değişikliklerin kamuoyunda karşılık bulduğu, “Helal olsun” mesajlarıyla takdirle karşılandığı görülüyor.

        2015’E DÖNÜŞ

        Ancak AK Parti’nin önemli itici gücünü oluşturan, ANAR yöneticisi İbrahim Uslu’nun tabiriyle “beyaz sağcılar” için bunlar yeterli değil.

        Buna ek olarak AB sürecine dönmeye, hukukun üstünlüğüne, kucaklayıcı siyasete de ihtiyaç var.

        Bir de halkın ekonomik durumunun gelecekte daha iyiye gideceğine dönük kanıtların devamlılık içinde açıkça sunulmasına...

        Yaşam seviyesinin yükselmediği, gelecek kaygısının arttığı bir ortamda kadro yenilenmesinin etkisi değişim sürecinde yaşananla sınırlı kalır.

        Buna bir de görevde bulunan belediye başkanının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimiyle “Şanım var, şerefim var” direnişi, “hasbi değil, hesabi tavrı” eklenirse parti kamuoyunda daha çok tartışılır hale gelir.

        Bundan olsa gerek Erdoğan konunun bizzat takipçisi ve “yükünü omuzlayanı olarak, frene basma taleplerine kapıları kapatmış” bir durumda sürecin hızla tamamlanmasını istiyor.

        Belediye başkanlarının istifalarında olduğu gibi siyasete farklı yenilikleri katan AK Parti, diğer yandan 3 yıl önceki siyaset ayarlarına dönüş yapıyor.

        Diğer Yazılar