Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        "SURİYE'YE karşı bir koalisyon oluşursa, Türkiye bu koalisyonun içinde yer alır..."

        Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Fikret Bila'ya söylediği bu sözlerde koalisyondan neyi hedeflediğini de açıkladı.

        BM Güvenlik Konseyi'nden bir karar çıkmaması halinde, 36-37 ülkenin katılımıyla oluşacak koalisyona işaret etti.

        Davutoğlu, Kosova örneğinden yola çıkarak, böyle bir koalisyonun oluşması için çaba gösteriyor.

        Bu amaçla geçen hafta da Avrupa turunu gerçekleştirdi.

        YENİ TEZKERE Mİ?

        Ortadoğu'daki çatışma alanlarının birinde ittifak yaptığıyla, diğer alanda çatışan ülkelerin Suriye'ye karşı koalisyonunun nasıl oluşacağı ayrı bir konu.

        Hatta Kosova veya Afganistan örneklerindeki gibi ABD ve AB'nin başat ülkelerinin bu koalisyonda olup olmayacağı da başka bir tartışma.

        Türkiye'nin bu koalisyona katılması için içeride hangi koşulların yerine gelmesi gerektiğini irdelersek...

        Öncelikle hükümetin 4 Ekim 2012'de Suriye için Meclis'ten çıkmasına aracılık ettiği "yurtdışına asker gönderme tezkeresinin" süresi doluyor.

        Dolayısıyla tezkerenin süresinin uzatılması veya yeni bir tezkere hazırlanıp Meclis onayına sunulması gerekiyor.

        Geçen yıl da tezkereye karşı oy kullanan CHP'nin Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, eğer bir koalisyona katılım olacaksa yeni bir tezkereye ihtiyaç olduğu görüşünde.

        Benzer görüş, geçen dönem tezkereye destek veren MHP'de de mevcut.

        MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, "Türkiye ve hudutlarının güvenliği için o tezkereye destek vermiştik" anımsatmasında bulundu.

        Yeni bir durumun ortaya çıktığını belirtip ekledi:

        "Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde bir koalisyon oluşup oluşmadığına bakarız. Burada da kıstasımız BM ve NATO'dur..."

        Suriye'yi çok iyi bilen Bayır Bucak Türkmenlerinden MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır da "Kişisel görüşüm BM kararı olmasıdır. Yoksa sorunu bütün bölgeye yayarız" dedi.

        Anlaşılıyor ki MHP geçen seferden farklı duruş sergiliyor.

        Tezkereye ret veren BDP'nin Grup Başkanvekili İdris Baluken de benzer tutumlarının süreceğini söyledi, uluslararası şartlar konusunda daha katı tutum sergiledi.

        MHP'nin desteğindeki tezkerede 57 fireyle karşılaşan AK Parti'nin yeni tezkere veya uzatmada eli geçen yıl kadar güçlü gözükmüyor.

        1 Mart sıkıntısı burada da nüksediyor...

        MEŞRUİYET

        Tartışılan bir diğer konu ise Anayasa'nın 92'nci maddesinde yer alan yurtdışına asker gönderme tezkeresindeki, "Milletlerarası hukukun meşru saydığı haller... " diye başlayan cümlede...

        Yani, hangi hallerin, "milletlerarası hukukun meşruiyeti" olarak kabul edileceği ve buna kimin karar vereceği...

        CHP ve MHP'ye göre, "BM ve NATO'nun onay verdiği uygulamalar meşruiyeti sağlar, bunun yerine gelip gelmediğine de TBMM karar verir".

        Dolayısıyla, Davutoğlu'nun ifade ettiği gibi 36-37 ülkenin katılımı, milletlerarası meşruiyetin oluştuğu anlamına gelmiyor.

        2001'de Afganistan'a asker gönderme tezkeresi görüşülürken o günlerde yeni kurulan AK Parti yönetiminin iki önemli ismi Abdullah Gül ve Bülent Arınç'ın sözleri de arşivlerde duruyor.

        Diğer Yazılar