Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        KANUN yapma üslubu değişmiyor.

        "Göç yolda düzülür" sözüne rahmet okutulacak şekilde ayaküstü kanun yapma alışkanlığından vazgeçilmiyor.

        Köşk veya Anayasa Mahkemesi'nden döndüğünde de özeleştiri yerine iptal edenler suçlandığından kural değişmiyor.

        Komisyon raporundan Cumhurbaşkanı'na kadar kanunun Anayasa'ya aykırı olduğunun seslendirilmiş olmasına aldırılmıyor.

        Bugünden belirtmeliyim ki, HSYK Yasası'nda ne olduysa dün Meclis'te kabul edilen MİT Kanunu'nu da aynı akıbet bekliyor.

        Öngörümün nedeni, Türkiye'nin en gözde kuruluşu için getirilen 2 yürürlük dahil 15 maddeden oluşan yasanın Meclis Genel Kurulu'ndaki görüşmelerinin yarısına gelindiğinde ortaya çıkan tablo.

        Yarısına bile gelindiğinde 1 maddesi düştü, 6 maddesi değişti, 1 madde de eklendi...

        Değişikliklerin bazıları da "dostlar alışverişte görsün"...

        Örnek mi; "Bakanlar Kurulu'nca verilen her türlü görevleri yerine getirir" ibaresinden "her türlü" ifadesi çıkarıldı...

        Türkiye'nin en ciddi kurumunun kanununun nasıl hazırlandığına ilişkin en iyi örnek ise 5 ve 7'nci maddelerinde değişiklik yapan önergeler.

        Her iki önerge de daktilo harfleriyle yazılmış, anlaşılan o ki tam verileceği sırada müdahale gelmiş; birinin üstü tamamen karalanıp madde metinden düşürülmüş; diğerinde ise el yazısıyla eklemeler yapılmış.

        MECLİS DENETİMİ

        Düzenlemeyle 1984'ten bu yana dokunulmayan MİT Yasası'nda iyileştirme yapıldığı belirtiliyor.

        MİT mensupları, Başbakan ve bakanlarda olmayan koruma zırhına alınıyor.

        Hükümetin MİT denetimi için son güne bıraktığı Meclis'te komisyon kurulması önerisi ise ilginç detaylar taşıyor.

        Komisyon, MİT, Jandarma, Emniyet ve MASAK'ı denetleyecek.

        Başbakanlık raporları komisyona gönderilecek.

        Komisyonun raporları "devlet sırrı" niteliğinde olacak.

        Yani her kurumun üstünde olan ve her türlü soruşturma hakkını elinde bulunduran TBMM ancak Başbakanlık'tan gelen rapor kapsamında soruşturma yapacak.

        Bu da yetmeyecek, "Bu kanunda MİT'e verilen görev ve yetkiler çerçevesinde yapılan her türlü talep öncelikle yerine getirilecek, talepleri yerine getirenler hakkında hukuki ve cezai sorumluluk doğmayacak"...

        Diğer kanunlarda benzer düzenlemeler varsa MİT Kanunu onların üzerinde olacak.

        SADİ KOÇAŞ OLAYI

        Kanun görüşmelerinde olanlar da ilginç detaylara sahip.

        Örneğin, Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Oslo görüşmesi sonrası MİT Müsteşarı hakkındaki sorgulamaya dikkat çekip şöyle dedi:

        "Böyle görevi yapan müsteşarı savcı sorguya çekiyorsa o görevi yapmaz. Halbuki o talimatı veren benim..."

        2937 Sayılı MİT Kanunu'na göre Atalay'ın talimat yetkisi yok.

        Ayrıca MİT tarihi de benzer olaya geçmişte tanıklık etti.

        Nihat Erim darbe hükümeti döneminde Başbakan Yardımcısı Sadi Koçaş, MİT'ten sorumlu olmak istedi, talimatlar yağdırdı.

        MİT yönetiminin "Kanunen hakkınız yok" direnişi sonucu Koçaş geri adım attı.

        Birçok ülkenin örtülü dış operasyonlar yapıp yakalanması halinde "Bizim yasamızda da yasak" diyerek sıyrıldığı çağda, MİT'in dış operasyon yetkisinin kanunla verilmiş olması ise başlı başına ayrı bir konu...

        Diğer Yazılar