Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        BİR yıl sonra Gezi hareketinin Türkiye’ye etkisini anlamak için dün Taksim’i görmek yeterliydi.

        Sabah saatlerinden yollar kapatılmış, Taksim’e çıkan tüm sokakların başına eli coplu dörder polis dikilmişti.

        Gazetenin penceresinden uzun süre onları izledim.

        Polisler oteline ulaşmak isteyen turiste bir sonraki sokağı gösteriyor, grup alt sokağa gittiğinde bir sonrakine, o da üç üstteki sokağa yönlendiriyordu.

        Karşısında duran oteline varabilmek için bürokrasinin eline düşmüş kâğıt gibi oradan oraya savruluyordu.

        Bırakın CNN muhabirine canlı yayın sırasında yapılanı, turistin karşılaştığı durum bile Gezi hareketinin etkisini görmek için yeterliydi.

        YENİ ORTA SINIF

        Peki etkisini sürdürebilmesini neye bağlamak gerekir?

        Bunu da Toplumcu Düşünce Enstitüsü’nün CHP ile birlikte hazırladığı Gezi Hareketi Raporu’nda bulmak olası.

        CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sencer Ayata, raporu sunarken şu noktanın altını çiziyor:

        “Gezi bir harekettir, isyan değildir; onun için toplumsaldır; yeni orta direk beyaz yakalılar hareketidir...”

        Bazı veriler sundu.

        Rapora göre Gezi hareketi içinde yer alanların % 10’u doktora yapmış, yarıdan bir fazlası üniversite mezunu, lise mezunu sayısı ise sadece onda bir...

        Bunun bir orta sınıf hareketi olarak tanımlamasının gerekçesini de şöyle dile getirdi:

        “Mavi yakalılar Gezi hareketinin motor gücü olmadı, eylemde önde yer alanların ağırlıklı bölümü bulunduğu konuma eğitimini alarak uzmanlıkla gelmiş, nüfus içinde büyüyen bir kesim.”

        PUTİN’DEN FARKLI

        Tepki gösterilen otoriterleşmeye ilişkin de önemli bir tespit yaptı, “Bizdeki Rusya’dan farklı” deyip gerekçesini şöyle aktardı:

        “Putin’in otoriterleşmesi kamusal, siyasi devlet baskısı. Ama bizdeki siyasi, kamusal olmakla birlikte kültürel bir baskıyı da kapsıyor; ‘Şu kadar çocuk doğurun, şu diziyi yayından kaldırın’ tarzında yaşam biçimine ve kültürüne de ağır baskı yapılıyor.”

        Buna karşı büyüyen isyan sonucu Gezi hareketinin “rutini kırdığını, yeni bir sosyal sermaye ve sosyal yurttaşlık yarattığını” vurguladı.

        Prof. Ayata’nın şu cümlesi ise önemliydi:

        “Gezi hareketi siyasetin estetize olmasına da yol açtı; yani siyasete estetik yaptı. Alışılmış eylem biçimini dijital eyleme dönüştürdü.”

        DOĞUM SANCISI

        Gezi hareketi başladığı noktada sona erdi mi; yani bir hevesti yaşandı bitti mi?

        Prof. Dr. Ayata’nın bir sosyolog olarak şu tespiti önemliydi:

        “Gezi gitgide büyüyen yeni bir toplum kesimi doğuracak, yaşanan doğum sancısıdır, çünkü toplumsal beklentiler bunu gösteriyor. Çok katmanlı bir hareketin yoğunluk merkezinin eğitimli, beyaz yakalı yeni orta direk olması da bunu hızlandıracak faktör.”

        CHP’nin bu harekete ne kadar hazır olduğunu sorduk, yeni bir çalışma başlattıklarından söz etti.

        Aktardığına göre 26 ilde bir yıl içinde 46 bin genci dijital ortamda parti üyesi yapmayı hedeflemişler.

        Ayrıca dünyanın birçok yerinde başlayan özgürlükler siyaseti dalgasının Türkiye’yi de etkileyeceğini söyledi.

        Taksim’de dün sıkıyönetim vardı, meydana kimse giremedi ama CNN muhabirine yapılanlar dolayısıyla meydan dün bütün dünyadaydı.

        Diğer Yazılar