Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        ORTADOĞU tarihçiliğinin son yüzyıldaki en önemli isimlerinden olan, hattâ en başta geleni ve bugün 99 yaşında olan üstadı Prof. Bernard Lewis, bundan iki sene önce hatıralarını yayınlamıştı.

        Lewis’in orijinal ismi “Notes on a Century”, yani “Bir Asrın Notları” olan hatıralarının Çağdaş Sümer tarafından rahat anlaşılan bir Türkçe ile yapılmış tercümesi de “Tarih Notları” adı ile geçenlerde Arkadaş Yayınevi’nden yayınladı.

        Prof. Lewis’in eserini ilk yayınının hemen ardından getirtmiş ve hemen her sayfasından birşeyler öğrenerek ve anlattığı hadiselerden dersler alarak dikkatle okumuştum. Geçen gün gördüğüm Türkçesini de hemen aldım ve eseri bu defa tercümesinden okudum.

        OKUMA-YAZMA BİLMEYENLERE

        Kısaca söyleyeyim: Ortadoğu konusundaki gelmiş geçmiş en büyük âlimlerden olan Prof. Lewis’in hatıraları tarihçilerin, tarih meraklılarının, bölgeyi öğrenmek isteyenlerin, ciddî ve saygın bir bilim adamının nasıl yetiştiğini merak edenlerin ve bütün bunların haricinde birşeyler öğrenip kültürünü arttırmak isteyenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitaptır. Özellikle de okuma-yazma özürlü olan, yani eski harfleri bilmeden Osmanlı tarihçiliği yapmaya kalkışan zevâtın hem eski hem de yeni Türkçe’yi mükemmelen bilen, konuşan ve yazan Bernard Lewis’in mâlûm cehalet hakkında yazdıklarını okuyup ibret almaları ve hattâ utanmaları gerekir!

        Tarih meraklılarının ve tarihçilerin çoğu Prof. Lewis’in bir Amerikan yahudisi olduğunu zanneder ve hakkında senelerden buyana aslı-faslı olmayan iddialar ortaya atarlar. Bernard Lewis zannettikleri gibi Amerikalı değildir, İngilizdir, gerçi İngiliz yahudisidir ama dini ve inancı ile tarihçiliğini tamamen ayırmış, eserlerini tam bir âlim tarafsızlığı ile kaleme almıştır. Arap Tarihi’nin en önemli el kitabı olan “The Arabs in History”si yayınlanmasının üzerinden geçen 65 seneden buyana hâlâ tek kaynaktır, Hasan Sabbah’ı ve İsmailî Hareketi’ni anlattığı “The Origins of Ismailism” de öyledir, Türkiye’nin kuruluşunu ele aldığı “The Emergene of Modern Turkey”i de 54 seneden buyana alanındaki kaynakların ilk sırasındadır.

        Ben, Bernard Lewis’e lâf eden zevâtın bazılarının değil, hiçbirinin Prof. Lewis’in tek bir kitabını olsun doğru dürüst okumuş olduklarını zannetmiyorum, zira şayet okumuş olsa idiler mutlaka birşeyler öğrenir, akıllarını başlarına toplar ve böyle saçmalamazlardı.

        1993’TE OLANI UNUTMAYALIM!

        Ve, unutmayalım: Prof. Lewis, Ermeni iddiaları karşısında her zaman Türkiye’nin tarafını tutmuş, Ermeni lobisinin 1993’te Fransa’da aleyhine açtığı davada sembolik meblâğda da olsa tazminata mahkûm edilmişti. Tehcirin yüzüncü yıldönümü yaklaşırken bizde “Milletçe hepimiz kanlı katilleriz, özür dileyelim!” yaygarası ile yine ortalara dökülenler Paris’teki bu mahkeme rezaletini nedense hiç hatırlamazlar; hattâ Lewis’in ardından yine Ermeni patırtısında Türkiye’nin tarafını tutan bir başka profesörün, Amerikalı tarihçi Stanford Shaw’ın evinin bombalanmasını da olmamış addederler!

        Bernard Lewis, hayatını edebî bir eser üslûbuyla anlattığı hatıralarının sonunda Çağdaş Sümer’in tercümesi ile “Yaşamımı sevdim. Tatmin edici bir kariyerim oldu. Yirmi dokuz dile çevrilen otuz iki kitap, hiç de fena değil. Mekânlar ve kültürler keşfettim ve on beş dille oynayabildim. Beni sevmeyenler ya da tüm kalbimle anlaşamadıklarım bile, genellikle ilginç ve hattâ zaman zaman ufuk açıcılardı” diyor...

        Tekrar hatırlatayım: Prof. Lewis’in hatıraları, ufkunuzu açacak bir kitaptır...

        Diğer Yazılar