Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        RUM Patriği Bartholomeos'un bir Amerikan televizyonuna "Türkiye'de kendimizi çarmıha gerilmiş gibi hissediyoruz" demesi üzerine kopan fırtınada en doğru ve dikkat çeken yazılardan birini, önceki gün Ferai Tınç kaleme aldı. Ferai, 1657 ve 1821 yıllarında iki patriğin idam edildiğini hatırlatıyordu. Ama, yazısında bir eksik vardı: Osmanlı İmparatorluğu'nda iki değil, üç Rum Patriği idam edilmişti, ilk idamın tarihi 1638 idi. Aynı hataya önceki gün TV'de ben de düştüm ve üç yerine iki patriğin idam edilmiş olduğunu söyledim. İşte bu idamların kısa öyküsü: Sonuncu, yani 1821'deki idam, bizde siyasetlerinin ana temellerini Patrikhane düşmanlığının teşkil ettiği çevrelerde çok iyi bilinir ve hatırlanır. Yunan İsyanı'nı elaltından desteklediği ortaya çıkınca asılan Patrik Beşinci Gregorius hakkında biryerlerde hâlâ birşeyler yazılır ve idam konusu döner dolaşır, patriğin asıldığı yer olan ve Patrikhane'nin o zamandan buyana açılmayan orta kapısına gelir, "Kin kapısı hâlâ kapalı" gibisinden sözler edilir ama 1638 ve 1657'deki idamlar pek bilinmezler...

        ELÇİLER ASTIRDI

        İdam edilen ilk patrik Birinci Kiril idi ve Dördüncü Murad'ın saltanatı sırasında, 1638'de asıldı. İdamın sebebi de hiç de öyle zannedeceğiniz gibi siyasî falan değildi, tamamen dinî idi. O yılların Avrupası'nda mezhep çatışmaları vardı, Cizvitler ile Kalvinciler birbirlerini yemekle meşguldüler ve dört defa azledilen ama beşinci defa seçilip yeniden patriklik tahtına oturan Kiril'in, reform taraflısı Kalvinciler'in tarafını tuttuğu iddia ediliyordu. Cizvitler'in yönlendirdiği İstanbul'daki Fransız ve Avusturya elçileri, Bâbıâlî'yi "Patrik'in Kalvinci olduğu" konusunda ikna ettiler ve dolayısıyla da Kiril'in başını yemeyi başardılar. Kiril, "Rum teb'a arasına dinî nifak soktuğu" iddiasıyla 1638'in 26 Haziran'ında Rumelihisar'ında asıldı ve cesedi denize atıldı. İmparatorluğun Rum teb'ası, ikinci idam şokunu, 1657'de yaşadı. Şimdi Romanya taraflarındaki Eflâk'in "voyvoda"sı olan, yani Eflâk'i Bâbıâlî adına idare eden Konstantin isyan etmişti ve İstanbul'daki Ortodoks Patriği Üçüncü Parthenius'un isyanı desteklediği, hattâ Konstantin'e destek mektupları gönderdiği ortaya çıktı. Zamanın sadrazamı Köprülü Mehmed Paşa emretti ve Patrik, Parmakkapı'da asıldı. Son idam ise mâlûm; üç defa Patrik seçilen ve Yunan ayaklanmasına fiilen destek verdiği anlaşılan Beşinci Gregorius'un, 22 Nisan 1821'de Patrikhane'nin kapısının önünde asılması... Ama, tarihin garip yahut komik bir cilvesi olacak, patriğin idam emrini veren Sadrazam Benderli Ali Paşa da birkaç gün sonra azledilecek ve aynı şekilde suçlanacak, yani Yunan isyanını desteklediği iddiasıyla o da kellesini cellâda teslim edecekti.

        BİZE HİÇ YAKIŞMIYOR

        Bu köşede, İbrahim Müteferrika'nın 1734'de yayınladığı "Naimâ Tarihi"nin Patrik Kiril'in idamından bahseden ikinci cildinin 614. sayfasının fotoğrafını görüyorsunuz, eski harfleri bilenler okuyabilirler... Ama, asırlar öncesinde kalan bu tatsızlıklar hakkında yazdıklarıma bakıp da "Patrikhane amma fesad yuvasıymış" diye düşünebilecek olanlar için, günlerdir söylediğimi tekrar edeyim: Binlerce seneden buyana bu topraklarda yaşayan ama şimdi neredeyse 1500 kişi kalmış olan bir cemaatin sırtından ucuz kahramanlık politikaları yapmaya kalkışmak ve "Patrikhane'nin Vatikan olacağı" paranoyalarına kapılmak, bize hakikaten hiç yakışmıyor!

        Diğer Yazılar