Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        FRANSA'da geçtiğimiz hafta bizi de çok yakından alâkadar etmesi gereken bir gelişme oldu: Cumhurbaşkanı François Hollande, "1961'in 17 Ekim'inde Paris'te katledilen Cezayirliler'i saygı ile andığını" söyledi...

        Şimdi, 51 sene önce yaşanan kanlı bir hadiseyi hatırlayalım:

        Cezayir, 1950'lerin ikinci yarısından itibaren Fransız idaresinden ayrılıp bağımsızlık yolunda bir millî kurtuluş savaşı başlatınca Fransa'nın cevabı çok sert ve kanlı oldu. Mücadelede yüzbinlerce Cezayirli hayatını kaybetti ama Fransa, 1962'de Evian Anlaşması ile bu eski sömürgesinin bağımsızlığını tanımak zorunda kaldı.

        Cezayir'de hiç durmadan kan akarken, Fransa'da yaşayan Cezayirliler 1961'in 17 Ekim'inde Paris'te büyük bir gösteri düzenlediler. Banliyö semtlerinde toplanan göstericilere polisin müdahalesi çok sert oldu ve zamanın Paris Polis Müdürü Maurice Papon'un bizzat müdahalesi neticesinde yüzlerce Cezayirli öldürüldü. Saint Michelle Köprüsü'nde katledilenlerin cesedleri Seine Nehri'ne atıldı, üstelik gösterinin bu kadar kanlı şekilde bastırılmasından sonra köprünün duvarlarına iri harflerle "Ici on noie les Algeriens", yani "Cezayirliler'i burada boğduk" diye yazıldı.

        Duvardaki bu yazı sonraki senelerde birçok kitabın ve araştırmanın ismi olacak, 2011 'de yine bu isimle ses getiren bir de film çevrilecekti.

        17 SENELİK YARGILAMA

        Katliamın sorumlusu olan Paris Polis Müdürü Maurice Papon, seneler sonra mahkemeye çıkartıldı ama 17 Ekim 1961 'de yaptıkları ile değil, İkinci Dünya Savaşı'nda bazı Fransız Yahudileri'ni Naziler'e teslim etmekle suçlandı. 1981 'de başlayan dâvâ tam 17 sene devam etti, o sırada 88 yaşında olan Papon madalyaları ve unvanları alınıp on sene hapse mahkûm olunca İsviçre'ye kaçtı, Fransa'nın talebi üzerine iade edildi, Paris'te bir cezaevine kondu ama 2002'de sağlık sebeplerinden dolayı tahliye edildi ve 2007'de evinde öldü.

        Maurice Papon'un cenazesi ve mezarı bile tartışmalar yarattı. Madalyalarının ve "şövalye" unvanının mahkeme kararı ile alınmış olmasına rağmen Fransız Yabancılar Lejyonu, Papon'a ait Legion d'Honneur nişanının cenazesinde taşınmasını ve mezartaşına da işlenmesini istedi ve istediğini de yaptırdı!

        17 sene devam eden yargılama sırasında 1961 katliamı da devamlı olarak gündeme getirildi ama mahkeme 17 Ekim olaylarını hiçbir şekilde dikkate almadı. Cumhurbaşkanları da, hükümet de 17 Ekim'de yaşananlar konusunda özür dilemeyi devamlı olarak reddettiler, hattâ bir önceki Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 2007'de, Fransa'nın Cezayir'den hiçbir şekilde özür dilemeyeceğini açıkça beyan etti.

        SADECE ÜÇ SENE KALDI

        Paris'in özür konusundaki inadı hiç kırılmadı ama devletin politikası değişti ve Cumhurbaşkanı François Hollande, gösterilerin 51. yıldönümü münasebeti ile geçen hafta bir açıklama yaptı ve "17 Ekim 1961'deki dramda hayatını kaybedenleri saygıyla andığını" söyledi.

        François Hollande'ın sözleri bir "özür" değil, özrün ilk adımıdır, bu açıklama ile Cezayir konusunda çok önemli bir tabuyu yıkan Fransa'nın artık özür dileme yoluna girmiş olduğunu göstermektedir ve bu gelişme bizi de yakından ilgilendirmektedir...

        Fransız parlamentosunda geçtiğimiz sene kabul edilen ama Anayasa Mahkemesi'nden dönen Ermeni soykırım tasarısı bundan böyle yeniden parlamentoya gidecek ve büyük ihtimalle de yasalaşacaktır. Fransa zaten özür dileme yoluna girmiş olduğu için elimizdeki en büyük silâh zannettiğimiz "Onlar da milyonlarca Cezayirli'yi katletmişti" gibisinden tuhaf dayanağın zaten varolmayan hükmü tamamen bitecek, üstelik tehcirin 100. yıldönümü olan 2015'te başımıza çok daha başka dertler açılacaktır.

        Dolayısı ile 1915 olayları konusunda üzerimizi örten ölü toprağını atıp uyuşukluktan kurtulmamız ve ciddî bir devlet politikası tesis etmemiz için önümüzde çok az zaman kalmıştır, hatırlatayım...

        Diğer Yazılar