Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan dün “3.5 milyon Suriyeli kardeşimizi bir an önce kendi topraklarına göndermek için adımlar atıyoruz” dedi. Bu sözü daha önce de, yine Afrin Harekâtı ile ilgili konuşurken dile getirmişti. Elbette Suriye’de 7 yıldır devam eden korkunç savaş bitince birçok Suriyeli ülkesine dönecek, ancak istatistiksel olarak geri dönüşlerin oranı ne?

        Türkiye başından itibaren komşudaki savaşla ilgili en insani tavrı sergileyen ülke oldu. Şimdi de şiddetin bitmesi için büyük bir mücadele veriyor. Batı ülkeleri bu konuda yüz kızartıcı bir çizgi izlediler. O ülkelerde göçmen karşıtı politikacılar yükseldi, aşırı sağ 2. Dünya Savaşı’ndan beri ilk kez birçok parlamentoda koltuk kazandı. Şimdi de para teklif ederek göçmenleri göndermeye çalışıyorlar. Benzer bir tavrı Afganistan’dan gelen göçmenler konusunda da göstermişlerdi. Ancak buna rağmen BM Mülteciler Yüksek Komiserliği’nin (UNHCR) raporuna göre 2015’te yalnızca 201.400 mülteci ülkesine döndü. (61.400 Afganistan’a, 39.500 Sudan’a, 32.300 Somali’ye ve 21.600 Orta Afrika’ya).

        10 KİŞİDEN 1’İ

        Yine UNHCR’nin rakamları 1996- 2005 arasında mülteci olanların 12.9 milyonunun ülkelerine döndüğü ancak 2005-2015 arası bu rakamın 4.3 milyona düştüğünü gösteriyor. Bu da gelenlerin yalnızca yüzde 10’unun dönmesi demek. Elbette Suriye’deki savaş bitince oran artacaktır ancak yine de bölgedeki belirsizlik göz önüne alındığında kalmak isteyeceklerin sayısı az olmayacaktır.

        ÇOK KÜLTÜRLÜLÜK ZENGİNLİKTİR

        Türkiye, Suriye’den gelenler başta olmak üzere hep mağdurlara kucak açtı ve açmaya devam ediyor. Öte yandan bu tip yer değiştirmelerde geri dönüşlerin oranının ne olduğuna bakıp ona göre hazırlığımızı yapmamız gerek. Bu savaş bitince herkes geri dönmeyecek. Unutmayalım, başta Suriye olmak üzere Arap coğrafyasından ülkemize sığınanların önemli bir kısmı burada yeni bir hayat kurdular.

        Cumartesi günü buradaki Arap diasporası üzerine yazmıştım. Bu insanları tanımalı ve onların bize kattıkları ve katacakları üzerine düşünmeliyiz. Elbette zorluklar yaşandı ve yaşanıyor ama unutmayalım, çok kültürlü, çok dilli, kozmopolit toplumlar güçlenirler.

        ***********

        TÜRKİYE YENİDEN O LİSTEDE

        BİRLEŞMİŞ Milletler Dünya Turizm Örgütü, önceki gün 2017’nin en çok ziyaret edilen ülkeler listesini açıkladı. 2016’da Türkiye liste dışıydı. Turizm hakikaten kan ağlıyordu. Bu yıl ise yeniden listeye, üstelik 6. sıradan girdi!

        Bölgemizde devam eden problemlere rağmen ülkemiz adeta küllerinden yeniden doğuyor.

        EN ÇOK TURİST ALAN...

        Listenin birinci sırasında 88.9 milyon turist ile Fransa, 2. sırada ise 82.2 milyon turist ile İspanya var. ABD’de sayı gerilemiş ancak hâlâ 3. sıradaki yerini koruyor. Türkiye ise 2016’da 30.3 milyon turist almışken, bu rakamı 2017’de 39.9’a çıkararak en büyük sıçramayı yapmış.

        Peki bu artış nerelerden geliyor? Rakamları araştırdım...

        Gördüğüm kadarıyla maalesef Batılı turist sayısında bir tırmanma olmamış, hatta yer yer gerileme var. 2016’da 3.7 milyon Alman turist gelmiş (2015’te 5.4 milyondu). Bu rakam 2017’de 3.4 milyona gerilemiş.

        TÜRK TURİZMİNİN 2 HAYAT DAMARI

        Ancak Türkiye turizmini uçuran ve giderek artan iki dev kaynak var: Ruslar ve Araplar. Önceki yıl Putin’in koyduğu yasak yüzünden 822 bine kadar düşen Rus turist sayısı, 2017’de 4.6 milyona ulaşmış ve böylece kriz öncesini de aşmış.

        Turizmcilere göre en büyük potansiyel ise Arap coğrafyası. Suudi Arabistan, İran, Yemen, Kuveyt gibi ülkelerden gelenlerin sayısı 2.3 milyondan 3.3 milyona çıkmış ve bunun büyüme kapasitesi çok yüksek.

        Ancak ziyaretçi sayısı artarken turizm harcamalarında rakamlar hâlâ geride olduğumuzu gösteriyor. İspanya turist başına 1050 Euro’luk harcamayla “Ucuz turizm yapıyoruz” diye şikâyet ederken Türkiye’de bu rakam 600 Euro. O nedenle sayıyı artırmakla birlikte daha üst gelir gruplarından insanları ülkemize çekmemiz şart...

        ***********

        ZENGİN ARAPLAR ARTIK İSTANBUL’U TERCİH ETMİYOR MU?

        TAM da turizm ile ilgili rakamlar elime geçtiği sırada, Süzer Holding ve Ritz Carlton’un sahibi Mustafa Süzer’in organize ettiği bir yemek daveti vardı. Üst gelir grubuna hitap eden ve uluslararası marka olan bir otelin sahibi olarak Süzer’in görüşlerini merak ettim: Bu sezon işler nasıl? Artan turist rakamları onlara nasıl yansıyor?

        Turizmi Arapların kurtardığını teyit etti Mustafa Bey ancak daha sonra çok ilginç bir şey söyledi: “Önceki yıllarda Ritz’e Suudi prensleri gelir, 3-4 katı 1.5 aylığına kapatırlardı ve sayelerinde sezonu kurtarırdık. Şimdi sayı olarak Arap coğrafyasından çok daha fazla turist geliyor ancak artık gelenler üst-orta hatta orta gelirli Araplar. Otele ellerinde naylon torbalarla girenleri ilk kez geçen yıldan beri görüyoruz. Gelmeleri tabii ki iyi ama biz yeniden üst gelir sınıfından olanları da İstanbul’a çekmeliyiz.”

        Bu sözler “ucuz turizm” argümanını destekliyor, öte yandan önceki yıllarda gelen A grubu Arapların sayısı neden azaldı? İstanbul, Arap Baharı ile çatırdayan coğrafyadan kaçanlar için bir vaha olurken Arap zenginleri için cazibesini mi yitiriyor? Yoksa Ortadoğu ve Körfez’de yaşanan türbülans nedeniyle üst gelir grubu daha az mı seyahat eder oldu? İstanbul turizmini kamçılayan en önemli faktör Türk dizileri idi. Son dönemde dizilerin etkileri mi azaldı? Bence turizmciler bu soruların cevaplarını muhakkak bulmalı...

        ***********

        TÜRKİYE UÇUYOR

        OKULLAR yarıyıl tatiline girdiğinden beri müthiş bir trafik var. Havaalanları kaynıyor, iğne atacak yer yok, saatlerce kuyruklarda bekleniyor. Her yıl çocuklarıyla tatile giden bir arkadaşım geçen gün bu yıl alanda kalabalık nedeniyle çektikleri eziyeti anlatıyordu.

        Bu manzara bence son derece olumlu. Türkiye’nin ekonomik olarak ne kadar canlı olduğunu anlatıyor. Acaba yalnızca görüntüde mi böyle diye rakamlara baktım. 2017’de 350 bin kişi acentelerle seyahat etmişken bu yıl rakam 450 bine çıkmış. Bu da 200-250 milyonluk bir ekonomi demek...

        Diğer Yazılar