Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        -Cezayir-

        İSTANBUL’da haftalardır beklenen ama bir türlü gelmeyen kar yağışı başlamış. Günlerdir hâkim olan o keskin soğuk nihayet mikropları kırmak için karı getiriyor galiba. Henüz pek az ama bugün artacağı söyleniyor, bakalım... Kaderin cilvesi işte... Ela ve Yasemin’in haftalardır bekledikleri, onlar tam da İstanbul’dan Kıbrıs’a doğru havalanırken geldi.

        Ben ise İstanbul’a kar yaklaşırken, Afrika’nın ılık ikliminden yazıyorum bu yazıyı. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan ve beraberindeki heyetle Batı Afrika turuna başladık. Oldukça uzun, kapsamlı ve kalabalık bir gezi.

        İlk durağımız Cezayir. Burada çok kapsamlı bir programı var Cumhurbaşkanı’nın. Kaldığımız otelde Cezayir Başbakanı Ahmed Uyahya ile bir görüşme gerçekleşti ve iki ülke arasında diplomasi, tarım ve hayvancılık, kültürel miras gibi başlıklarda birçok anlaşmaya imza atıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan daha sonra Cezayir Cumhurbaşkanı Abdülaziz Buteflika ve Meclis Başkanı Said Buhacca ile de görüştü.

        BÜYÜK YATIRIMLAR

        Seyahate birçok işadamı da iştirak ediyor. Türkiye-Cezayir iş forumunda karşılıklı iş olanakları ele alınıyor. Burada en büyük yatırımı yapan Türk firması Tosyalı Holding. Akşam rastladığımız Fuat Tosyalı 2010’dan beri Cezayir’de iş yapıyormuş. Ortağı Topçuoğlu Ailesi ise yıllardır Cezayir’de. Alp Topçuoğlu ile birlikte buranın zorlukları ve avantajlarını anlattılar. Yatırımları bugün 2 milyar 250 milyon doları buluyor. Bu rakam yatırımlar devam ettikçe daha da artacak gibi görünüyor, zira yeni etaplar inşa ediyorlarmış. Madenden demir-çelik üretiyorlar.

        İstanbul’daki Four Seasons otellerinin sahibi Mesut Toprak’a da rastladık. O da Oran’da çok büyük bir tekstil fabrikası yaptırıyor. Mesut Bey aynı zamanda Bodrum Yalıçiftlik’te yapılacak Four Seasons’tan da bahsetti.

        MORİTANYA VE SENEGAL

        Cezayir’den sonraki durak Moritanya olacak. Orada da yoğun bir program görünüyor. Aynı akşam ise Senegal’e uçacağız. Gezinin son durağının da Mali olması öngörülüyor. Geniş bir Batı Afrika turu kısacası.

        Türkiye yıllarca Afrika’yı ihmal etti. Son 15 yıldır ise bu geniş ve olanakları bol coğrafyada çok önemli ilişkiler kuruyor, siyasi ve ekonomik gücünü kıyaslanamayacak boyutta artırıyor.

        ***********

        AFRİKA’NIN EN BÜYÜK CAMİSİ

        BİRKAÇ yıldır başkent Cezayir’de denize paralel bir cami inşaatı ilerliyor. Afrika’nın en büyük camisi olması hedeflenen ve köşeli, sıradışı bir mimarisi olan camiyi Çinliler yapıyormuş. Fas ile ezeli rekabeti vardır Cezayir’in. Bu dev yapıyı biraz da o rekabet kamçılıyor, zira Afrika’nın en büyük camisi Casablanca’daki 2. Hasan Camii. İşte bu, o camiden daha büyük olacak.

        ***********

        TİKA’NIN RESTORE ETTİĞİ CAMİ

        CAMİ demişken Cezayir’in başkentinde muhakkak Keçiova Camii’nden de bahsetmek gerek. Cumhurbaşkanı Erdoğan 2013’te, tam Gezi olaylarının başlangıcında yaptığı seyahatte (ben de o geziye iştirak eden gazetecilerden biriydim-N.A.) iki ülkenin 500 yıllık dostluk simgelerinden olan, kadim şehrin göbeğindeki Keçiova Camii’ni restore ettirme kararı almıştı.

        TİKA camiyi çok güzel bir şekilde onardı ve geçen yıl sonu açtı. Bugün de Emine Erdoğan’ın ziyaret ettiği cami, Kasba (Kasaba) olarak adlandırılan ve Osmanlı döneminden beri aynen korunmuş eski şehrin içinde yer alıyor. Fransız işgalinin ardından bu döneme ait birçok eser yıkıldı, hatta kentte gezerken kendinizi Akdeniz esintili bir Fransız şehrinde hissediyorsunuz, ancak bu cami ve çevresi korunmuş. Cami Fransızlar tarafından askeri depo ve Cezayir başpiskoposları için depo olarak kullanılmış. 1844’te yıkılıp yerine bir kilise inşa edilmiş. Savaşın önemli sembollerinden biri. Bağımsızlığın kazanılmasıyla yeniden camiye dönüştürülen ancak 2003’teki depremden epey zarar gören caminin Türkiye tarafından restore ettirilmesi Cezayirliler için büyük anlam taşıyor.

        ***********

        AKLIMA GELEN İKİ İSİM

        CEZAYİR’de olup da Albert Camus’yü anmamak olur mu hiç? Ünlü varoluşçu yazar burada, Mondovi kasabasında doğdu. Bütün gençliği bu ülkede çok zor şartlarda geçti. Babasını erken yaşta kaybetti, annesi hizmetçilik yaparak aileyi geçindirdi. Elbette dönemi ama şüphesiz bu zor şartlar da onun kurucusu sayıldığı absürdizm felsefesinde etkili oldu. Hayatta bir anlam bulamayan, bunu alt etmenin yolunun ya intihar ya da anlamsızlığı kabul etme olduğunu söyleyen bir bakış...

        Bu toprakların bana hatırlattığı diğer bir isim ise dünyaca ünlü modacı Yves Saint Laurent. Cezayir’in iç savaş öncesine kadar burada yaşayan Fransız nüfusundan olan Laurent, Oran’da büyük bir villada doğdu. 17 yaşında Paris’e gitti ve Christian Dior’la çalışmaya başladı. Daha sonra ise bugün en büyüklerden kabul edilen kendi markasını yarattı. 2008 yılında ölen modacının hayatını anlatan ve kendi adını taşıyan 2014 yapımı filmi muhakkak izlemenizi öneririm.

        Diğer Yazılar