Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yakın tarihin en korkunç, en kanlı ve aynı zamanda Türkiye toplumunun darbeci askerlere destansı direnişi bakımından en gurur verici gecesi olan 15 Temmuz’un üzerinden 3 yıl geçti. Ne çabuk ilerliyor zaman…

        Zaman kavramının ilginç bir özelliği var. İlerledikçe bazı şeylerin üzerini örtüyor, hatta bazı gerçekleri değiştiriyor, dönüştürüyor.

        15 Temmuz’a karşı olmak, onu lanetlemek sadece FETÖ’ye karşı olmaya indirgenmeye başlandı. “Darbeciliğe gerekirse evet ama FETÖ’ye hayır” çizgisi maalesef medyada da ağırlık kazanıyor...

        Bakıyorum kendi destekledikleri çevrelerin darbesi olsa en başta destekleyecek olan bazı isimler 15 Temmuz bir FETÖ darbesi olduğu için karşı çıkıyorlar.

        Mesela biri, açık açık “28 Şubat bir askeri darbe değildi. Topluma çok faydaları oldu” diyor ve bu darbeci zihniyet 15 Temmuz şanlı direnişinin anma yayınlarına davet edilebiliyor. Akılalmaz bir durum...

        Bu, 251 şehidin ruhlarına azap vermektir. O şehitlerin portrelerine bakın. Hepsinin 28 Şubat darbesinde bizzat mağdur olmuş insanlar olduğunu göreceksiniz. Bu 28 Şubatçı yani darbeci kafaların 15 Temmuz’u anmasını kabul etmiyorum, etmiyorum, etmiyorum...

        Bu ülkede “27 Mayıs’tan 12 Mart’a, 22 Şubat’tan 21 Mayıs’a, 12 Eylül’den 28 Şubat’a, 9 Mart’tan 15 Temmuz’a kadar tüm darbeciler ve darbeye teşebbüs eden tüm askerler teröristtir” diye samimi inançla söylenmedikçe askeri vesayet ve darbe tehlikesi bitmez. Militarizm hâlâ Türkiye için açık ve yakın tehdit.

        DARBEYE DEĞİL, SADECE FETÖ’YE KARŞI OLMAK

        Maalesef bu tehlikeyi 15 Temmuz gecesi ekranlarda yine gördüm. 15 Temmuz 2019 itibarıyla bu ülkede 28 Şubat askeri darbesi ve o darbeyi yapanlar övüldü. O zaman mahkemenin 28 Şubat darbecilerine verdiği ağırlaştırılmış müebbet cezalarını kaldırın, hatta başörtülü kadınlar da tüm 28 Şubatçılardan özür dilesin. Tam olsun!

        15 Temmuz FETÖ tarafından planlanan korkunç ve hain bir darbe girişimiydi. FETÖ’cü olmayıp 15 Temmuz darbesine katılan generaller olması bu olayın temelde bir FETÖ planı olduğu gerçeğini değiştirmez.

        Bu gerçeği hatırlatmakla birlikte bir de uyarı yapmak istiyorum: Bir moda daha filizlendi Türk medyasında. FETÖ’cü olmayan 15 Temmuz darbecilerini yavaş yavaş aklamaya başlıyor kimi çevreler.

        ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEMDE O İSİMLERİ AKLAMAYA ÇALIŞACAKLAR

        Mesela 15 Temmuz darbecisi olduğu açık olan ve mahkemeden ceza da almış darbeci Adem Huduti açık açık savunulmaya başlandı. Bu kulaklar bunu da duydu 15 Temmuz 2019 gecesi...

        Adem Huduti FETÖ’cü değildi ama azılı bir Tayyip Erdoğan düşmanı olduğu için 15 Temmuz darbesine destek verdi. Zaten Huduti gibi yüzlerce general ve subay var 15 Temmuz’a destek vermiş olan. Sözde Atatürkçü özde darbeci askerler bunlar...

        Önümüzdeki dönemde FETÖ’cü olmayan bu darbecileri özellikle eski silah arkadaşlarının aklamaya çalışacağını göreceğiz. Bu dediğimi not edin lütfen…

        Sadece askerler değil, siviller de var. Mesela Ergenekon avukatı Vural Ergül sosyal medyadan çok açıkça 15 Temmuz askeri darbe teşebbüsüne destek oldu ve ceza aldı. Ergül FETÖ’cü değil ama Erdoğan düşmanı olduğu için darbeciliğe destek verdi.

        Şayet 15 Temmuz’u tarihte doğru bir yere yerleştirmek istiyorsak, darbeler sayfasını bu şanlı direnişle ebediyen kapatmak istiyorsak bu gidişe karşı çıkmamız gerekiyor. Eski darbeleri savunanların 15 Temmuz’u lanetleme meşruiyetleri yok! 15 Temmuz’a karşı çıkmak sadece FETÖ’ye karşı çıkmak parantenzine sıkıştırılamaz. Gelmiş geçmiş bütün darbelere karşı aynı net duruşu sergilemeyen, fırsatını bulsa mevcut iktidarı kendi darbesi ile indirmeyi düşleyenlerin bu günde konuşması yalnızca 251 şehidin ruhuna ihanet demektir.

        Diğer Yazılar