Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Geçtiğimiz nisan ayında epey gürültü çıkaran ve Türkiye’nin gündemine oturan “Amiraller Bildirisi” ile ilgili hazırlanan iddianame tamamlandı.

        181 sayfadan oluşan iddianamede emekli amiraller için TCK’nın 316/1. Maddesi gereğince 3 yıldan 12 yıla kadar hapis isteniyor.

        104 emekli amiral bu bildiriyi bir gece yarısı bir internet sitesinde yayınlattığında ben de çok sert tepki göstermiş, bu bildiriye ‘zevzeklik’ diyen Meral Akşener’in ve ağır şekilde bildiriyi tenkit ederek amirallere meydan okuyan Devlet Bahçeli’nin çıkışında haklı olduğunu ifade etmiştim.

        O çok hareketli gün içinde Rasim de bu amiraller bildirisine karşı seri tweet'ler atıp sosyal medyada gündem olunca Devlet Bahçeli tebrik için kendisini aramıştı. Ben de o gün o vesileyle Devlet Bey ile telefonda konuşmuştum. Sayın Bahçeli bu hadiseyi muhtıra olarak değerlendiriyordu ve bana göre de çok haklı kaygıları vardı.

        Başta Cumhurbaşkanı Erdoğan olmak üzere hükümet kanadından gelen sert tepkileri de çok doğru bulmuştum.

        Bildiri üslup ve yöntem itibarı ile çok yanlıştı. Türkiye’nin darbe ve askeri vesayet hafızasını canlandırmıştı, tehdit kokuyordu ve kabul edilemezdi.

        Ancak bu eleştirileri dile getirmekle birlikte o dönem bildiriye imza atan generallerin evlerinden apar topar toplanıp gözaltına alınmalarına karşı çıktım. Bu yapılanı da hukuksuz bulduğumu belirttim.

        O yazımı buraya koyuyorum.

        Bildirinin üzerinden 8 ay geçtikten sonra iddianame tamamlanmış.

        Dün 181 sayfalık iddianameyi inceledim ve şunu gördüm: Gözaltılar konusunda yapılan yanlış aynen sürdürülüyor.

        İddianame somut delillendirmeden yoksun, özensiz ve zayıf. Son derece zorlama bir iddianame bu.

        SAYFALAR SÜREN MESAJLAŞMALARDAN ÇIKAN SONUÇ

        Ana omurgası sayfalar süren whatsapp yazışmalarından oluşuyor.

        Nerede darbe planına işaret eden bir kanıt? Yok!

        E o zaman 12 yıl hapis neden isteniyor?

        Bu ülkede askeri vesayete ve darbecilere yönelik tavizsiz tavrı bilinen bir gazeteci olarak söylemeliyim ki iddianameyi okuyunca emekli amirallerin Meral Akşener’in dediği gibi zevzeklik yaptığına olan inancım daha da pekişti ama zevzeklik bir suç değil!

        Zevzeklik yapmak ne zamandan beri TCK’ya göre 12 yıl hapis ile yargılanmayı gerektiriyor?

        Kısacası: Bu iddianame hukuki olmaktan çok çok uzak!

        İddianamedeki whatsapp yazışmalarında emekli amirallerin bu bildiriyi Montrö, cübbeli amiral ve orduya alınırken irtica şartının kaldırılması olarak özetlenecek üç başlığa tepki vermek için hazırladıkları açıkça görülüyor.

        Deniyor ki “Bir deklarasyon yayınlayıp bunu protesto edemez miyiz?”

        Sonra da bir metnin hazırlanıp medyaya verilmesi kararlaştırılıyor.

        İddianamede 35 sayfa boyunca mesajlaşmaların tam dökümü var.

        İsteyen açıp okuyabilir.

        Emekli paşalar Montrö ile ilgili tartışmanın yanı sıra geçtiğimiz mart ayında TSK’ya subay ve astsubay yetiştiren Harp Okulları ile Astsubay Yüksekokullarına giriş şartları arasında bulunan “irticai ve bölücü görüşleri benimsememiş veya bu faaliyetlere karışmamış olma” hükmünün kaldırılmasına ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın üniforması üzerine giydiği cübbe ve sarıklı fotoğraflarına tepki gösteriyor.

        REKLAM

        Cübbeli ve sarıklı amiral fotoğrafını ben de provokatif ve yanlış bulmuştum. Nitekim Sarı da Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından zorla emekliye sevk edildi ve muvazzaf kariyeri bitirildi. Hulusi Paşa bana göre de doğru olanı yapmıştı.

        'İRTİCA' ADI ALTINDA DİNDARLARA YÖNELİK DÜŞMANCA YAKLAŞIMIN GEREKÇESİ OLAN HÜKÜM

        Ancak “irticai faaliyete karışmak” gibi geçmişte sivil siyasete müdahale etmek için askeri vesayetin temel aracı olarak istismar edilmiş argümanın TSK’ya giriş şartı olmaktan çıkarılmasını demokrasi adına çok olumlu bulmuştum.

        Senelerce dindarlar TSK’dan bu argüman bahane edilerek uzak tutuldu. 5 vakit namaz kılmak ve eşi başörtülü olmak “irticai faaliyete karışmak” diye görüldü.

        FETÖ bu hükmü istismar ederek gerçek dindarları TSK’dan attırıp kendine Atatürkçü süsü vererek, takiye ile içki içerek ordu içinde güçlendi.

        Ancak irtica adı altında dindar vatandaşları laikliğe karşı potansiyel tehlike olarak gören zihniyet maalesef halen varlığını sürdürüyor. Emekli amirallerin bildirisi bu zihniyetin açık kanıtı.

        Fakat böyle temelsiz iddianamelerle bu zihniyeti zayıflatmaz aksine güçlendirirsiniz. Nitekim Türkiye’nin son 10 yılı tam da bunun bir özeti değil mi?

        Hukuk araçsallaştırılarak mağdurlar yaratılıyor. O mağdurlar kendi mağduriyetlerini Türkiye’nin demokratikleşmesini engellemiş yaklaşım ve uygulamaları meşrulaştırmak için kullanıyor.

        Umarım amirallerle ilgili iddianamenin temelsizliği görülür ve yeni tutukluluklar, yeni mağduriyetler yaratılmaz.

        Diğer Yazılar