Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Tepebaşı’nda, Odakule’nin tam arkasında eski TÜYAP’ın üzerindeki açık otoparkın önünde bir grup haftalardır ellerinde Ukrayna bayrakları ile şubattan beri devam eden acımasız Rus saldırıları ve işgalini protesto ediyor. Oradan her geçişimde aynı insanları görüyorum. Dün protestocular Bayraktar sloganları atıyorlardı.

        Savaş yeni başladığında bu protestolar İstiklal Caddesi üzerindeki Rus Başkonsolosluğunun önünde yapılıyordu. Orada bir grup çevik kuvvet polisi mütemadiyen hazır bekliyordu. Ancak aradan geçen aylar ve bu kalabalığın caddeyi sıkıştırması nedeniyle göstericiler artık bir arka sokakta.

        Gerçi Türkiye’deki Rusya protestoları dünyanın geri kalanına göre hayli zayıf, Avrupa’nın birçok başkentinin aksine burada kitlesel bir gösteri yapılmadı, bizden ciddi bir itiraz yükselmedi. Rusya kadın, çocuk, yaşlı demeden vuruyor ama Türkiye’de bu savaşa dair Avrupa sokaklarında tanık olduğum hassasiyet yok maalesef… Protesto yapanlar burada yaşayan bir avuç Ukraynalı sadece…

        VAHŞET DEVAM EDİYOR AMA BİZ UNUTTUK SANKİ...

        Bütün bunları 100. gününe ulaşan vahşi Ukrayna işgalini yeniden hatırlamak için yazıyorum. Maalesef Avrupa’nın ortasındaki acımasız kıyım devam ediyor, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy önceki gün Rusya’nın Ukrayna topraklarında ilerleyerek ülkenin beşte birini işgal ettiğini açıkladı ancak hepimiz bu olanları kanıksadık ve hatta unuttuk sanki.

        REKLAM

        Ben savaşın ilk günlerinde Romanya sınırından Kiev’e, oradan Lviv’e gidip çatışmanın ortasında röportajlar ve haberler yaptım, biliyorsunuz. Poroşenko’dan, Bağımsız Ukrayna Kilisesi Sözcüsüne, Lviv Belediye Başkanından valisine birçok kişiyle konuştum.

        Savaşın ilk şoku atlatıldıktan sonra müzakereler önem kazandı. Türkiye müzakerelerde hatırı sayılır bir üs haline geldi. İki tarafla da konuşabilen, mekik diplomasisi uygulayan sayılı ülkelerden biri oldu ve çok önemli bir diplomatik pozisyona oturdu.

        Ukrayna-Rusya arasında yürütülen bu süreçte Ukrayna tarafının kilit isimlerinin başında baş müzakerecilerden milletvekili Rüstem Umerov geliyor. Umerov’u Türkiye kamuoyu İstanbul’da yapılan görüşmelerle tanıdı ancak bunun çok daha fazlası var. Umerov çok sık Ankara ve İstanbul’a geliyor ve kritik temaslarda bulunuyor. Sahadaki son durumun bütün detayları Umerov’da.

        Ben iki buçuk hafta önce kendisiyle bir röportaj yapmak için girişimlere başladım. Türkiye’deydi ancak Ukrayna’ya dönmesi gerekiyordu ve programı çok yoğundu. Nihayet dün sorularımın yanıtlarını alabildim.

        Ukrayna’nın müzakerelerdeki durumunu, İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurusunu, sahadaki son durumu ve Türkiye’nin arabuluculuğunu baş müzakereci Umerov’a sordu. Umerov sorularıma çok detaylı yanıtlar verdi.

        - Müzakereler ayladır devam ediyor. Siz sürecin tam ortasındasınız. Görüşmelerdeki son durumu anlatır mısınız? Masadaki en zor ve tartışmalı başlık hangisi?

        Müzakere süreci şimdilik dondurulmuş durumda. Buzdolabında bekliyor. Ruslarla müzakere çok zor, sürekli hikayelerini değiştiriyorlar ve anlaşmayı bozuyorlar. Bu zamana kadar kendi yapay gündemlerini ve iddialarını kabul ettirmek için masada oturdular. Neymiş? Ukrayna’da Naziler varmış! Bu iddiaların temeli ya da kanıtı yok.

        Bizim devlet başkanımız bir Yahudi. Parlamentodaki en büyük grubun başında bir Gürcü ve Rusya ile müzakere eden delegasyonun başında Kırım Tatarı bir Müslüman var. Eğer Ukrayna bir Nazi ülkesi olsa bizler bu pozisyonlarda olabilir miydik? Ukrayna’da 100’den fazla milliyete ait insan yaşıyor. Devletimiz herkesin eşit haklara sahip olduğunu düşünüyor ve ülkemizde Rusların bizi kurtarmaya çalıştığı bir Nazizm yok.

        REKLAM

        Aslında bizim müzakerelerde amaçladığımız Rusları bu gerçeklerle yüzleştirmekti. Ama Bucha, Borodyanka, Hostomel, Mariupol ve diğer yerlerde gördüklerimizden sonra onlarla müzakere etmenin zorluğunu anlıyoruz.

        Son zamanlarda siyasi tutukluların serbest bırakılması, insanlarımıza çıkış koridoru açılması, askerlerimizin Azovstal ve Mariupol’den çıkarılması gibi insani konularda müzakere etmeye odaklandık. Çabalarımız sonucu insani koridorlar açtırmayı başardık ve 300.000 Ukraynalıyı kurtardık.

        "RUSLAR SALDIRIR SALDIRMAZ CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE İLETİŞİME GEÇTİK"

        -Türkiye’nin pozisyonunu nasıl görüyorsunuz? Ankara’dan beklentileriniz neler?

        Türkiye’ye barış arayışındaki öncü rolü için minnettarız. Biz Türkiye’nin Ukrayna’nın güvenliğinin garantörü olmasını istiyoruz. Son 8 yılda Türkiye uluslararası arenada Ukrayna’nın en yakın dost ve müttefiklerinden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan her zaman toprak bütünlüğümüzü savundu ve bu savaşın bitmesi için çözüm aradı. Rus işgalinden sonra Türkiye’nin edindiği pozisyon son 8 yılda Ukrayna’ya yönelik çizgisi ile uyum içindedir. 24 Şubat'ta saldırı başladığında biz hemen Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişime geçtik. Görüşmelerin Türkiye’de yapılmasını tereddütsüz kabul etti. Kendisi ve ekibi devamlı bizimle irtibat halinde ve süreci yönetmek için çabalıyor ve iki Başkanı bir araya getirmeye çabalıyor.

        Türkiye askerlerimizin Azovstal’dan kurtarılması operasyonunda da çok aktif bir rol oynadı. Bugün Ukrayna limanlarını nasıl yeniden açabiliriz diye birlikte bir yol bulmaya çalışıyoruz. Şayet dünya Ukrayna tahılını ithal etmenin bir yolunu bulamazsa dünya üzerinde milyonlarca insan birkaç ay içinde açlıkla karşı karşıya kalacak.

        REKLAM

        "HANGİ İTTİFAKTA YER ALACAĞINA KARAR VERMEK EGEMENLİK HAKKIDIR"

        - İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyelik başvurusunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Rusya Ukrayna’yı NATO’ya girme ihtimali nedeniyle vuruyor. Sizce bu iki ülkenin başvurusu Rusya açısından provokatif olur mu?

        Bence hangi ittifaka katılıp katılmayacağının kararı her ülkenin egemenlik hakkıdır. Eğer İsveç ve Finlandiya halkları ve hükümetleri onlar için en iyi seçeneğin NATO şemsiyesi altında olmak olduğunu düşünüyorlarsa ve NATO’nun diğer üye ülkeleri bunda hemfikirse o zaman bu kararı vermek onların hakkıdır.

        - Putin ve Zelenskiy’nin bir araya gelme olasılığını ne kadar görüyorsunuz? Türkiye böyle bir buluşmaya ev sahipliği yapmak istiyor. Şayet gerçekleşirse bu görüşme İstanbul’da olabilir mi?

        Ukrayna Devlet Başkanı ilk günden beri buna hazır olduğunu söylüyor. Bizim saklayacak hiçbir şeyimiz yok. Kendimizi, halkımızı, evlerimizi korumak dışında bir şey yapmıyoruz. Türkiye’nin bu buluşmaya ev sahipliği yapmak istemesine minnettarız.

        "2,7 MİLYON UKRAYNALI GERİ DÖNDÜ"

        - Savaşın başından beri kaç kişi ülkeyi terk etti?

        İlk ay 5,5 milyondan fazla kişi çıktı. 8 milyon kişi ise ülke içinde evinden şehrinden çıktı, daha güvenli bir yere gitti. Ancak şimdi insanlar ülkelerine geri dönmeye başladı, 2,7 milyonu geri geldi. Savaş yüzünden ülkelerini terk eden Ukraynalılar diğer mültecilere benzemiyorlar. Onlar sadece geçici barınma arıyorlar, gittikleri ülkelerde kalıcı olmak istemiyorlar.

        - Rusya’nın saldırganlığı 24 Şubat'ın öncesine dayanıyor. Kırım’ı ilhak edeli 8 yılı geçti. Bugün en tartışmalı başlıklardan biri de Kırım. Kırım ve Doğu Ukrayna Rusya’nın Batı Ukrayna’dan tamamen çekilmesi karşılığı müzakere konusu yapılabilir mi?

        REKLAM

        Ukrayna Rusya gibi bir terörist devlet değil. Biz bu kanlı saldırıları durdurmak için her siyasi ve diplomatik kanalı kullanıyoruz. Ama hiçbir zaman çiğnemeyeceğimiz kırmızı sınırlar var. Ukrayna hiçbir zaman toprakları ve insanlarından vazgeçmeyecek.

        Ukrayna’nın toprak bütünlüğü ve uluslararası kabul görmüş sınırları kırmızı çizgimizdir ve pazarlık konusu değildir.

        Şu anki pozisyonumuz şu: Rusya 23 Şubat'taki duruma dönerse yani o günden itibaren işgal ettiği topraklardan çekilirse o zaman önceden işgal ettiği Kırım, Donetsk ve Luhansk’ın durumunu konuşabiliriz. Ama bu, topraklarımızdan herhangi bir parçasından vazgeçeceğimiz anlamına gelmiyor. Biz Kırım, Luhansk ya da Donetsk’e diplomasi yolu ile ya da zorla ama muhakkak geri döneceğiz.

        - Kiev’de son durum ne? Kontrolü tamamen sağladınız mı?

        Rusya Kiev mücadelesini kaybetti. Başkenti 3 günde alma hayali Ukrayna ordusu ve halkı sayesinde geri püskürtüldü. Ama dünya Rusya’nın barbarlığını gördü. Uluslararası uzmanlarla birlikte Rusya’nın işlediği tüm savaş suçlarını tespit ettiriyoruz. 13 binden fazla savaş suçu araştırılıyor. Yurt dışından gelen 42 uzman Ukrayna’da bunun için çalışıyor. Uluslararası mahkemelerin önüne her savaş suçlusunu çıkaracağımızdan eminiz.

        Diğer Yazılar