Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Birkaç yıl önceydi; bir kız bence bana türlü türlü hinlikler yapıyor ben de bunu gazetedeki en yakın arkadaşlarıma anlatıyorum... Hepsi erkek. Zaten çocukluğumdan beri her daim en yakın 10 arkadaşımdan 7’si erkek. Her daim, her şeye dair düz ve mantıklı yaklaşımları var... Hevesle anlatıyorum; “Aaa Nilay, ne takıyorsun kafana” diyor biri, “Senin muhatabın mı o, gül geç. Zaten şu şu hareketlerini görmüyor musun, hiç normal değil o zaten” diyor öteki....

        Ama olmuyor işte insan bununla doymuyor. “Haklılar herhalde ben abartıyorum” derken, aynı günün akşamında üniversiteden bir grup kız arkadaşıma anlatıyorum aynı olayları...

        Onlar benim hiç alışık olmadığım tepkiler veriyor...

        Benle yaşıyorlar sanki olayı. Benim düşmanım onların da düşmanı oluyor! Bir şey söylemelerine gerek bile yok, büyüyen göz bebeklerinden, mimiklerinden hatta nefes alıp verişlerinden hissediyorum bunu... Hoşuma gidiyor.

        90 DAKİKALIK DİZİ TADINDA

        Erkek arkadaşlarıma olayları her daim 5 cümleyle özetlemem gerekiyor. Oysa kızlar konuyu 90 dakikalık bir dizi tadında anlatmama izin veriyor.

        Anlatıyorum da anlatıyorum; ohhh bir rahatlama... Sonunda biri de noktayı koyuyor: “Aaaa kaltağa bak! Ne biçim kızmış ya bu. İnsanın biraz utanması olur; bir şeyler yapalım, intikamını alalım, Nilay’ım”...

        Kafamda bin türlü düşünce: “Hayda ne diyor bu?”, “Kaltak dedi bir kere... Vay be”. “Hem tepkilere bak, bir de benimle ruhen bir oldu intikam da alacak”!

        Çocukluğundan beri en yakın arkadaşları erkek olan biri olarak alışmamışım, ilginç geliyor. Ama bir taraftan da içimin yağları eriyor; hele o “Kaltak” deyişi var ya; çaktırmayın hoşuma gidiyor, benim hayatımda kız arkadaşlara bakışın miladı oluyor.

        Artık kimiyle o kadar bir oluyorum ki, “Sen sus gözlerin konuşsun” diyor sanki iki çift laf etmeden mimiklerle bile dedikodu yapabiliyoruz harbi harbi...

        “ERKEKÇİ”YİM BEN!

        Şu sıralar gazete içinde çalıştığım, ağırlıklı olarak kızlardan –tek erkeğimiz varoluşan ekip içindeki konuşmalarda gördüm ki kızlar, “Kız kıza eğlencenin tadı başkadır” diyor. Bir arkadaşımız “İstanbul’da kız kıza eğlencenin en iyi adresleri” gibi bir haber/dosya yapmayı öneriyor, ekipten şiddetli itirazlar geliyor: “Mekân, önemli değil kızlarla nereye gitsen ekip iyiyse eğlenirsin. Öyle haber olmaz...”

        Bir grup kızla yapılacak bir mavi yolculuğun tadına doyulmayacağı söyleniyor. İşte bunu benim aklım almıyor ve fark ediyorum ki ben her şeye rağmen “erkekçi”yim. Koca bir grupta hele de uzun süre erkek aklı olmazsa daralıyorum ben...

        “Erkek olmazsa olmaz”cılar ile “kız kıza”cıların bakışları da farklı oluyor zaten

        GÜNÜ SÖMÜRECEĞİZ!

        Bir çetemiz var bizim de... Sık sık “piçlik” düşündüğümüz, deli gibi eğlendiğimiz kızlı erkekli bir grup... Bugün eylemdeyiz; Sevgililer Günü’nü günü sömürerek geçireceğiz.

        Bir havayolları firmasıyla sevgilin varsa ikinci bilet 1 TL; bir kargo şirketi âşıkların paketlerini yüzde 40 indirimle gönderiyor; bir kahve firması “sevgilisiyle gelenlere” ikinci kahveyi bedava veriyor, alışveriş merkezlerinde çift olmanın avantajı gırla, kredi kartlarıyla Sevgililer Günü’nde fazla bonusların tadı başka... 7 kişi planlarımızı yaptık, kampanyaların listesini tuttuk “sevgili kılığında” ihtiyaçlarımız ölçüsünde tüm indirimlerden yararlanacağız. Günün anlam ve önemine uygun avantajları bulup “günü” sömüreceğiz... Akşam belli mi olur; belki masalarına yapma güller konmuş mumlu masalarda oturup âşıkları da izleriz...

        Sevgililer Günü, sevgili olmayan erkek arkadaşlarla da çok iyi, hatta daha iyi geçebilir, iddialıyım.

        Diğer Yazılar