Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hukuk, bir insanın ana karnına düştüğü andan itibaren başlar, ölünceye kadar hatta öldükten sonra ilişkilerimizi devam ettirir.

        İnsan toplum ve siyaset hayatı ile hukuk birbirinin içinde ayrılmaz çocuklar gibi varlığını her zaman hissettirir.

        Hukuku, basit bir benzetmeyle kurallar koyma ve kurallara uyma olarak tarif de edebiliriz. Kuralları koyma, demokratik ülkelerde, yasama organı yani meclislerdedir. O meclisler ki, yine halk tarafından seçilmiş üyeler aracılığı ile temsil edilmektedir. Bu yasalar, yürütme organı tarafından yani hükümet tarafından uygulanır. Her aşamada denetim yetkisi, yargı tarafından kullanılır.

        Haklar ve özgürlükler insanoğluna öylesine bağlıdır ki, bunları insandan soyutlamak, azaltmak veya yok etmek, insanları ve toplumları ortadan kaldırmakla eşdeğer faaliyetlerdir.

        Hukuk, sadece sayısal çoğunluğa sahip bir partinin bir grubun ortaya koyduğu irade bir kural değildir. Hukuk ve demokrasi biri birinin içinde ayrılmaz birer fenomendir.Ayırdığınız zaman fitili çekilmiş bomba gibi infilak eder, başta buna teşebbüs edenleri, sonra da toplumu yok eder.

        Buna çok dikkat edilmesi gerekir. İnsanlar ve toplumlar bir noktaya kadar buna tahammül ederler. Bunun sonu yoktur.

        YENİ ANAYASA İHTİYACI

        Bir grup ya da çoğunluğu elinde bulunduran bir meclis, bir demokrasi tanımamaya, insan haklarına arkasını dönmüş ise veya aslında acilen değiştirilmesi gereken ve fakat çaresizlikten uyulması zorunlu olan anayasayı çiğniyorsa, hiç şüpheniz olmasın ki, bir gün kim olursa olsun, hukuka ve yasalara biat edeceklerdir.

        Bir başka konuya değinmek istiyorum. Geçmişte TBMM B aşkanı Cemil Çiçek Bey “Anayasanın 138. maddesi bu ülkede çökmüştür” diyerek yargı bağımsızlığının ortadan kalktığını açık ve sade bir dille ifade etmiştir.

        Biz de bu tespiti bir köşe yazımızda ifade etmiştik.

        Peki... Ne diyor 138. madde “Hakimler görevlerinde bağımsızdır. Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler”

        Öyle mi acaba. Devam edelim.

        Hiçbir organ, makam merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere, hakimlere emir ve talimat veremez. Tavsiye ve telkinde bulunmaz.”

        Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır.”

        Sayın Cemil Bey’e ve biz hukukçulara göre de Anayasa kökünden ihlal edilmiştir.

        O halde yeni bir anayasa ihtiyacı var mı... Hem de acilen, ivedilikle, öncelikle.

        Belki o zaman, Anayasaya aykırı yasalar temizlenir. Belki o zaman Avrupa Birliği bize kapılarını açar ve biz de yurtdışından gelecek yatırımcılara “endişe etmeyin Ankara’da hakimler var. Sizin haklarınız Türk hakimlerinin teminatı altındadır.” diyebiliriz. Hoşça kalın.

        Diğer Yazılar