Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Yıllar önce bir avukat arkadaşım politikaya merak sararak milletvekili oldu. O zamanlar milletvekillerine sağlanan imkânlar bugünkü gibi değildi. Zaman zaman... Meclisten ve partisinden haberler alırdım. Bir gün sordum; “Milletvekillerinin bilgi düzeyi nedir...”

        Cevabı şu oldu; “Meclisteki arkadaşlarımın büyük çoğunluğu hem Anayasamızı hem de iç tüzüğümüzü hiç ama hiç okumamışlar.”

        O zaman bende de emeği olan Rahmetli Hocam Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil’i hatırladım.

        Sınıfta sadece Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının değil, Demokrat ülkelerin de anayasalarını anlatırdı. Farklı yöntemlerle yabancı devletlerin anayasalarını da mukayeseli olarak anlatır ve bizlere “göreceksiniz bir gün bu devletler ya askeri ihtilallerle ya da yabancı devletlerin kuracakları kumpaslarla yıkılacaktır” demişti. Nitekim 1960 yılında Türkiye de askeri ihtilal ile yıkılmıştı.

        Acaba bugün de Anayasayı ve içtüzüğü okumamış hiç milletvekili var mı diye düşünüyorum. Şimdi sizlere çok taze bir olay nakledeceğim. Kararı siz verin.

        Yüksek yargıdaki görevli hâkimler ve savcılar ile ilgili, Meclis bir tasarıyı kabul etti. Neydi o tasarı. Yargıtay ve Danıştay’ın Başkan ve Başsavcısı hariç diğer hakim ve savcılar bir gecede kadrosuz kalacak, beş yüzün üzerinde hakimler kademeli olarak önce üç yüze sonra iki yüze indirilecekti. Danıştay’da aynı uygulama yapılacaktı. Kurulan dairelerin bir kısmı iptal ediliyor, iki yüze yaklaşan Danıştay hakimleri 90 kişiye indiriliyordu. Oysa bir süre önce Yargıtay’a 160 yeni hakim atanmıştı.

        Bu 160 yeni hakim Yargıtay üyesi olurken o zamanki iddialara göre, bunlar hükümetin istediği ve hükümet üyelerinden birinin sınıf arkadaşı olan bir Yargıtay üyesini başkan seçmek için seçilmiş hakimlerdi. Bu iddialar yapıldığı zaman bendeniz şaşkınlıkla gülüp geçmiştim. Çünkü geçmişte bir Yargıtay Başkanı, hakimlerin vicdanları ile cüzdanları arasında sıkıştığını ifade etmişti

        Ne oldu peki...

        Bizim güven duyduğumuz Yargıtay Hakimleri blok oy kullandı. Yani sadece bir kişiye 160 oy verdiler. İşte o zaman şaşkınlığım daha da artmıştı. Sizlere evvelce hakimlerin neden korktuklarını bu sütunlarda anlatmıştım.

        CHP ve Meclis

        Geçen gün Mecliste hakim ve savcıların kadrolarının kaldırılması ile ilgili tasarı AK Parti milletvekillerinin oylarıyla kabul edildi.

        Bizim Anayasamıza göre bir tasarının kanunlaşması için Mecliste kabul edilmesinden sonra Cumhurbaşkanı’nın imzalaması ve resmi gazetede neşredilmiş olması gerekir. Bir kanunun iptal edilebilmesi için ya muhalefet partisi ya da çeşitli partilerden en az 110 milletvekilinin iptal davası açması gerekir. Anayasa Mahkemesi kararları da geriye yürümez. İşte asıl mesele budur.

        C.H.P. bu nedenle hızlı davranacağım derken hata yaparak, tasarı daha kanunlaşmadan, resmi gazetede neşredilmeden Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş ve kanunun iptalini istemiştir. Rahmetli Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’in benzetmesiyle doğmamış çocuğa don biçmişledir.

        Nitekim Anayasa Mahkemesi “ortada kanun yok ki neyin iptalini istiyorsunuz” diyerek CHP’nin iptal talebini reddetmiştir.

        Bendenize göre ikinci yanlışlıkta şuradadır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa Mahkemesi başkanına bir mektup yazmış ve tarihi görevlerini hatırlatmıştır. Sanki Anayasa mahkemesi Başkan ve üyeleri tarihi görevlerini bilmiyormuş gibi...

        Bu son derece hatalı ve yanlış bir yöntemdir. Bu gibi mektuplar basına duyurulmaz. Doğrusunu isterseniz, Anayasa Mahkemesi Başkanı bu mektubu iade etseydi ya da “biz görevimizin ne olduğunu biliriz” diye bir açıklama yapsaydı buna ne diyebilirlerdi ki... Bakın özgür ülkeler Türkiye’deki muhalefet ve iktidarı mercek altına almıştır. Lütfen bana kızmayın. Dost acı söyler.

        Yaptığımız işlerin hukuka uygunluğunu lütfen test edelim. Önce düşünelim sonra karar verelim. Bilesiniz ki bu tasarının kanunlaştığı gün için İktidar partisi bütün hazırlıklarını bitirdi bile...

        Hoşça kalın.

        Diğer Yazılar