Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Tarihte onurlarını, şereflerini, hürriyetlerini vesayet altına almış nice savcı ve yargıçlar gördük.

        Zamanında muteber kadro sahipleri olan bu kişiler de, bizim gibi fani idiler ve dünyalarını değiştirerek ebediyete uğurlandılar.

        Ne var ki, çocuklarına ve torunlarına bıraktıkları uğursuz miras sonsuza dek üzerlerinden silinmedi... Silinmeyecek...

        Ve yaptıkları muhakemeler verdikleri kararlar hukuk tarihimize kapkara birer leke olarak geçti.

        Ben yaşım itibari ile bunları yaşamış bir hukukçuyum.

        Yassıada davalarını hatırlıyorum. Daha sonrakileri de... İçinde de oldum.

        Aldıkları üç beş kuruş maaşlarından olmamak için, bilgilerini de ruhunu da satan, kendini vesayetsiz yaşayamayacağına inandırmış nice cibilliyetsiz insanlar gördüm. Onlardan bazıları bugün de var.

        Allah bir daha göstermesin. Bu millet yıllarca askeri vesayet altında inletilmiştir.

        Şimdi de siyasi vesayetin altındayız.

        Şu bilinmelidir ki, acaba özgür müyüz, düşüncelerimizi, rahatça söyleyebiliyor muyuz... Yazabiliyor muyuz...

        Bunu bir kişiye veya küçük bir guruba dayandırmak olası değil. Bizler vesayetsiz yaşayamaz hale getirilmişiz. Konunun muhatabı toplumun çoğunluğudur.

        Çünkü, hukuksuzluğun hukukçuları son sekiz-on yıldan beri gereğinden fazla çoğalmıştır.

        Hukuk adalet demektir.

        Hukuk demokrasi demektir.

        Hukuk özgürlük demektir.

        6 TANE SULH CEZA HAKİMİ

        Affına sığınarak, Hürriyet’teki köşesinden Sayın Taha Akyol’dan bir alıntı yapacağım. “HSYK Türkiye’deki soruşturmaları yönetmek üzere 116 tane İstanbul’daki soruşturmaları yönetmek üzere 6 tane Sulh Ceza hâkimi atadı. Bunlardan üçü şöyle:

        İstanbul 3.Sulh Ceza Hakimliği’ne 17 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu kapsamında eski içişleri Bakanı Muammer Güler’in tutuklanan oğlu Barış Güler, Rıza Sarraf, eski Bakan Zafer Çağlayan’ın oğlu Salih Kaan Çağlayan, Özgür Özdemir ve Hikmet Tuner için tahliye kararı vermiş olan hakim atandı.

        İstanbul 4.Sulh Ceza Hakimliği’ne 17 Aralık soruşturması sürecinde eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın mal varlığı üzerindeki tedbiri kaldıran hâkim atandı.

        İstanbul 2.Sulh Ceza Hakimliği’ne eski Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan’ın aralarında bulunduğu 6 kişinin tahliyesine karar veren hâkim atandı.”

        İşte adaletin durumu...

        Bir de şu var.

        Bu ve benzeri hâkimler savcıların talepleri ile önlerine gelen bireyleri sorgulamak, vicdan ölçülerine, sağlıklı ve somut delilere göre, ya serbest bırakacak ya da tutuklama kararı verecekler.

        Tutuklama kararlarına göre yapılacak itirazlar Asliye Ceza Mahkemelerine ait iken, bu kez, itirazlar aynı mahkemeye ve aynı hâkime yapılacak...

        Siz hiç, bir gün önce tutuklama kararı veren hâkimin, bir gün sonra tutuklama kararını kaldıracağını düşünebiliyor musunuz... Bu olmayacak duaya amin demektir.

        Tutuklama kararı veren de, itiraz edilen hâkim de aynı...

        Dünyada hiçbir hukuk sisteminde böyle bir kanun ve böyle bir atama yoktur.

        Bu insan mantığına, insan haklarına ve Anayasa’ya da aykırıdır.

        Biz neden hukuksuzlukların hukukçusu demişiz. Çünkü hakim ve savcılar da hukukçu... Anlatabildik mi acaba...

        “Hürriyetin ve hakların korundukça insansın.” Mehmet Akif Ersoy

        Kalın sağlıcakla.

        Diğer Yazılar