Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Hayıflanmadım desem yalan olur. Sakız Adası’nın dün İzmir’de Yunanistan Turizmi adına yaptığı çıkartmadan söz ediyorum. Doğru ya da yanlış seçim. Tartışılır.

        İzmir Ticaret Odası’nı vitrin mekanı görmüşler. Sakız adasında yeni açılan “Sakız Ürünü Müzesi”ni tanıtmak için gelmişler. Ama ne geliş.

        İsimdense, makam adı ile sıralamak daha doğru olacak.

        Yunanistan Başkonsolosu, Sakız Adası Belediye Başkan Yardımcısı, Turizm Müdürü, Ticaret Odası Başkanı, Müze Müdürlüğü, Turizm Esnaf Odaları, Sakız Adası Valiliği Turizm temsilcisi ve sıkı durun Ortodoks Kilisesi Ruhani Temsilcisi. Hepsi bir arada. Tek yürek, tek bilek. Sakız’ın marka değerini yükseltme derdinde.

        Çevirin madalyonun diğer yüzünü. Bakın bir de İzmir’e. Herkes ayrı telde, herkes birbiri ile küs. Birbirlerini görseler yollarını değiştirecekler.

        İzmir Ticaret Odası Başkanı Ekrem Demirtaş ev sahibi nezaketi ile misafirinin sadece kendisini muhatap görme yanlışlığını üslubunca işaret etti aslında. Gerçi etmese de İzmir’in “görüntü var, ses yok’’ imajı değişmezdi o ayrı.

        ATLANAN AYRINTI

        Davet edilen yere misafir olunur. Bunda mutabıkız.

        Yunanistan ve ada otoritesi bu ayrıntıyı atlamış olabilir. İzmir’in turizm ekonomisindeki diğer paydaşları ile olan ilişkilerinde de en kısa sürede bir telafi ortamı yaratmasını öneririm. Birliktelik kuvvet doğduğu malum bir gerçek.

        Çeşme eski Esnaf Sanatkarlar Odası Başkanı Mustafa Cenger imzasını taşıyan bir el uzatma operasyonu, Sakız’ı bu günlere getirdi. Sakız belediyesi ve esnafı önce Çeşme ile kucaklaştı.

        Türkiye kanadında gazeteci Denizhan Güzel, Sakız ve diğer Ege adalarının fahri konsolosu kesildi.

        Sakız Belediyesi Turizm Müdürü Rena Pragodi Türkiye’den ziyaretçi gazetecilere fahri rehber kesildi. Ve Sakız ile Ege Adaları’na Türkiye’den turist akışı yüzde 0.5’den yüzde 3’lere yükseldi. Hem de Yunanistan dolayısı ile Atina iflas bayrağını çektiği bir aşamada. Şimdilik bu akış tek taraflı işliyor.

        Elbet bu akışın adalardan Türkiye’ye yönünde bir karşılığı olacak zamanla. Ama zamanla.

        Çünkü daha bizim turizm ve yerel otorite paydaşlarımız kendi içlerindeki sorunları halletmiş değiller.

        Kaldı ki, Yunanistan’dan tersine akışın çabasına girebilsinler.

        Şimdi nasıl özenmeyeyim ben dün Yunanistan’ın bir dava uğruna İzmir’de sergilediği vücut diline?

        Nasıl hayıflanmayayım?

        Diğer Yazılar