Zor ama mümkün
Galatasaray epeyce ara verdiği Şampiyonlar Ligi'ne bugün Manchester deplasmanıyla tekrar geri dönecek. Nasıl bir dönüş olabilir bu?
Kolay olmaz. G.Saray uzun bir ara verdi. Kulüp olarak üst düzey yarışma alışkanlığına geri dönme isteği var. Ancak takımda bu ligde ilk defa oynayacak oyuncular var. Bu ligde deneyim çok önemli bir faktör. Diğer tarafta her sezon Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu için tasarlanan bir ekip ve başlarında da çok iyi bir tasarımcı var. Üstelik maç deplasmanda. Geçtiğimiz sezon gruptan çıkamamış olmaları ekstra bir dikkat ve motivasyona neden olacaktır. Ama G.Saray istediği sonucu her şeye rağmen alabilir. Bunun için iyi bir strateji, stratejinin üzerine inşa edilmiş bir taktik plan ve mümkünse iyi bir uygulama gerekiyor. Oyuncular performans ortalamasının üzerine çıkmalı ve hata ortalamalarını yükseltmeli. Fatih Terim'in çok tutkulu bir teknik adam olduğunu biliyoruz. Tutkusunu oyuncularına geçirdiğinde bireysel performansların artacağından şüphe yok. Ayrıca bu ligde var olmak isteyen çok sayıda oyuncusu var temsilcimizin. Önemlidir bu. İyi bir dönüş yapabilir G.Saray.
Galatasaray hangi stratejiyle oynamalı?
G.Saray ligimizin ‘iki işi bira arada yapabilen’ tek takımı. Hem pas oyunu hem de efor oyunları oynayabilen bir takım. Bu akşam her ikisine de ihtiyacı olacak. Mümkün olduğu kadar topa ortak olmalı. Zira Manchester pas sayısını 500’ün, tamamlanmış pas sayısını ise 400’ün üzerine çıkardığında eğer rakibi İspanyolca konuşmuyorsa kazanıyor. Bu nedenle topu rakibe bırakıp alanı savunmak doğru olmaz. Pas yapmalı G.Saray. Ayrıca yüksek tempoda oynayabilen bir ekip var karşı tarafta. Efor olarak karşılık verebilmeli. Stratejiye gelecek olursak; G.Saray ligde rakip alanda kaleci ve savunmacılara baskı yapan bir takım. Genellikle rakip savunmaların ayağa çıkmasına izin vermiyor. Orta saha oyuncularına ise mutlaka yakın oynuyor ve top aldırmamaya çalışıyor. Ancak bu akşam karşısında Rafael, Vidic, Ferdinand ve Evra’dan kurulu bir savunma dörtlüsü olacak. Savunmanın önünde ise Anderson, Carrick, Cleverley ve Scholes dörtlüsünden ikisi oynayacak. Kenardaki Nani ve Valencia veya Giggs’i söylemiyorum. G.Saray alıştığı önde baskıyı yapmak için stoper ve beklerinin dublajına ihtiyaç duyar. Bu, kale ile savunma arasındaki mesafeyi açmak anlamına gelir. Öndeki baskı sonuç vermezse Nani, Valencia, Kagawa ve Van Persie gibi çabuk ve hızlı oyuncuları kovalamak zorunda kalır. Fatih Hoca bunu hesaplamıştır. Yine önde baskı yapacaktır. Ancak baskıya Vidic ve Ferdinand’ı kendi kalecilerinden uzaklaştırdıktan sonra başlayacaktır. Bence doğru olan budur. Akıcı kanat oyunları çıkarabilen, etkili sızma oyunları oynayabilen bir rakibe karşı oynanıyorsa G.Saray, kendi kalesi ile savunması arasındaki mesafeyi uzatmamalı.
Peki hücumda strateji ne olmalı?
Elde Burak, Umut belki Amrabat gibi boş sahaları çabuk geçen oyuncular ve Selçuk gibi final pas metrajı yüksek bir pasör varsa, rakip stoperleri çağırdıktan sonra baskıya başlamalısınız. Bırakın alan boşaltsınlar. Boşalttıkları alanlara sızabilecek atletler ve bu atletleri koşturacak pasörü var G.Saray’ın.
Elbette olgun atakları olacaktır temsilcimizin. Ancak Manchester karşısında olgunlaştırılmış bir atağı
netleştirilmiş bir gol fırsatı haline getirmek kolay değildir. Eğer atağı bitiremezseniz, dönüşünde çok
zorlanabilirsiniz. Bunu Türkiye’de nadiren cezalandırırlar. Ayrıca korner ve kenar serbest vuruşlarda
çok skor ürettiklerini unutmamak gerekiyor.
Burak mı, Elmander mi?
0-0 da Burak.