Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Sizce Fatih Terim oyuna doğru bir anlayışla mı başladı?

        Galatasaray devreyi 1 -0 geride kapattı. Umut sakatlandı. Değişiklik hakkı erken kullanılmak zorunda kalındı. İlk 20 dakikada oyun üstünlüğü net bir biçimde ev sahibindeydi. Galatasaray savunmasının sol tarafından sıkıntı yaşadı, 2-3 tane gol pozisyonu verdi. İlk devre boyunca bardağın boş tarafında bunlar vardı. Tabelada 1 -0 yazıyorsa bardağın dolu kısmıyla kimse ilgilenmez. Ama soruya cevap veriyorum ve diyorum ki Fatih Terim yüzde yüz doğru bir strateji, doğru bir taktik plan, doğru bir on bir ile oyuna başladı. İlk yarıda uygulama problemi dışında bence strateji ve taktik anlamda kusursuz bir Galatasaray seyrettik. Bunu neye dayandırarak söylüyorum; Manchester United'la deplasmanda oynuyorsunuz ve ilk yarının ikinci bölümünde belirgin biçimde oyun üstünlüğünü ele geçiriyorsunuz. Yine aynı bölümde atak üstünlüğü sizde, fırsat üstünlüğü sizde. Bir de maçın başında Umut'un tartışmalı bir penaltı pozisyonu var. Bu parametreler bana Galatasaray'ın maç hazırlığının doğru olduğunu gösterir. Bir örnek daha verelim; 39. dakikada Selçuk sağ kanattan bir serbest vuruş kullanıyor. Daha önce Galatasaray'ın duran top repertuarında olmayan bir biçimde top Hamit're buluşturuluyor. Direğe çarparak auta giden bir vuruş seyrettik Hamit'ten. Bu örnek önemli bir gösterge çünkü aynı organizasyonla 3 hafta önce Fulham forması giyen Damien Duff gol atmıştı. Yani Manchester United benzer organizasyonla bir gol yemişti. Bu kaliteli bir maç hazırlığı yapıldığının göstergesidir.

        İkinci yarıda da maça ortak hatta bölüm bölüm üstünlük kurmuş bir Galatasaray seyrettik. Ancak puan getirecek golü bulamadı temsilcimiz. İkinci yarıda ne gördük?

        Performansı belirleyen 4 faktör üzerinden değerlendirme yapalım. Bütçe, oyuncuların piyasa değeri, yarışma imkanları gibi faktörleri hiç hesaba katmayalım!! Galatasaray teknik, taktik, psikolojik olarak bir deplasman maçı olmasına rağmen rakibinin altında kalmadı. Son bölüm dışında oyun üstünlüğünü rakibine vermedi. Bu yarıda Galatasaray'ın gole çevirebileceği 2 net pozisyon vardı. Net fırsata dönüştüremediği ataklar da seyrettik. Karşılığında Manchester United'ın 4 pozisyonu var. Bunların bir kısmını risk aldığı ve savunmasını öne çıkardığı bölümde verdi rakibine. Dün gece özelinde iki takım arasında tabelada tek fark vardı. Oyunda da tek fark gördük. Galatasaray'ın yediği golü tekrar izlediğimizde o tek farkı görmek mümkün. Ben tekrar izledim. Önce Dany, sonra Melo, sonra da Semih küçük birer dokunuş gerektiren pozisyonlarda dokunuşları yapamadılar. Yapabilenler, yapabilecek kadar çabuk olanlar Premier Lig'de oynuyor. Buradan çıkarımım şu: Galatasaray'la Machester United arasındaki fiziksel fark, dayanıklılık anlamında değil. Bir kuvvet türü anlamında farktan söz edebiliriz. Bu kuvvet türü hamlede işinize yarar. Altının çizilmesi gerektiğini düşündüğüm bir konu da Galatasaray antrenör ekibinin detaylar üzerindeki duruşu. Neredeyse kusursuz bir maç hazırlığını gösteren bir 90 dakika seyrettik. Muslera'nın kurtardığı pen§altıda bile bunu gördüm. 22 Ağustos 2010'da Nani, Fulham karşısında aynı köşeye bir penaltı atmış. Nadiren penaltı atan oyuncular büyük çoğunlukla ezberindeki vuruşu yapar. Dün akşam da öyle oldu. Muslera tesadüfen sağına atlamadıysa Fatih Terim ve antrenör ekibini kutlamalıyız.

        Bu mağlubiyetten sonra Galatasaray'ın gruptaki geleceği için umutlu olabilir miyiz?

        Kaybedilmiş bir maçtan sonra söylenmesi zordur ama Galtasaray'ın maç hazırlığı ve genel maç performansı göz önüne alınırsa umutlu olmamak için hiçbir neden yok.

        Diğer Yazılar