Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Geçen yaz Türkiye’de bir sofrada konu açıldı; turizm sektöründe çalışan biri Gana’dan gelen bir heyetin ayarlanan oteli beğenmemesinden yakınıyordu. “Allah’ın Ganalıları” deyiverdi. “Bir dakika” dememe kalmadan inatla devam etti. Önceki gün sömürge yönetiminden bağımsızlığının 60. yılını kutlayan Gana’yı biz Türkler “Allah’ın Ganalıları” diye biliyoruz işte. Kendimizi üstün ırk saydığımızdan herhalde...

        CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu da Afrika’yı aşağılamayı alışkanlık haline getirdi. Yıllardır düzenli olarak iktidarı her eleştirmeye kalktığında “Böylesi Uganda’da, Zambiya’da, Ruanda’da bile yok” diyor. Önceki gün “Papua Yeni Gine’ye, Uganda’ya gidin böyle bir model yok” diyordu başkanlık sistemi tasarısıyla ilgili.

        Papua Yeni Gine, yıllar önce bir banka reklamıyla hayatımıza girmişti. Tercümanlarını kaybeden Papua Yeni Gineli heyete yardımcı olma görevi, “Ben Papuaca bilmem ki!” diyen Uğur Yücel’in karakterine düşmüştü. Herhalde “Papua” kelimesi Türkçe’de kulağa komik geliyor olmalı, zira Papuaca diye bir dil yok. Aksine ülkenin dört resmi dilinden biri İngilizce, biri de geçtiğimiz yıllarda kabul gören işaret dili.

        Bizim kendimizde dalga geçme hakkını gördüğümüz ülkeler kimi alanlarda bizden daha ilerici olabiliyor bazen böyle. “Allah’ın Ganalıları” mesela 2000 yılında çıkardıkları kanunla bütün Afrikalılara (ve Afrika kökenlilere) kapılarını açıp sınırsız oturma izni veriyor. Kölelik yüzünden anavatanlarından koparılmış siyah Amerikalılar da bu haktan faydalanıyor. Türk’ün vicdanı ise vahşi bir savaştan canını kurtarmak isteyenleri kampa hapsedecek kadar duyarlı; şehir merkezlerinde Suriyeli göçmen görünce büyük panik yaşanıyor.

        Kemal Bey’in kötü örnekler arasında saydığı Ruanda ise Dünya Ekonomik Özgürlükler Endeksi’nin 2017 verilerine göre 51. sırada; Türkiye ise 60.

        ESPRİ MALZEMESİ

        Sırf koskoca bir kıta bize duygusal ve fiziki olarak uzak, orada yaşayan insanların çoğunluğunun ten rengi bizden farklı, bu kıtadaki pek çok ülke geri kalmaya mecbur bırakılmış diye “kötü örnek” olarak gösterilmeyi, küçümsenip dalga geçilmeyi hak ediyor mu?

        Özellikle kendisinin hâlâ sol olduğunu iddia eden bir partinin liderinin bu gündelik ırkçılığın tuzağına düşmesini kabul edemiyorum. Her şeyden önce saygısızlık, ama daha da önemlisi cehalet.

        Uganda’da neden böyle bir model olmadığını nasıl bilmez Kılıçdaroğlu? Gerçi kendi ülkesindeki sistem değişikliğinin ayrıntı- larını bile bilmediğinden şaşırmamak gerek.

        Afrikalılar bizim dalga malzememiz ya da kendimizi onların üzerinden daha üstün hissettiğimiz daha “alt” bir ırk değildir. Utanç verici olan, bu kadar kolay dalga geçerken aynada gördüğümüz cehalettir.

        AÇGÖZLÜ BATI'NIN SOYGUNU

        Kemal Kılıçdaroğlu’nu da, Afrika’yı küçümseyen diğerlerini de aydınlatayım bari...

        Adını koyalım...

        Afrika’nın geri kalmışlığının sorumlusu, kalemle ülkeyi keyfi bir şekilde bölen sömürgeci Batı ve bugün adı konmamış bir sömürge düzenini sürdüren Batılı şirketlerdir. İnatla gelişmemesinin önündeki en büyük engel vahşi kapitalizmdir.

        Mesela hayatın hemen her alanında kullandığımız alüminyumun hammaddesinin en büyük kaynaklarından biri Gine (Papua olan değil, Afrika’daki Gine). Son 50 senede Gine’den toplanan hammaddeyle dünyada 400 milyar dolarlık alüminyum üretildi. Ancak ülke bunun sadece yüzde 1.2’sini kazandı; nüfusun yüzde 55’i yoksulluk sınırında yaşıyor, beş kişiden birinin evinde elektrik var. Çünkü Batı böyle istiyor.

        Batı kendi vicdanını aklamak için sürekli Afrika’ya yardım kampanyaları düzenliyor. 80’lerdeki “We Are the World”den Live Aid konserlerine, daha sonra büyük siyasi figür Bono’nun özenle inşa edilmiş aktivizmine kadar popüler kültür için bir estetik unsur Afrika.

        Uluslararası kuruluş Health Poverty Action’ın verilerine göre her yıl Afrika’ya 30 milyar dolar kadar yardım gidiyor.

        Bunun karşılığında da her yıl Afrika’dan 192 milyar dolar geri alınıyor.

        PARA NASIL ÇALINIYOR?

        Bu paranın 46.3 milyar doları uluslararası şirketlerin Afrika üzerinden sağladığı kâr, 21 milyar dolar alınan borçların faizleri, 35.3 milyar dolar vergi cenneti Afrika ülkelerinde Batı’nın kaçırdığı paralar, 6 milyar dolar Afrika’dan göç eden nitelikli işçilerin oluşturduğu kayıp, 17 milyar dolar yasadışı odunculuk, 1.3 milyar dolar yasadışı balıkçılık, 36.6 milyar dolar da Afrika’nın oluşmasına katkısının bulunmadığı iklim değişikliğinden dolayı doğan zarar.

        Yeraltı kaynakları zengin Afrika inatla geri kalmaya zorlanıyor, gelişmesi zaten ta baştan kıtanın sınırları Batılar tarafından kâğıt üzerinde çizilirken engellendi zaten. Denize kıyısı bulunmayan Uganda’ya kıyasla denize kıyısı bulunmayan bir başka ülke İsviçre’nin arasındaki gelişmişlik farkı komşu ülkelerin ekonomileriyle ilgili. İsviçre’nin sınırları gelişmiş ülkelere değiyor, Uganda’nın ise dört bir yanı kendi krizleriyle boğuşan ülkelerle kaplı.

        Dalga geçtiğin ülkeleri toprak deme, tanı.

        DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR

        - AL Gore hiçbir zaman interneti ilk bulanın kendisi olduğunu söylemedi.

        - Star Wars üçlemelerinde hiç kimsenin ağzından “Ewoks” sözcüğü çıkmıyor.

        - Apollo astronotları hiç “Houston, bir sorun mu var?” demedi.

        - “Casablanca” filminde Bogart “Tekrar çal, Sam” demiyor.

        - Gordon Gekko da “Wall Street” filminde “Açgözlülük iyidir” demiyor.

        - Oscar töreninde Warren Beatty yanlış filmi açıklamadı.

        - Rihanna hiçbir zaman Nusret tişörtü giymedi.

        - “Muhtar bile olamaz” Hürriyet’in manşeti değil, ara başlığıydı.

        - Cumhuriyet “Genç subaylar rahatsız” diye manşet atmadı, “Tedirgin” dedi.

        - Marie Antoinette “Ekmek bulamıyorsalar pasta yesinler” demedi.

        - William Randolp Hearst hiçbir zaman muhabirine “Sen fotoğrafları döşe, ben savaşı döşerim” diye telgraf çekmedi.

        Diğer Yazılar