Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        TÜRK Ordusu’nun Afrin zaferinin görünmeyen bir sonucu var: Kürtlerin aslında Türkiye Cumhuriyeti’nden başka dostu yoktur. Ne ABD, ne PKK... Haftalardır PKK yanlısı yayın organlarında bir “direniş” masalı pazarlanıyordu. ABD’ye sırtını dayamayı umut eden örgüt kendince meydan okuyordu.

        Son anda ortada kaldılar... Bu kim bilir kaçıncı kandırılmaları.

        PKK zaman zaman havaya girse de hiçbir zaman istediğini ona sunacak bir uluslararası destek bulamayacak. Bir paralı asker gibi çıkarlar doğrultusuna kullanılacak ve unutulacak. Zaten savaşın tarafları meşru bir devlet ile bir terör örgütüyse geçici çıkarlara rağmen uluslararası hakemlerin tutacağı nihai saf her zaman bellidir.

        ABD hiçbir zaman PKK’ya bir söz ya da garanti vermedi zaten. İleride ihtiyacı olursa bugün olduğu gibi kullanmaya devam eder.

        Ama bir gerçek net bir şekilde anlaşıldı: Türkiye direndiği sürece bölge haritası yeniden şekillenmeyecek.

        SORGULAMA ZAMANI

        Önümüzdeki dönemde Kürt hareketinin kendi içinde yapması gereken sorgulama da bu: PKK hak arama mücadelesinde bundan böyle daha ne kadar söz sahibi olacak? 1984’ten beri sürdürülen silahlı mücadelede terörle ancak belli bir yere kadar yol alındı, bir süre sonra silah kendi kendini vurmaya başladı.

        Nitekim, PKK aynı ilkel taktikleri sürdürerek son 10 yılda en büyük zararı Kürt halkına verdi. HDP bir Türkiye partisi yolunda ilerleyip Meclis’e girmişken, devletle aynı masaya oturma noktasına bile gelinmişken, açılım süreci başlayıp yıllardır beklenen haklar kazanılmışken silah ve bombalardan vazgeçmeyerek her kazanımı içeriden sabote etti örgüt. Barış sürecinin ve açılımın yeniden başlamasının önündeki tek engel de hâlâ PKK.

        Afrin aslında bir fırsat. Hem bir dönem PKK romantizmine kapılan entelektüeller, hem Kürt hareketinin önde gelenleri, hem de HDP çatısı altında toplanan siyasetçilerin toplanıp örgüte karşı mesafe koyması için daha iyi bir zamanlama olamaz. PKK’nın hak arama mücadelesinin bir parçası ya da temsilcisi olmaması gerektiği net bir şekilde açıklanmalı artık. Aslında gecikmiş bir karar bu; Kürt halkı örgütün diktasına karşı bu çıkışı yapacak cesareti kendinde bulmalı. Çok basit bir kazanç-gider çizelgesinde bile silahlı mücadelenin götürdüklerinin getirdiklerinden katbekat fazla olduğu ortada.

        YAPMAK-YIKMAK

        Afrin Harekâtı’nın ilk günlerinde oluşan, operasyona farklı kesimlerin desteğini sağlayan “yurtsever koalisyonuna” artık bu aşamada Kürtlerin de dahil edilmesi gerekiyor.

        Türkiye emperyalist amaçlarla Afrin’e girmedi. Hedef Kürtlerin de en güvenli vatanı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırlarını dış tehdide karşı korumaktı. Bundan sonra da Afrin’in yeniden inşasında kritik rol oynayacak Türkiye. Okullar, hastaneler onarılacak, tarım ve sanayiye yatırım yapılacak. Türkiye’nin özellikle inşaat alanında iş bitirebilme gücü ve pratikliğini düşününce Afrin’in hedeflendiği gibi çok kısa sürede yeniden işleyebilir hale geleceği belli. Kısacası PKK yıkarken, Türkiye Cumhuriyeti yapıyor.

        Kürt halkının kendi geleceği ve çıkarları için seçeneği artık çok net değil mi?

        ***********

        TAKSİLERİN YILDIZ FALI

        ARIZONA’da UBER’in sürücüsüz aracı bir yolcuyu ezip ölümüne sebep verdi... Direksiyonda her ihtimale karşı şoför bulunmasına rağmen...

        Aynı gün, New York’un Bronx bölgesinde bir UBER şoförü silahlı saldırıya uğradı. Kayıplara karışan zanlı, şoförün 23 dolarını çaldı.

        Bu hafta UBER için talihsiz, ama sarı taksicilere şimdiden bu savaşta kullanacakları bol malzeme vererek başladı. Yıldızlar şimdilik sarı taksiden yana.

        ***********

        BİYOGRAFİYE NOT

        GEÇMİŞİNDE pek çok önemli hadise var kuşkusuz, ama Hasan Celal Güzel bir de uzun yıllar Radikal’de köşe yazdı. Evet, bu da oldu. Onu anarken Türk medyasının ve siyasetinin nedeni hiç anlaşılmayan bu birlikteliği unutulmasın isterim.

        ***********

        EN KÖTÜ HAVAYOLU

        AMERİKA’nın dört havayolundan biri olan United’ın bir yolcuyu sürükleyerek uçaktan attığı görüntüler geçen sene olay olmuştu. Bu sene bir hafta için üç ayrı evcil hayvan hadisesi yaşandı United’da.

        Birinde uçuş görevlisi, yavru bir french bulldog’u zorla başüstü dolaba kaldırdı; uçak indiğinde köpek de ölmüştü. Bir diğer hadisede kargo bölümünde yolculuk eden köpeği yanlışlıkla Japonya’ya yolladı. En son bir uçak kargo bölümüne yine yanlışlıkla başka yere gitmesi gereken bir köpeğin yüklendiği fark edilince rotasını değiştirdi.

        İnsana saygısı olmayan bu havayolundan hayvan hakları beklemek akılcı olmaz gerçi.

        THY İTTİFAKTA

        Peki konunun bizi ilgilendiren tarafı ne?

        Bu korkunç şirket ne yazık ki Star Alliance bünyesinde olduğu için Türk Hava Yolları’nın da mecburi uçuş ortağı. THY artık ABD’nin birçok yerine uçuyor ama direkt uçuş olmayan noktalara bağlantılar çoğu zaman United’la sağlanıyor.

        THY keşke Star Alliance’la ortaklığını noktalayıp kendisine yeni bir ağ bulsa. Zaten Almanya merkezli Star Alliance’ta kurucu Lufthansa’nın THY’ye karşı bariz bir nefreti var ve mil, uçuş ortaklığında yaptığı değişikliklerle bunu hep gösteriyor. Yeni havalimanının devreye girmesi iyice canlarını sıkacak. Bu bahaneyle United’dan da kurtulmuş oluruz.

        Diğer Yazılar