Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        - TASFİYE YOK: Hürriyet’te şimdilik hiçbir şey değişmeyecek, gazetenin DNA’sıyla oynanmayacak. Gerçi öyle bir DNA kalıp kalmadığı da tartışılır ya... Toplu yazar tasfiyeleri, yayın politikasından dolayı gönderilecek yazarlar listesi falan görünmüyor yakın gelecekte. Gerekli kapı önü temizliği zaten Doğan Ailesi’nin kontrolünde yapıldı. 2019’a kadar her şey sütliman.

        - TAZMİNAT SORUNU: Toplu bir işten atma olmamasının tek nedeni editoryal değil. Hürriyet’te uzun yıllardır yazan yazarların gönderilmesinin ardından doğacak tazminat riskini üstlenmek istemiyor Demirören Ailesi. Yeni anlaşma gereğince tazminatların Aydın Doğan tarafından ödeneceği konuşuluyor, ama bu konuda net bir bilgi yok. Demirören Grubu daha önce Milliyet’i aldığında da tazminat konusu bir krize dönüşmüştü. Erdoğan Demirören’in, “Bütün yazarların tazminatını ödemeye kalkarsak gazeteyi Hasan Pulur’un üzerine yapıp çıkmamız gerekir” dediği iddia ediliyor o zaman. Sami Kohen hâlâ neden köşe yazıyor sanıyorsunuz...

        - TECRÜBE KAZANDILAR: Milliyet medyayı öğrenme süreciydi Demirörenler için, ama epey de sancılı bir deneyim oldu. Gazete sahibi olduklarında Karacanlar’la ortak girmişlerdi bu işe, neye uğradıklarını anlamadan bir kaosun içinde buldular kendilerini. O dönem patronların deneyimsizliğinden faydalanan gazeteciler de bu yönetim boşluğunu kullandı; kendisine tekne bile aldıranlar oldu.

        - İKİ BAŞLI YAPI: Demirören Grubu’nda ailenin çok güvendiği İhlas kökenli Mehmet Soysal var. Milliyet ve Vatan’da tek söz sahibi o. Hürriyet ve diğer gazetelerde de etkili olacak mı? Şimdilik aynı patronajın altında iki ayrı grup gibi gazetelerin yönetileceğine dair ipuçları geliyor.

        - AHMET HAKAN YÖNETİME: Hürriyet’in Yayın Yönetmeni Fikret Bila ne yapacak? Çünkü daha önce Demirören Ailesi tarafından Milliyet’in başına getirilmiş, ancak orada öyle bunalmış, o kadar enerjisi tükenmişti ki kaçarcasına Hürriyet’e kapağı atmıştı. Kontrollü bir tahminde bulunayım: Ahmet Hakan sonunda Hürriyet yayın yönetmeni olabilir.

        ***********

        #SERİİLANLAR

        WASHINGTON’DAN AZ KULLANILMIŞ SATILIK UZMAN

        BUSH döneminin neo-con’larından Michael Rubin’e Amerika’nın başkentinde pek talip yok artık. Dönem değişince eski tiplerin de son kullanma tarihleri doluyor, bir köşeye atılıyorlar.

        Düşük neo-con Rubin kendisine eğlence olarak Türkiye’yi buldu. Yaptığı yorumlar Türk Twitter’ındaki trolleri bile güldürüyor, arada ona “Abi biraz da bize malzeme bırak” diyorlar. O kadar ipe sapa gelmez, saçma, zekâ özürlü şeyler söylüyor çünkü.

        Arada ise ilginç tehditlerde bulunuyor. Mesela 15 Temmuz’un geleceğini önceden bilmişti... Tahmin mi, analiz mi, yoksa sızıntı mı?

        Rubin bir aralar Fethullah Gülen tehlikesine karşı uyarıyordu Washington’ı. Son yıllarda ise ilginçtir, o kadar Türkiye analizi yapıyor ama Gülen’den, FETÖ tehlikesinden falan hiç bahsetmiyor. İlk kez kendisinin dikkat çektiği tehlikeyi unutmuş gibi. Ama FETÖ’nün darbesini önceden haber verebiliyor...

        NEYSE PARASI

        Ne de olsa düşük neo-con’ların da ekmek derdi var ve Rubin’in faturalarını çoktandır FETÖ diasporasının karşıladığı ihtimali imkânsız değil. Washington, DC böyle bir dolu satılık uzman dolu.

        İktidar yanlıları Rubin’le mücadele etmek için sosyal medyada küfretmeyi tercih ediyor. Oysa bundan çok daha basit bir yöntem var. Neyse parası vermek gerek; verelim, en azından Türkiye için konuşsun.

        ***********

        BİTMEYEN VEDA

        BİR zamanlar Adnan Şenses’in müziğe vedası vardı her hafta “Televole”de. Birkaç haftada bir müziği bırakır, sonra ceket dansıyla benzinci açılışında bile geri dönerdi. Futbolcu Hagi de futbolu bırakacağını duyurur, sık sık son maçına çıkardı.

        Dünkü Hürriyet’in birinci sayfasında yine Aydın Doğan vardı. Bir haftadır veda turunda zaten, bu sefer gazeteye Demirören Ailesi’yle gelmiş.

        KADRAJ ÖNEMLİ

        Hürriyet yazı işleri, “Yeni kaptan Demirören” diye sürmanşetten değişimi duyuruyor. Ama arada “sübliminal” mesaj mı veriyorlar, nedir. İki oğul Demirören, başlığın arkasında neredeyse kaybolmuş. Meltem Demirören, erkekler dünyasında kadının rolünü simgelercesine fotoğrafta geri planda. Baba Erdoğan Demirören ise fotoğrafın en ucunda. Hani neredeyse “hoyrat bir makasla” omzunu oymuşlar... (Posta “eşit ağırlıklı” bir fotoğraf tercih etmiş mesela.)

        Tam ortada Aydın Doğan... Sanki yolcu değil de hâlâ hancı... Anladım, Aydın Doğan bir türlü gidemiyor. Ama Hürriyet de yeni döneme kendince böyle küçük kurnazlıklarla direniyor.

        ***********

        CHP ŞAKASI

        LAİK hassasiyetler doruktayken, muhalifler İstanbul’u bile bırakıp kaçacak yer ararken, yaşam tarzı tartışmalarının doruğunda, özgürlükler için bir kale beklentisiyle gözünün içine bakılırken... Bunca imkân varken İzmir’i bir dünya şehri yapamayan Aziz Kocaoğlu’nun belediye başkanlığının en büyük mirası hayvanat bahçesi açılışı.

        Beyaz eşya bayiinden belediye başkanlığına dikey geçiş yapan Kocaoğlu şimdi yeniden İzmir’de aday olmak istiyormuş, CHP de onu aday göstermeye razıymış.

        KAYBEDERLER

        Önce şaka sandım, birileri dalga geçiyor diye düşündüm...

        Meğerse ciddilermiş...

        Bu durumda iktidar partisinin, İstanbul ve Ankara’da kıran kırana mücadele etmeye hazırlanırken İzmir konusunda endişe etmesine gerek kalmayacak sanırım. CHP bu beceriksizliğiyle Antalya (hatta Kaş) gibi İzmir’i de kaybeder.

        ***********

        BİR AYRINTI

        DÜN, Aydın Doğan’ın vedası grubun dışından bir gazetede daha vardı. Sözcü de birinci sayfadan, logonun yanından, epey kıymetli yerden duyurmuştu devir teslim törenini. Dikkatimi çekti.

        Diğer Yazılar