Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        SEVGİLİ Canan Hoca, Dün yine gebelik diyabetiyle ilgili bir açıklamanızı okudum. “Gebelere sakın şeker yükleme yaptırmayın, ileride bu bebekler şeker hastası olur” diyorsunuz. Yine bu konuyla ilgili bir süre önce televizyonda yaklaşık 2 saate yakın konuşmanızı izledim.

        Konuşmalarınız, uzun zaman yöneticilikten gelen yetenekleriniz nedeniyle çok etkileyici, halk kayıtsız şartsız önerilerinize uyuyor. Ancak yine de bu gebelik diyabetiyle ilgili önerileriniz konusunda bazı ciddi endişelerim var. Konu gebelik olunca hata yapmamak lazım. Hem annenin hem de çocuğun hayatını ilgilendiren çok önemli bir konu bu.

        YAYINLARI BİZE GÖNDERİN

        Gebelik diyabetinin tanı yöntemleri konusunda önerilerinizle ilgili endişe duyduğum bazı sorularım var.

        Canan Hocam, “Gebelikte şeker yüklemesi yaptıranların çocukları ileride şeker hastası olur” diyorsunuz, bunu gebelik üzerine yaptığınız bir çalışma sonucuna dayanarak mı yoksa okuduğunuz literatüre göre mi söylediniz? Literatür bilgilerine göre söylediyseniz, şeker yükleme nedeniyle çocukların diyabet olduğunu gösteren bu yayınları bize de gönderebilir misiniz?

        ÖĞRETİLENLER YANLIŞ MI?

        Bu çocuklar mutlaka diyabet oluyor mu, oluyorsa doğumdan ne kadar sonra diyabet oluyor, bu süre birkaç ay mı, birkaç yıl mı, onu açıklayabilir misiniz? Bu çok önemli, zira bugüne kadar şeker yüklemesi yaptırmış binlerce gebe korku içinde, endişe duyuyor, onları bilgilendirmeniz gerekiyor.

        Doktorlara şeker yükleme testi yaptırarak bu yolla anne karnındaki 600 gramlık bebeğe vücudunun altıda biri kadar (100 gram) glikoz içirdikleri için kızıyorsunuz. Kızıyorsunuz da gerçekten bu eleştiriniz haklı mı emin olamadım.

        Peki hocam, bir anne adayı canı çektiği için bir porsiyon (diyelim ki 300 gram) baklava yedi. Bu durumda anne adayı da doğmamış bebeğe ağırlığının yarısı kadar baklava mı yedirmiş oluyor ya da meyveyi biraz fazla kaçırıp 600 gram yiyen bir anneye bebeğine vücudunun ağırlığı kadar fruktoz verdiği için öfkelenmek mi gerekir?

        Tıp fakültelerinde öğretilenler yanlış mı? Bizim bildiğimiz, hamile bir annenin aldığı gıda önce sindirim sisteminde emilir, sonra karaciğere gider, karaciğerde filtre edilir, bir bölümü depolanır, sonra fizyolojik düzeylerde kana verilir, ancak bu işlemlerden sonra bebeğe geçer. Bu bilgi yanlış mı? Sizce annenin aldığı gıdalar bir yere uğramadan bebeğe mi geçiyor? Bu konuda bir açıklama yapsanız da hamile anneler yiyeceklerini, içeceklerini rahat yeseler, endişelerini giderseniz.

        D VİTAMİNİMİZ DÜŞÜK

        Açıklamalarınızda gebelik diyabetinin tanısının nasıl konulacağı sorusuna 3 öneride bulunmuşsunuz.

        Bunlardan birincisi, “Kanda açlık insülin düzeyine göre tanı konulabilir” diyorsunuz, ama biliyorsunuz ki bir “gestasyonel diyabetli”nin açlık insülini yüksek olacak diye bir kural yok. Açlık insülini yüksek olmadan da birçok gebede gestasyonel diyabet var, bu durumda birçok hastayı atlayacak mıyız?

        İkinci önerinizde, “D vitamini düzeyine göre tanı konulabilir” diyorsunuz, ama biliyorsunuz ki bizim toplumda hele Anadolu’da kadınların % 80-90’ının D vitamini düşük; bunların hepsine gebelik diyabeti tanısı mı koyacağız?

        HAMİLELER HESAP SORACAK

        Üçüncü önerinizde, “Trigliserid düzeyine kadar tanı konulabilir” diyorsunuz. Trigliserid düzeyi değişken ve buna göre de tanı zor. Gebe akşam yemeğinde yine sizin önerilerinizle bol yağlı, etli bir yemek yerse, sabah gestasyonel diyabet tanısını mı alacak, ayrıca böyle bir bilimsel çalışma var mı?

        Glikoz vermek sizi endişelendiriyorsa, glikoz içirmek yerine benzer miktarda karbonhidrat içeren bir karışık yemek (mixed meal) önermek mümkün olabilir mi? Hiç olmazsa burada ortak noktada buluşabilir miyiz?

        Şimdi hocam, sizin 1-2 gün önce yaptığınız açıklamalarınızdan sonra şöyle olacak: Daha önce doktorunun önerisiyle yükleme testi yaptırmış bir anne gidip genç doktora “Bana neden yükleme yaptırdınız, ya bebeğim diyabet olursa?” diye hesap soracak. Genç doktor, kanıta dayalı bilimsel çalışma sonuçlarını anlatacak, 20 binden fazla kişinin katıldığı HAPO çalışmasında yükleme testinin anneye, bebeğe, çocuğa bir zararı olmadığını söyleyecek, tüm dünyada bu yönetimin önerildiğini izah etmeye çalışacak.

        Sizce hasta, bu genç doktorun anlattığı bilimsel çalışmalara, 20 bin kişinin araştırıldığı bir çalışmanın sonuçlarına mı inanacak, yoksa size mi? Tabii ki size.

        KANITA DAYALI ÇALIŞMA

        Bu konuyu yıllarca anlattığınız için benden daha iyi bilirsiniz. Tıp bilimi kanıta dayalı kurallarla işler.

        Kanıta dayalı bir çalışma için yapılacak yöntem klasiktir. Bir hipotez ya da görüşü kanıtlamak için o konuda bir bilimsel çalışma dizayn edilir ve bir makale hazırlanır, bu makale hakemli bir dergide yayınlanır, ulusal ya da uluslararası kongrede sunulur, tartışılır, değerlendirilir ve son şekli artık bir kural olarak tıp kitaplarına girer. O zaman tüm hekimler sizin hipotezlerinizi alır, uygular, savunucusu olur.

        Değerli hocam, çok ilginç ve yaratıcı önerileriniz var. Her gün 70 zeytin yemenin, zeytinyağını bardakla içmenin, içinde antioksidan olduğu için çocuklara kahve içirmenin çok yararlı olduğunu söylüyorsunuz.

        Haklı olabilirsiniz, ancak bunlarla ilgili olarak haklılığınızın kanıtlanması için kanıta dayalı çalışma ve araştırmalara ihtiyaç var. Bunları yaparsanız ve yararlarını gösterirseniz emin olun arkanızda birçok hekim olduğunu göreceksiniz.

        MESLEK ÖRGÜTLERİ ENDİŞELİ

        Ama her şey bir yana Canan Hocam, gebelik konusunda konuşmak bunlara benzemez, çok dikkatli olmak, kelimeleri çok dikkatle seçmek gerekir. Siz de takdir edersiniz ki gestasyonel diyabetli bir gebenin atlanması bebekte iri doğum, düşük, malformasyon gibi çok ciddi sonuçlar oluşturabilir. Ayrıca annede hayati risk oluşabilir.

        Sizin önerilerinizden sonra gebeler testler konusunda çok korkuyor, kimse test yaptırmak istemiyor.

        Konunun uzmanları, yıllarını vermiş hekimler, meslek örgütleri çok endişeli. Görüşlerini yayınlıyorlar, fikirlerini söylüyorlar kimse onların ne dediğini duymuyor. Ama sizin söylediğiniz her söz, yaptığınız her hareket manşet oluyor. Siz reytinglerin şampiyonusunuz.

        Ama biliyorsunuz ki artık ileri yaş gebelikleri daha yüksek oranda görülüyor, buna bağlı olarak ileri yaş gebeliklerine bağlı gestasyonel diyabete daha yüksek oranda rastlanıyor ve görüyorum ki konuşmalarınızdan sonra insanlar test yaptırmıyor ve tanısı atlanan bebeklerde çeşitli sorunlar komplikasyonlar artıyor. Bu ciddi sorumluluk.

        TOPLANTIMIZA GELİN

        Sevgili Canan Hoca, sizi bilimsel toplantılarımıza davet ediyorum, lütfen gebelik diyabeti konusunda çalışmalarınızı, araştırmalarınızı, bunların sonuçlarını, literatürleri, bilimsel yayınlarınızı alıp gelin, bizi özellikle genç hekimleri ikna edin. Bu kaos ortamı bitsin, buna hepimizin özellikle de bebeği için endişelenen, gece uykusuz kalan genç anne adaylarının ihtiyacı var. Bekliyoruz hocam.

        Diğer Yazılar