Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Biri zaten zayıf olan şampiyonluk şansını sonuna kadar devam ettirmek için kazanmak zorunda olan ekip, diğeri de düşme mücadelesi yaptığı rakiplerinin kazandığı haftada son 5 maçtır kaybetmemenin verdiği özgüvenle sahaya çıkan takım. İlk 45’te kaleleri bulan şut yoktu.

        Devre arasında NTV’deki Yüzde Yüz Futbol programında Rıdvan Dilmen’i dinledim. Rıdvan Hoca, önce takımın kalitesini, hücum bölgesindeki isimlerin yeterliliğinden dem vurdu ama sonra şöyle dedi: “Ne olur, Osmanlı’ya yenilsen?.. Hoca (Kocaman’dan söz ediyor) Valbuena gibi oyuncularla ilgili ‘Aminu, Serdar Gürler gibi hızlı oyuncular arkaya kaçar mı?’ diye düşünüyor. Hoca bu, kafasına bu kork... (burada kelimeyi devam ettirmedi) bu düşünceyle yaşıyor. Şenol Güneş de kafasında ‘gelirlerse gelsinler’ diye bakıyor...” dedi.

        2. yarı başladı; Alper yerine Valbuena oyuna girdi, Giuliano yerine (santrfor arkası) geçti. F.Bahçe biraz ama sadece biraz tempoyu artırdı; sağ kanat ağırlıklı akınlarla rakibinin üstüne gitti. Yine pozisyon bulunamasa da akın devamlılığı sağlandı, hiç olmazsa tribünler bir nebze oyuna girdi, çok tartışılacağına emin olduğumuz bir kafa vuruşu ile (piero çizimi olmadan gol - gol değil diyemeyiz) skor alındı. Sonra Osmanlı, çıkmaya çalışırken yetenek devreye girdi ve Giu-Soldado ikilisi ile gol geldi. Dakika 65 olduğunda durum 2-0 iken maçın yorumcusu Reha Kapsal, “Şimdi ilk yarıda kapalı Osmanlı savunmasına karşı daha çok iş yapabilecek Valbuena oturuyordu, Alper oynuyordu. Şu anda öne çıkan ve alan boşaltan Osmanlı’ya karşı Valbuena sahada ama asıl bu alanları değerlendirebilecek Alper çıktı. Kapalı savunmaya karşı Valbuena; skor alındıktan sonra Alper... Detaylar bunlar” dedi...

        Yani benim zaten fikrim belli ama hocayı eleştirmekten imtina eden isimlerin yorumları bunlardı. Aykut Kocaman son 2 senesinde 70 puana ulaşamamıştı. Bu sene de kalan tüm maçlarını kazanması halinde 72 puana ulaşacak. Söyleyeceklerim bu kadar... Osmanlı ile ilgili ise şunu söyleyebilirim: Bu takım hücum ederken geride bu kadar açık verecekse küme düşer. Son olarak zaten zevksiz keyifsiz kötü maçlar izlediğimiz şu dönemlerde hiç olmazsa bir kural getirelim ve şu yerde yatma hastalığına bir çözüm bulalım. TFF’ye yalvarıyorum: Ayağa kalkın adam gibi oynayın kuralını getirin. Yerde yatıp kalkmayan sahtekarlardan bıktım usandım.

        ŞENER

        Isla’dan da iyi; Dirar’dan da. Hakkıyla aldığı formasını gayet güzel taşıyor.

        SERDAR GÜRLER

        Ayakta durmak yerine sürekli yerde yatıyor. Top taşıyamıyor, pozisyon üretemiyor, olmadığı “Süper Yıldız” gibi davranıyor.

        Diğer Yazılar