Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        gerçi şimdilerde gidenler bu dediğime inanamayacaklar -çünkü bugünlerde bölgenin tümü bir Disney masumiyetinin ve çocuk kültürünün hâkimiyetinde- ama bir zamanlar "Times-Square" dünya ahlaksızlığının gayri resmi başkenti gibiydi. Adım başında seks dükkânı ve genelev vardı. (Ben öğrencilik hayatımın tümüne yakın bölümünü bu bölgede yaşayarak geçirdim. Oradan kısa süre bile ayrılmamak için sokakta kaldırımda uyu-muşluğum bile vardır).

        Seks dışında her kategoriden serseri de sokakları işgal altında tutuyordu (görünüm Escape From New York filminden bir sahneye benziyordu). Bir gün bu meydandaki binaların üstünde büyük bir film ilanı ortaya çıktı. Yıl 1972'ydi ve yazarınız ilanın dikilmesini bizzat seyretme şerefine ulaşmıştı. Bölgedeki bir sinemada "Deep Throat" adlı bir film gösterilmeye başlanıyordu. Film pornografinin tanımını değiştirmek iddiasındaydı, nitekim bu da oldu. Filmden sonra çevredeki tüm seks dükkânları, tek kişilik kulübelerde gösterdikleri seks filmlerini tümden değiştirmek zorunda kaldılar. Daima gerçeğin, sadece gerçeğin arkasından koşmayı kendisine ilke edinmiş yazarınız, ilanı görür görmez filmi seyretmek için yakındaki sinemadaydı. Daha sonra bütün seks dükkânlarındaki değişimi de bizzat inceledim tabii ki. O yıllarda o kadar gençtim ki sinemadan içeriye girebilmem için hüviyet bile istemişlerdi. Sinemanın adını da hatırlıyorum: "New Mature World Theatre." Galiba o sinemada şimdilerde Disney'in "Mary Poppins" şovu gösteriliyor, yani bu kadar radikal değişim oldu bölgede. Denildiği gibi film hakikaten pornografinin anlamını değiştirecek kadar farklıydı. Bir nevi pornografi trendi oluşturucusuydu. Filmde diyalog bile vardı. Eski porno filmlerinde diyaloğa gerek yoktu, bu bir zaman kaybı olarak görülüyordu.

        Deep Throat'ın konusu

        Diyalogu olduğu kadar filmin konusu bile vardı. Adı "Derin Boğaz" olan bir porno filminde konu ne olabilir, tabii ki oral seks anlatılıyordu. Filmin baş kadın oyuncusu, klitorisi boğazında bulunan bir kadını canlandırıyordu. Bundan sonrasını anlatmayayım, sizin hayal gücünüze bırakıyorum.

        Linda Lovelance

        Düzeyli bir mizah anlayışı da sergileyen film, Linda Lovelace adını sinema tarihine yazdırdı. "Deep Throat" adlı filmin baş kadın oyuncusu olmak gibi zor bir görevin üstesinden gelen Linda Lovelace anında meşhur oldu. Kadının adı pornografiyi çağrıştırmak için kullanılmaya başlandı.

        Ms. Lovelace

        Gerçek adı Linda Boreman olan oyuncu, Linda Lovelace rolünden sonra dediğim gibi meşhur oldu. Daha önce son derece basit ve ucuz pornografik filmlerde oynuyordu. Filmden sonra Amerika'nın neredeyse tüm seks şov salonlarını gezip sahneye çıktı. Dediğim gibi gerçeğin, sadece gerçeğin peşinde olan yazarınız, Lovelace New Yorkta da sahneye çıkınca bu fırsatı kaçırmadı ve olayı gerçek bir gazeteci gibi yerinden izledi. Bir defasında Cannes Film Festivali'ne de içini tamamen gösteren bir kıyafetle katılmış olan Ms. Lovelace daha sonra ilk filmindeki başarısını tekrar yakalamaya çalıştı. "Linda Lovelace For President" (Başkanlık Adayı Linda Lovelace) filmini de çevirdi ama bu film pek iş yapmadı.

        Kültürel yorumsuz olmaz

        Şehirde olan her türlü kültürel gelişmeye el atmak zorunda olan New York Times Gazetesi de Deep Throat fenomeni dışında kalamazdı. New York Times Magazine'de film hakkında uzun bir analiz yazısı yayınlandı. "Porno moda olmaya başladı" denilen yazının başlığı "Porno Chic"di.

        Polis Baskını

        Bir gün polis, filmin oynadığı sinemayı bastı ve filmin gösterimini yasakladı. Bu bir hataydı; çünkü baskından sonra şehirde ne kadar entelektüel, insan hakları savaşçısı varsa filmin gösterilmesi için savaş verdi ve tabii ki gösterilmeye bir süre sonra tekrar başlandı. New York şehrindeki seksüel konulardaki esnekliğin temelinde, bu mücadelenin sonunda sağlanan yasal teminatlar da vardır. Bugün birçok durumda polis, fahişeleri evinde basamıyor; çünkü onlar yaptıkları işe bireysel tercih diyorlar ve polisin eli kolu bağlanıyor.

        1980'ler

        Daha sonra dönemin trendine ayak uyduran Bayan Lovelace, “Ordeal” adlı geçmişiyle hesaplaşma kitabını 1980’de yayınladı. Kitapta daha önce anlattığı gibi pornografiden hoşlanmadığını, birçok sahneyi zor durumda kaldığı için oynadığını anlattı. Kitabına göre mafya, eğer denilenleri yapmazsa onu öldürmekle tehdit ediyordu. Bu tür geçmişle hesaplaşmalar Amerika’da çok popüler olduğu için Ordeal adlı kitabın devamı da geldi. İkinci kitabın adı “Out of Bondage”dı (1986). Kitabın girişini feminist hareketin liderlerinden Gloria Steinem yazmıştı. Linda Lovelace, porno yıldızı olarak başladığı yaşamına artık ünlü bir yazar ve feminist hareketin sembolü olarak devam ediyordu.

        Filmin direktörü

        Deep Throat filminin direktörü, Gerard Damiano adında bir adamdı. Deep Throat'tan başka bir diğer ikonik porno filmi daha vardı. O filmin adı da "The Devil in Miss Jones"tu. Bilmem sadece gerçeğin peşinde olan yazarınızın da bu konuda ne yaptığını açıkça anlatmama ihtiyaç var mı artık? O filmin baş kadın oyuncusu Marilyn Chambers'ti. İlk önce son derece masumane "Ivory Snow" sabunu reklamlarında oynamış olan Marilyn Chambers bu filmle sinema tarihine geçti.

        Diğer Yazılar