Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        İstanbul Boğazı...

        Hiç şüphesiz; bir yakası Avrupa, diğer yakası Asya kıtasına ev sahipliği yaptığından yalnızca Türkiye’nin değil, dünyanın en eşsiz coğrafyalarından biri.

        Çok koruyamıyor olsak da doğal güzelliği kadar Londra, New York, Tokyo gibi şehirlere kafa tutan metrekare fiyatlarıyla da hatırı sayılır bir değere sahip.

        Dolayısıyla da “pahalı”. Hem de çok!

        Her iki yakasında da mülk ya da mekân sahibi olmak hatta kiralamak bile epey bir güç gerektirir.

        Hele de mekân. Her ne kadar istisnalar kaideyi bozmasa da Boğaz, genelde sürekli el değiştirip devrolan; başka isimlerle ve konseptlerle açılıp kapanan dükkânlara ev sahipliği yapar.

        Her ne kadar Avrupa yakasına nazaran Anadolu yakası bu konuda daha istikrarlı bir gidişata sahip olsa da, Anadolu yakasının da kendine has dinamikleri vardır.

        Yıllardır Çengelköy’de yaşayan biri olarak bunu çok iyi bilirim.

        Avrupa yakasında yıllardır hizmet veren Dolce gibi Türkiye’nin en ünlü pastanelerinden birini kendi yakasından dışlayıp Ceremony gibi yine çok ünlü bir çiçekçiyi benimseyebilir.

        Ya da yıllardır kendi yakasına karşı yakadan bile akın akın müşteri çeken Villa Bosphorus, Tapasuma, Del Mare, İsmet Baba, Uskumru ve Suna Abla gibi mekânları bağrına basabilir.

        Duyarlı iletişimci

        BUNLARDAN biri de sanırım 25 yıldır Kanlıca kıyısındaki şahane konumuyla hizmet veren Lacivert Restoran’dır.

        Bizim yakada olmasına rağmen yıllardır kapısını bile çalmamıştım Lacivert’in. Sebebiyse son gittiğimde her açıdan mekâna hâkim olan köhne havaydı. Kimsenin de Lacivert’e gittiğini duymadığımdan artık iyiden iyiye yapıştırmıştım “çaptan düştü” yaftasını mekâna.

        Geçenlerde Instagram’da Lacivert’ten bahseden arkadaşımın paylaşımının altına mekân hakkındaki fikrimi yazdığım yorumumun üzerine, restoranın iletişim ajansından çok zarif bir elektronik posta aldım.

        E-posta aynı zamanda mekânın baştan aşağı yenilendiğini kendi gözlerimle görmem için bir de davet niteliğindeydi.

        Eskiden müziğinden aydınlatmasına, yemeğinden ortamına kadar bu çok sevdiğim mekândan gelen daveti geri çevirmedim ve hevesle tuttum Lacivert’in yolunu.

        Ve inanın daha merdivenlerinden inerken bile hemen tekrar yakalayıverdim o özlediğim eski Lacivert havasını.

        Gördüm ki, Lacivert’i özlemiş ve tekrar müdavimleri arasına girmeye iştahlı olan bir tek ben değilim. Tıka basa dolu restoranda aralarında cemiyet ve basın yayın hayatının oldukça ünlü isimlerinin de bulunduğu pek çok eşime dostuma da rastladım. Boğaz’ın yanı başında, Rumeli Hisarı’na nazır iyi bir yemek yemek isterseniz “yeni” Lacivert’i deneyin derim.

        Akılda kalanlar

        ■ Bağcılar’a Venedik’ten ve Halkalı’ya Boğaz’dan esinlenerek bu mekânların dokusuyla uzaktan yakından ilgisi olmayan devasa binalar diktikten sonra şimdi de Ankara’da marina yapacak kadar hayal gücü geniş inşaat firmaları...

        ■ Sigara izmariti atanlara kestiği ceza ile kaldırımlarını 350 bin ton çöpten arındıran Paris ile18 yaşından küçük çocukların bulunduğu araçta sigara içenlere kestiği ağır cezalar nedeniyle İngiltere...

        ■ Yayınladığı son kitabı “Ece Gibi Hisset” ile hayattan kopmadan nasıl sağlıklı yaşanabileceğinin tüyolarını veren Ece Vahapoğlu...

        ■ Kadın-erkek farkı gözetmeksizin gayet sempatik ekose gömlekleri, gemici kemerli jean pantolonlarıyla hizmet vermeye başlayan BTA personeli...

        ■ Her arıza kaydı alışlarında eve geldikleri takdirde ne olursa olsun 25 TL tahsil edeceklerini birkaç kez üstüne basa basa belirten Digiturk’ün problemimi çözdükten sonra “borcunuz yok” diyerek ayrılan teknisyeni...

        ■ Gemilerinde kullandığı şampuan, sabun gibi ürünlerin kokusunu genel mekânlarda kullandığı kokuyla aynı yapacak kadar kurumsal kokuya önem veren yönetimiyle İtalyan MSC Cruises şirketi... ■ Benim diyen erkeğin bile kullanmakta zorluk çekeceği KTM motosikletiyle E-5’te gazlayan kızıl saçlı genç kız...

        ■ Arkasında karun gibi zengin Azeri işadamı Mübariz İbrahimov olmasına rağmen aldığı Türkiye pazarından çıkma kararıyla Billionaire Club...

        Diğer Yazılar